En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
Sefa Gündüz
22 değerlendirmeler
Takip Et!
5,0
22 Kasım 2021 tarihinde eklendi
Bu filmi anlatmak için ne kelimeler yeter ne de ifadeler. Gerçekten olağan üstü bir film, ses olmadan bir insan nasıl milyonları ağlatabiliyor aklım almıyor. Charlie Chaplin'in gerçekten babası olmadığı bir çocuğa gerçek bir baba gibi davranmasına şahit oluyorsunuz ve onun için herşeyi yapıveriyor. Bu film Türk sinemasınada uyarlanmış, Kemal Sunal'ın oynadığı Garip filmi ama şunu söylemek lazım gerçekten filmden anlıyorsanız ve sinema kültürünüz varsa bu filmin Kemal Sunal'ın oynadığı filme bin bastığını göreceksiniz. Gerçekten farklı bir oyuncu Charlie Chaplin...
Film, 1921 yapımı olduğu için dönem şartlarına göre değerlendirdim ancak nostalji romantikliğine de kapılmayıp her yönlü analiz etmeye çalıştım.
spoiler: Filmimiz (muhtemelen) sevgilisi tarafından terk edilmiş bir kadının bebeğini tanımadığı bir arabaya bırakmasıyla başlıyor. Bebeği fark eden kötü adamlar da onu bir sokak köşesine koyuyorlar. Sokakta ise bebeğimizi bulan Charlie Chaplin [ismi yok aslında bu karakterin, "tramp" (serseri) olarak geçiyor.] oluyor. Chaplin de başta bebekten kurtulmaya çalışsa da bunu beceremiyor.
Chaplin'le velet zamanla dostluklarını geliştiriyor. Diğer yandan çocuğun gerçek annesi de ünlenip parayı bulunca çocuğunu bıraktığına pişman oluyor; hatta pişmanlığı yüzünden çoluğa çocuğa para dağıtıyor. Bu esnada kendi çocuğuna da (bilmeden) bir oyuncak hediye ediyor.
Chaplin'in, çocuğa bakmaya gelen doktora çocuğun kendisinin olmadığını söylemesi yüzünden ıslahevinden gelip çocuğu alıyorlar ve Chaplin ile çocuğun birbirini bırakmak istememesi üzerine olaylar gelişiyor.
++Jackie Coogan mükemmel oynamış. Film çekildiğinde 6-7 yaşında olan bir çocuktan bahsediyoruz ama filmdeki abilerini, ablalarını sönük bırakmış. (Chaplin ile ayrılırken ağlama sahnesi muazzamdı özellikle.)
+Komedi yönü yeterliydi. (Çocuk ve Chaplin'in cam numarası; Chaplin'in, polisin karısıyla fingirdeşmesi; çocuğun dövüş sahnesi...)
-Dram olarak eksik geldi ki konu da drama çok müsaitti. Chaplin ile çocuğun ayrılığı daha iyi işlenebilirdi.
-Sonlara doğru olan "dream" kısmı gereksiz geldi biraz, hikaye içerisindeki önemini anlayamadım.
-Son saçmaydı. Otel sahibi, ilanda aranan çocuğun Chaplin'in oğlan olduğunu nereden anladı yahu, koca şehirde başka çocuk mu yok? Ayrıca dram filmlerinde iyi son, filmin etkisini %80 azaltıyor, bunu bir kez daha gördüm.
Önerir miyim? Kesin izleyin diyemem ancak Chaplin filmlerini merak ediyorsanız göz atılabilir. Dram olarak çok duygusal bir insan değilseniz etkilemez, komedi olarak iyiydi. İnternetteki çeşitli sitelerde bu kadar yüksek puan almasını nostalji romantikliğine bağlıyorum. Filmin hakkı 2.5/5 normalde ancak Coogan'ın mükemmel oyunculuğunun etkisiyle 3/5 veriyorum.
komedinin dünyadaki en büyük isminden yine zaman ötesi harikulade bir eser ve Garip adlı Türk filminin kısmen bu filmden esinlenildiğini anlayacaksınız 8/10
eserlerine komediyle birlikte hüznü de yedirmeyi seviyor chaplin.the kid, benim izlediklerim arasında duygusallığa en fazla yoğunlaşmış ve komedi kısmını biraz arka planda bırakmış bir film gibi duruyor.yine orijinal,yine başarılı.kısa ancak etkileyici bir film.chaplin hiç uzatmıyor filmi.kısacık tutmuş,yoksa üzerine çok çok fazla duygusal istismar eklenebilecek bir konu.ancak o sadece temel olarak olanları anlatıyor ve hemencecik bitiriyor filmini.chaplin ile tanışmak için geç kalmayın.gold rush,city lights,modern times hepsi mükemmeller.
Neredeyse çocuğunda, büyük usta kadar komik olduğu bir şahaser. 89 yıl sonra bile izlerken zevk alınabiliyorsa, daha ne söylenebilirki. Sinemayı sanat yapan Charles Chapline saygılarla...
Şarlonun ilk uzun metraj sayılabilecek orta metraj duygusal güldürü filmi The Kid. Komedi ile trajediyi harmanlayıp güldürürken ağlatmak 1921 yılında ne büyük iş, O büyük yönetmen, oyuncu ve yazar Charlie Chaplin. 1986 yılında Türk sinemasında Kemal Sunal ile remakei gelmişti (Garip).Şarlo: bol pantolonu, büyük ayakkabıları, melon şapkası ve elinde bir baston sakar hareketleri ile marjinal, efsane sinema tiplemesi.
C.Chaplin serisi içerisinde Altına Hücum ve Diktatörden sonraki en iyi film. Kendisi zaten bir sinema dehası-düayeni. Sinemanın yazan-yöneten-oynayan üçlemesinde en tepede bulunan kişisi. Defalarca izledim. Her zaman izlenen cinsten. Ha bizde bu filmdeki birkaç sahneyi rahmetli K.Sunal yinelemiş lakin hikaye. 10/10
bu filmde chaplinin cocuğu bulduğu sahneyi hatırlayın... o sahnede çocuktan kurtulmak için onu bebek arabasına koymuştur, hatta bir yaşlı kendisine bile bakamayan adamın kucağına bırakmıştır ama iş çocuğu kanalizasyona bırakmaya gelice yapamamıştır. bu sahne çok şey anlatıyor diyebilirim...
Yıllar önce çekilmiş olmasına rağmen Chaplin in ne kadar dahi olduğunu sanırım bir kez daha film bitiminde anladım.Gülüyorsunuz ve ağlıyorsunuz.Duygularımı harika derecede sömürdü :) Evet buna razı geldim ve bitimindeki tebessüm.Unutulmaz bir yapım.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.