Buz Devri macerası bu defa uzaya taşınıyor!
Yazar: Su BahadırAnimasyon yapımlar son 15 yıllık zaman diliminde adeta seviye atladı desek yanlış olmaz. Çocuklara yönelik çizgi filmler oldukları algısından kurtulan yapımlar artık gençlere ve hatta yetişkinlere de sunulabilecek yapımlara dönüştüler. Bu stratejiyle çekilen kimi yapımlar adeta dibe batarken, kimileri de başarıyla parlayarak seri halinde devam ettiler. Buz Devri de bu başarısını düzenli olarak devam ettirebilen animasyon serilerinden biri olarak öne çıkıyor.
Kung Fu Panda ve Oyuncak Hikayesi gibi başarılı animasyon serilerinin yanında ismi es geçilemeyecek olan seri bu kez 5. devam halkasıyla seyircilerle buluşuyor. Başarılı serinin yeni devam halkasında yönetmen koltuğuna serinin 3. filminden beri ortak yönetmenlerden biri olarak her filmde yer alan Mike Thurmeier oturuyor. Filmin yönetmenliğini üstlenen 2. isim ise serinin ilk filminin senaryosunda kalem oynatan, 2. ve 3. filmlerinde de animasyon ve görsel efekt süpervizörlüğünü üstlenen Galen T. Chu. Yani filmin yönetmenleri seriye bir hayli aşina ve seriyi benimsemiş isimlerden oluşuyor. Böylece her yönetmenle gelen değişik bakış açısı kopuklukları da ortadan kalkmış oluyor.
Buz Devri serisi belki de animasyon serileri arasında seslendirme açısından hem orijinal, hem de dublaj kadrosu olarak çifte başarıyı yakalayan nadir serilerden biri. Mamut Manny'ye Ali Poyrazoğlu'nun tok sesi, yırtıcı ama altın kalpli kaplan Diego'ya da Haluk Bilginer'in sisli sesi çok yakışıyor. Öyle ki kimi izleyiciler filmi orijinal dili yerine dublajlı olarak seyretmek isteyebilir.
Buz Devri'nin 5. devam halkasında elbette ki her şey Scrat ile başlıyor. Dünya üzerindeki bütün değişimleri başlatan karakter olarak karşımıza çıkan bu meşe palamudu aşığı yaratık yine yapacağını yapıyor ve uzayda bir seri asteroid zincirlemesini tetikliyor. Bunun sonucunda da dünya yeniden tehdit altına giriyor. Uzay bu sebeplerden bir hayli karışıkken her filmde genişleyen sürümüzü bu filmde daha da genişlerken görüyoruz. Manny'nin kızı Peaches nişanlısı Julian ile evlilik hazırlıklarında. Ancak kötü olaylar da peşlerini bırakmıyor. Zira Sid sevgilisine evlenme teklif etmek üzereyken terk ediliyor ve Manny ile Ellie'nin evlilik yıldönümlerinde bir göktaşı dünyaya isabet ediyor. Canını zor kurtaran sürümüz tekrar yeni bir ev arayışına giriyor. Tek gözlü gelincik Buck da tam bu anda elinde bir tarihi eser ve kurtuluş planıyla karşılarına çıkıyor. Asteroidleri geri püskürtme temeline dayanan bu planın yolu da ilk kez gördüğümüz Geotopia'dan geçiyor!
Geotopia bir hayli orijinal yaratılmış bir lokasyon. Gerek özel taşlar sayesinde gençliklerini koruyabilen sakinleri, gerek büyülü coğrafyası olsun, bir hayli hedonist bir mekan. Tabii ki sakinleri de öyle! 3 dinozorun ekibin dünyayı kurtarma planını engelleme çabası yetmiyormuş gibi bu kez de bölge sakinleri sorun çıkarıyor, zira özel taşları asteroidlere manyetik etki yaparak onları uzaklaştırabilir, ancak bu aynı zamanda sakinlerin gençliklerini de kaybetmeleri anlamına geliyor. İşte burada fedakarlık teması güzelce işleniyor. Kendiniz mi yoksa geri kalan dünya mı? Nitekim Buz Devri serisini özel kılan da bu tarz insanı duygulara bir hayli yer vermesi. Karakteristik değerler ve fedakarlık, serinin kahramanlarının en yoğun sahip olduğu özellikler arasında yer alıyor. Kung Fu Panda gibi başarılı serilerde de bunun örneklerini görsek de, Buz Devri kahramanları bunlara sosyal dayatmaların henüz yaratılmadığı bir dünyada bile sahipler.
Filmin ses efektleri ve müzikleri bir hayli eğlenceli. Egzotik sahneler için özel ses efektlerine başvurulmuş. Hem çocuklara, hem yetişkinlere hitap eden bu serinin akıllıca yaptığı seçimlerden biri de bu. Her filmde yepyeni bir hikayeyi beyazperdeye yansıtabilen serinin ses kullanımı da bir hayli başarılı. Bunda yönetmenlerin serinin alışıldık diline sahip çıkmış olmasının da büyük etkisi var.
Eğer animasyon sevenlerdenseniz ve içinizi ısıtacak ama kahkahalara da boğacak bir film arıyorsanız Buz Devri: Büyük Çarpışma'yı kaçırmamanızı tavsiye ederim.