Bu film, gerçek hikayeden uyarlanmış. Hitler'ın konuşma yaptığı binaya bomba yerleştiren, daha sonra da yakalanıp bombayı patlatamayan ve Naziler tarafından işkence gören Georg Elser'in hikayesini konu alıyor.
Film bu konuda oldukça iyi çalışıyor aslında. Elser'in bomba tasarlama şeklini, yakalanışını ve esir tutulduğu sahneleri film, oldukça ilgi çekici bir şekilde anlatmış. Fakat, film benim için ortalamaydı. Neden mi?
Çünkü flashback! Filmdeki flashback sahneleri o kadar gereksiz ki, filmin bütün havasını söndürüyor, nereye odaklanacağınızı şaşırıyorsunuz. Normalde filmin, Elser'in esir tutuluşu ve hayatta kalmaya çalışması konusunu ele alması lazım. Ama flashback sahneleri sayesinde kafanızda bir sürü gereksiz bilgi oluşuyor.
Film bize şunu anlatmaya çalışıyor: "Böyle bir filmi görmek için para verdiniz ama ben size klişe bir aşk hikayesi vereceğim." Gerçekten mi?! Elser'in hayatının aşkıyla tanışması, ilişkiye girmesi, olayın yasak aşka dönüşüp Elser'in aşkının, kocasından ayrılmaya çalışması, çocuklu aile olması vesaire... İyi hoş da, bu sahneler film hakkında hiçbir şeyi değiştirmiyor. Elser'e "ah zavallı!" diyerek acımıyoruz. Ayrıca, film bu flashback sahneleri filmin asıl geçtiği yerde hiç kullanmıyor.
Elser nasıl iyi bir film olurdu, biliyor musunuz? 114 dakikalık bu filmdeki bütün flashback sahnelerini atarak, ortaya sadece Elser'in esir olarak geçirdiği hapishanede geçen 40 dakikalık etkileyici bir kısa film yapmak. Ama sırf böyle bir filmi sinemaya uyarlamak için sanırım, bir sürü ilginç ama konuyla tamamen alakasız sahneler eklemişler. Bu sahnelerin klişeden geçilmediğini söylemek bile istemiyorum.
Aslında flashback sahnelerini atarsak bile bu film, aslında mükemmel değil. Havada kalan sorular ve uzatılmış, gereksiz sahneler çok var. Mesela filmde, hikayeyle alakası olmayan bir adamın tamı tamına 1 dakika boyunca bir kancaya asılarak ölüşünü gösteriyor film bizlere. Bu sahne her ne kadar ekrana bakılamayacak kadar kötü olsa da hikayeye hiçbir şey eklemiyor maalesef. Filmi daha ilgi çekici yapmıyor. Sadece süreden çalmak için gereksiz, mide kaldırıcı bir şey görmüş oluyorsunuz.
Filmin zayıf kalmış finalinden söz etmiyorum bile. Bu filmin nasıl biteceğini daha en başından anlamıştım zaten. Film bittiğinde de yaklaşık 2 saatlik, içi gereksiz yere doldurulmuş, zayıf bir film izlediğimi fark ettim. Gerçi Elser, o kadar kötü olmasa da insan hayal kırıklığına uğruyor.
Kısacası, eğer Nazi zamanında geçen filmleri ilginç buluyorsanız ve sürenin uzun oluşuna aldanmıyorsanız, Elser'i izleyebilirsiniz. Oldukça farklı ve sert sahneleri var bu filmin, türünün örneklerine karşın. Ama o kadar gereksiz yan hikayelerle doldurulmuş ki, sadece esir sahnelerini izlesek oldukça başarılı, 40 dakikalık güzel bir kısa film izlemiş olurduk. Üstelik aklımızda hiçbir soru işareti kalmazdı, herkes ne olduğunu anlardı. Flashback sahneleri, filmi yok etmiş maalesef, türünden çıkarmış. Elser, kötü bir film olmasa da bir hayal kırıklığı oldu benim için. Özellikle de benim yaptığım gibi sinemada izlemenizi tavsiye etmem.
FİLMİN İYİ YANLARI:
+ Bazı oyunculuklar.
+ Nazi zamanına karşın oldukça sert bir bakış açısı var.
+ Güzel görünen sahneler (sinematografi) ve bazı fikirler.
FİLMİN KÖTÜ YANLARI:
- Sonu.
- Flashback sahneleri.
TOPLAM PUAN: 5/10