Postmodern Peter Pan sinemalarda!
Yazar: Atlantisten Gelen AdamHugh Jackman’ın müzikallerdeki başarısına ek olarak bir de fantazmatik karakteri ve rol aldığı filmlerde hep insan-üstü figürlere bürünmesinin ona çok yakışmasından mütevellit bu defa da kötücül yürekli kara kaba sakallı denizci karakterine hayat verdiği Pan, postmodern bir Peter Pan uyarlaması.
İkinci Dünya Savaşı döneminde, Nazi uçaklarının acımasız motorları altında inleyen Londra'daki bir yetimhanede yaşayan ergen Peter’ın faşist tehlikeye paralel bir halisünatif korsanlar fraksiyonu tarafından kaçırılmasıyla başlayan curcuna, Kurt Cobain’in punk rock ‘n’ roll pesimizmiyle Peter Pan’in ebedi iyimserliğinin bir sentezi niteliğinde.
Klasik hikayeyi herkes bilir; Neverland adındaki curcunanın eksik olmadığı uzak ve büyülü dünyada yok yoktur; kan, ter, gözyaşı ve elbette ki naif düzlemde perili bir aşk hikayesi. Tekmili birden tantanalı bir serüven; tansiyonun asla düşmediği bol gürültülü bir macera sizleri bekliyor, çocuklar ve elbette ki çocuk kalanlar... Bekliyor beklemesine de beklenti dozunu öyle çok yükseklerde tutmamak gerekiyor. Neden? Evvela Hugh Jackman’a seslenmek istiyorum; Hugh! Dostum, her yüksek bütçeli filmde illa rol almak zorunda mısın? Artık bir kendini dinlendirme zamanının geldiğini hissetmiyor musun? Anthony Hopkins gibi bir ayağı çukurda olsan belki anlayacağım ama... Bildiğimiz kadarıyla kanser illetini de atlattın?
Çocukluğumuzdan bu yana aşina olduğumuz Peter Pan’in daha fazla gürültü, Nirvana’lı, şarkılı türkülü versiyonuyla gişe başarısı zor gözüküyor. Ama çoluk çocuk; hele ki şatafatı, makarayı ve bol tantanalı gürültülü filmleri seviyorsanız keyif almanız da olasıdır.
Sorun şurada. Zaten Peter Pan Sendromu çağında yaşıyoruz. Kimse büyümek istemiyor; sağlık ve kozmetik sektörü ki buna ilaç tekellerini de ilave edelim, herkesin uzun yaşaması, genç olması ve genç ölmesi için seferberlik halinde. O zaman daha yaratıcı sinemasal uygulama örneklerine her zamankinden daha fazla ihtiyaç var. Film, Joe Wright’ın kariyeri bağlamında CV’sine yazılacak çok iyi örneklerden biri olarak değerlendirilmedi ve gelen ilk tepkilere göre hasılatların düşüklüğü de başarılı yönetmenin başını ağrıtabilir.
Ama sinemanın büyüsü bu; hayat gibi inişli çıkışlı bir izleği var Büyülü Fener diye adlandırılan bu eğlenceli sektörün ve Wright’ın da çekeceği daha çok film var!
Pan, haftanın mısır patlağı ve gazoz ile birlikte gidebilecek, kafa dağıtmaya yarayabilecek naif filmlerinden...
@atlantisliadam