Senaryosunu da kaleme alan Ali Engin'in yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "Dursun Çavuş"; "kara mizah (dark comedy)" tarzda kurgulanılmış, siyasi bir komedi olarak geliyor karşımıza...
***
Gelin isterseniz...
Konu olarak pek fazla bir özgünlük içermese de...
Sırf oyuncu kadrosunun hatırına...
Gönül rahatlığıyla vakit öldürülebilecek olan bu filme biraz daha yakından bakalım...
***
Tarihler 1973 yılını gösterirken...
Server (Seden Kızıltunç) ile evli olan üç çocuk babası Dursun Çavuş (Turan Özdemir) Adıyaman'da...
Sokak sokak gezinerek postacılık yapmaktayken...
En büyük oğlu Abuzer (Oğuzhan Yıldız) ise...
Belediye Başkanı'da (Sinan Bengier) olan ağanın kızı Şirin'e (Burçin Abdullah)...
Abayı yakmış durumdadır...
***
Ve...
Sürekli olarak da her gün...
Kimliğini açık etmeden...
Yazdığı aşk mektuplarını...
Şirin'e göndermekte...
***
Dağıtımını...
Bizzat kendisi yaptığı bu mektuplardan...
Dursun Çavuş'un haberi olmasa da...
Şirin'in annesi Kezban (Perihan Savaş)...
Dursun Çavuş'u uyarıp...
Kızının peşinde dolanan oğlu Abuzer'e sahip çıkmasını istemektedir...
***
Zira davul...
Dengi dengine çalmalıdır...
Ve işte o yüzden de Abuzer...
Mesleği nesiller boyunca ağalık ile belediye başkanlığı olan birinin kızına...
Göz koymamalıdır...
***
Fakat...
İşin daha da vahim tarafı...
Şirin'in de beğenmediği Abuzer'i...
Kendi ayarında görmediğini...
Yüzüne karşı açıkça ifade ederken...
***
Sağlam bir ders vermek amacıyla postaneye...
İki zabıta memuru göndererek...
Kendisini aldırtan Belediye Başkanı'nın makamında...
Çavuş'u falakaya yatırarak...
Sopayla dövdürmesidir...
***
Ki...
Bu dayak faslı sonrasında...
Son bir kez daha uyarıda bulunmak üzere çağırttığı oğlu Abuzer ile onu destekleyen karısı Server Dursun Çavuş'a...
Yapılacak ilk seçimlerde...
Belediye başkanı adayı olmasını önermesinler...
***
Üstelik aynı öneri...
Yakın dostları...
Hacı Gınnaz (Ali Tutal), Ziya (Naci Taşdöğen) ve Abdurrahman'dan da (Umut Oğuz) gelmesin...
***
Hal böyle olunca da bu fikir...
Çavuş'un aklına yatmasın ve aday olmaya karar verir vermez de...
Yaptığı konuşmalarda seçmenlerine...
Adıyaman'a deniz getirme sözü dahil...
Yerine getirmesi asla mümkün olmayan tüm palavraları...
Ardı ardına sıralamaya başlamasın mı...
***
Ancak...
Geleneksel üslubumuz gereği...
"Spoiler" vermek suretiyle, henüz seyretmemiş olanların ağızlarının tadını kaçırmak istemediğimiz için biz de kendi anlatımımızı...
Filmdeki tüm heyecanın start alacağı...
Burada noktalayacağız...
Dakika 40...
***
Mevcut belediye başkanı ile Dursun Çavuş arasında amansız bir seçim mücadelesinin yaşanacağı filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; sürpriz bir finali de bünyesinde barındıran, 53 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
***
Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...
"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...
Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...
25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...
Keyifli seyirler,