Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
Arka Pencere
Yazar: Hasan Cömert
Serideki diğer filmler gibi "Maymunlar Cehennemi: Savaş" da bir yanıyla aile olmak, birlik olmakla ilgili ama bir önceki filme göre bu kez kurulan ailenin üyelerinin farklı olmasının ilişkileri daha doğal kıldığını söyleyebiliriz. Ailenin yeni üyeleri konuşamayan küçük kız Nova'yla hikayenin dramatik yanı güçlenirken, Bad Ape de filmin mizahını taşıyan karakter oluyor. "Maymunlar beraber güçlü" diye Caesar ve Maurice ile Nova arasındaki ilişki de eski seriden bugüne insan-maymun arasında kurulan bağın bir devamı oluyor. Sinema tarihinin en güçlü karakterlerinden Caesar'ın vedasıyla da final sahnesi unutulmazlar arasında yerini alıyor.
Eleştirinin tamamı için: Arka Pencere
Sözcü
Yazar: Burak Göral
İnsanoğlunun yıkıcılığının insanlığın sonunu getireceğini oldukça duygusal sahnelerle birleştiren çarpıcı bir görsellikle sunuyor yönetmen Matt Reeves. Bu hikayeyi tam da anlatılması gerektiği gibi müziklerinden bütün diğer tasarımlarına kadar karanlık bir bakış açısıyla anlatıyor. Duygusal finali ise 1968 yılının "Maymunlar Cehennemi" filmine zarif bir köprü kuruyor. Yaklaşık iki buçuk saat süren film, bize insanoğlunun önlenemeyen kibiriyle kendisinden olmayana nasıl saldırdığını, kızılderili ya da yahudi soykırımlarında olduğu gibi her an yeni bir tanesine daha ne kadar da hazır olduğunu hatırlatmakta.
Eleştirinin tamamı için: Sözcü
Milliyet
Yazar: Nil Kural
İkinci filmde seriyi teslim alan Matt Revees, serinin insanları ve yok etme arzularını sorgulayan yaklaşımını sürdürürken özel efekt açısından büyülüyor. Büyük bir savaşa giden adımları güçlü bir müziğin yarattığı atmosfer eşliğinde takip ederken bu savaşın gidişatına dair merakı hiç öldürmüyor. Sonuçta tekil bir karakterle başlayan, ikinci filmde odağını kaybeden seri, üçüncü filmle yeniden kan buluyor.
Eleştirinin tamamı için: Milliyet
Habertürk
Yazar: Mehmet Açar
Seri, yeni filmde ciddi, ağır ve trajik bir tavırla daha çok kendi destanını yaratmaya çalışıyor galiba... Caesar’ın öyküsünü en başından beri bilen seyircilerin etkilenmesi mümkün. Ama kendi adıma her şeyi gereğinden fazla acıklı ve trajik bulduğumu söyleyebilirim. Ayrıca ortada ayrımcılık, savaş üzerine daha önce hiç söylenmemiş sözler yok. Özgün bir öykü ya da farklı bir görsel dünya olduğu da söylenemez. Maymunların yeni bir uygarlık kurmasına doğru ilerlediğini bildiğimiz bir serinin neden bu kadar karanlık ve mutsuz olması gerektiği sorusunun cevabı da herhalde yaşadığımız dünyayla ilgili...
Eleştirinin tamamı için: Habertürk
Hurriyet
Yazar: Uğur Vardan
Bu eklektik yapıyı Reeves’in anlatımı toparlamayı başarmış ama ben yine de daha çarpıcı bir film bekliyordum doğrusu. (En beğendiğim yanı ise orijinal filme göndermelerde bulunan, Caesar ve ekibinin sahilde atla takibe yöneldikleri sahneler oldu.) Buna, yer yer senaryonun kimi noktalardaki inandırıcılıktan uzak hamlelerin (mesela kamptaki nöbetçiye ‘çamur atma’) yanı sıra işin felsefesi konusundaki, “Biraz daha derine inersek, seyirciyi sıkarız” tavrı da neden oluyor sanırım.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
Arka Pencere
Serideki diğer filmler gibi "Maymunlar Cehennemi: Savaş" da bir yanıyla aile olmak, birlik olmakla ilgili ama bir önceki filme göre bu kez kurulan ailenin üyelerinin farklı olmasının ilişkileri daha doğal kıldığını söyleyebiliriz. Ailenin yeni üyeleri konuşamayan küçük kız Nova'yla hikayenin dramatik yanı güçlenirken, Bad Ape de filmin mizahını taşıyan karakter oluyor. "Maymunlar beraber güçlü" diye Caesar ve Maurice ile Nova arasındaki ilişki de eski seriden bugüne insan-maymun arasında kurulan bağın bir devamı oluyor. Sinema tarihinin en güçlü karakterlerinden Caesar'ın vedasıyla da final sahnesi unutulmazlar arasında yerini alıyor.
Sözcü
İnsanoğlunun yıkıcılığının insanlığın sonunu getireceğini oldukça duygusal sahnelerle birleştiren çarpıcı bir görsellikle sunuyor yönetmen Matt Reeves. Bu hikayeyi tam da anlatılması gerektiği gibi müziklerinden bütün diğer tasarımlarına kadar karanlık bir bakış açısıyla anlatıyor. Duygusal finali ise 1968 yılının "Maymunlar Cehennemi" filmine zarif bir köprü kuruyor. Yaklaşık iki buçuk saat süren film, bize insanoğlunun önlenemeyen kibiriyle kendisinden olmayana nasıl saldırdığını, kızılderili ya da yahudi soykırımlarında olduğu gibi her an yeni bir tanesine daha ne kadar da hazır olduğunu hatırlatmakta.
Milliyet
İkinci filmde seriyi teslim alan Matt Revees, serinin insanları ve yok etme arzularını sorgulayan yaklaşımını sürdürürken özel efekt açısından büyülüyor. Büyük bir savaşa giden adımları güçlü bir müziğin yarattığı atmosfer eşliğinde takip ederken bu savaşın gidişatına dair merakı hiç öldürmüyor. Sonuçta tekil bir karakterle başlayan, ikinci filmde odağını kaybeden seri, üçüncü filmle yeniden kan buluyor.
Habertürk
Seri, yeni filmde ciddi, ağır ve trajik bir tavırla daha çok kendi destanını yaratmaya çalışıyor galiba... Caesar’ın öyküsünü en başından beri bilen seyircilerin etkilenmesi mümkün. Ama kendi adıma her şeyi gereğinden fazla acıklı ve trajik bulduğumu söyleyebilirim. Ayrıca ortada ayrımcılık, savaş üzerine daha önce hiç söylenmemiş sözler yok. Özgün bir öykü ya da farklı bir görsel dünya olduğu da söylenemez. Maymunların yeni bir uygarlık kurmasına doğru ilerlediğini bildiğimiz bir serinin neden bu kadar karanlık ve mutsuz olması gerektiği sorusunun cevabı da herhalde yaşadığımız dünyayla ilgili...
Hurriyet
Bu eklektik yapıyı Reeves’in anlatımı toparlamayı başarmış ama ben yine de daha çarpıcı bir film bekliyordum doğrusu. (En beğendiğim yanı ise orijinal filme göndermelerde bulunan, Caesar ve ekibinin sahilde atla takibe yöneldikleri sahneler oldu.) Buna, yer yer senaryonun kimi noktalardaki inandırıcılıktan uzak hamlelerin (mesela kamptaki nöbetçiye ‘çamur atma’) yanı sıra işin felsefesi konusundaki, “Biraz daha derine inersek, seyirciyi sıkarız” tavrı da neden oluyor sanırım.