Senaryosunu da yazan Joel ve Ethan Coen biraderlerin yönetmen koltuğunda oturmakta oldukları "Hail, Caesar!"; 1950'li yılların Hollywood dünyasının, yer yer absürtizme de varabilecek nitelikteki, mizahi bir dil kullanılmak suretiyle resmedildiği bir drama olarak geliyor karşımıza...
Gelin isterseniz, 22 milyon dolarlık bir bütçe ve Josh Brolin, George Clooney, Alden Ehrenreich, Ralph Fiennes, Jonah Hill, Scarlett Johansson, Frances McDormand, Tilda Swinton ve Channing Tatum ile filmin anlatıcısı Michael Gambon'ın oluşturduğu oldukça renkli bir oyuncu kadrosuyla çekilerek; brüt 63.6 milyon dolar tutarındaki, hayal kırıklığına yol açan bir hasılat rakamına da ulaşılmış olan bu filme biraz daha yakından bakalım...
***
Son günah çıkartmasının üzerinden sadece yirmi dört saat geçmiş olmasına karşın...
Bir profesyonel olarak Başkanı olduğu Capitol Pictures'daki sözleşmeli yıldızlarını yakın markaja alarak, onların skandallarını basından gizleme çabası içindeki (gerçekten de yaşamış bir Hollywood yapımcısı olan) Edward "Eddie" Mannix (Josh Brolin); sigarayı bıraktığına dair, karısı Connie'ye (Alison Pill) yalan söylediği için yeniden günah çıkartmaktadır...
***
Aynı Eddie için...
Sabahın beşi, mesaisinin başlangıç saati de olabilmektedir...
Zira adına çalıştığı film stüdyosu, her biri ya gün ışığında drama ya da mehtapta rüya konulu hikayeler üretirken; Eddie'nin işiyse, gece gündüz ayrımı yapmaksızın...
Aynen...
Aktris Gloria DeLamour'un (Natasha Bassett), izinsiz olarak fotoğraflarını çeken Fransız posta kartı fotoğrafçısı Falco (Richard Abraham) örneğinde olduğu gibi; zor kullanarak da olsa, stüdyonun oyuncular üzerindeki telif haklarını da korumaktır...
Bunu yaparken de...
Eğer çıkan patırtı kütürtü nedeniyle, olaya polis (Jon Daly, Dennis Cockrum) müdahil olursa; gelen memurların ellerine harçlık sıkıştırılarak, yola devam edilebilinmektedir...
***
"Jeneriği henüz çekilmemiş" olan Capitol Pictures'ın en yeni film projelerinden "Yüce Sezar! İsa'nın Hikayesi (Hail, Caesar! A Tale of the Christ)"nin senaryosuna göre...
- Antik Roma -
Hükümdar Maximus ve Tiberius'un idaresinde geçen yılların ardından...
Roma lejyonları, dünyanın efendileri haline gelmiş...
Ve...
Ayak sesleri, batıdaki İber Yarımadası'ndan; doğudaki Alexandria'nın büyük kütüphanesine dek duyulur olmuştur...
***
Romalı kırbaçlarından acıyla kıvranan mazlumlar, dört bir yandayken; özgür insanlar ile köleler el mahkum, tek bir ilahta birleşmişlerdi...
İmparator "Sezar (Caesar)"...
O, herkesin vücuduna ve ruhuna sahip olan bir Tanrı'dır...
Ona itaat etmeyenleriyse...
Kadırga, arena hatta çarmıh bekliyordu...
***
Lakin doğudan, Beytüllahim'in tozlu sokaklarından esen yeni bir rüzgar vardı...
Öyle ki...
Sonunda, Sezar'ın gözü alabildiğine uzanan evine; şu an güvenli gözüken tuğla ve kandan yapılma sarayına göz dikecektir...
***
Beş yüz kilometrelik yol boyunca, at sürmüş olan Gracchus (Clancy Brown) ile ünlü oyuncu Baird Whitlock'ın (George Clooney) canlandırdığı Autolochus Antoninus; Sezar'ın Roma'sına girerlerken...
Uzaklardaki Filistin'de ise, bir başka adam; mütevazı bir tüccar olan Tarsuslu Saul'de (Jacob Witkin) evine geliyorken; "çekimleri daha sonra yapılacak" olan İlahi Varlığı görür...
***
İşte stüdyonun bu ve buna benzer projelerine göz atarak değerlendirmek de, Eddie'nin görevleri arasında yer alırken; tüm günlük programlarını da, asistanı Natalie (Heather Goldenhersh) planlamaktadır...
Elbette...
Çıkartacağı işin doğruluğuna inanmasa ve sahadaki performansına da güvenmese de, patronu Bay Schenk'in önerisini geri çeviremeyerek; Hobart "Hobie" Doyle (Alden Ehrenreich) gibi bir oyuncuyu da, Avrupalı yönetmen Laurence Laurentz (Ralph Fiennes) ile görüştükten sonra değerlendirmek zorunda kalacaktır...
Bu da yetmez...
Gerçeğe uygun olmasını istedikleri "Yüce Sezar! İsa'nın Hikayesi" filminin senaryosunu...
Aralarındaki sohbette, İsa Mesih'in tanrının oğlu yahut da bizzat tanrının kendisi olduğuna dair; komediye dönüşen sonuçsuz bir tartışmanın da yaşanacağı, Katolik (Robert Pike Daniel), Protestan (Allan Havey), Ortodoks (Aramazd Stepanian) ve Musevi (Robert Picardo) din adamlarıyla da yine bizzat kendisi görüşür...
Yeri gelmişken hemen belirtelim ki...
Çapkınlıklarıyla da tanınan, aynı filmin başrol oyuncusu Baird Whitlock an itibarıyla kayıplara karışmış ve Natalie'nin; tüm çabalarına rağmen de, hiçbir yerde de izine rastlanılamamaktadır...
Dakika 20...
Coen biraderlerin kıvrak zekalarının, damgalarını vurmaya devam edeceği filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; tadını çıkartmayı sürdürecekleri, 86 dakikalık şahane bir bölüm daha bekliyor olacak...
Keyifli seyirler,