Hesabım
    Geçmişin Laneti
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,0
    Ortalama
    Geçmişin Laneti

    Bir klasik olabilecek potansiyel...

    Yazar: Burçin Aygün

    Korku ve gerilim sinemasının ilginç bir örneği ile daha karşı karşıyayız. Daha önce benzeri temaları işleyen ancak olaya neredeyse hiç bu açıdan bakmayan, olabildiğine orijinal bir fikre sahip Geçmişin Laneti, türün aşıkları için heybesinde ilginç numaralar taşıyor. Filmin yönetmen koltuğunda daha önce Testere 6 ve Testere 7 ile karışık eleştiriler alan, enteresan bir deneme olarak görülen Jessabelle’in kamera arkasındaki ismi, Kevin Greutert var. Kendisi Lucas Sussman’in şaşırtıcı fikirlere sahip hikayesinde gerçekte ne kadar başarılı olabilmiş?

    Olaylar zinciri bu kez ilginç bir mekanda geçiyor. Ellerinde ne var, ne yoksa satan ve hayallerinin peşinden koşup bir üzüm bağı sahibine dönüşen sevimli karı ve koca, genellikle talihsiz ve verimsiz olarak tanınan bu alandan şarapları ile hayatlarını kazanmayı hedefliyor. Henüz taze hamile olan ve bundan yaklaşık olarak 1 yıl önce ürkütücü bir kazadan sağ kurtulan Evely, işin ağır yükünü çeken ve anlayışlı, sevgi dolu bir eş figürü ile karşımıza çıkan David.

    Üzüm bağının olduğu geniş bir müstakil eve taşınan Evely ile David her şeyin iyi gideceğini ümit ederlerken, karnı burnunda olan kadın garip imgeler, korkutucu hayaller görmeye başlar. Herkes durumun hamilelik ve coşan hormonları olduğunu söylerken, Evely’nin fikri tamamen zıt yöndedir. Kendi kendine dik duran ya da hareket eden objeler, eski havuzdan fırlayan bir “şey”, birden patlayan camlar ve bitmek bilmeyen sesler. Bu süreçte ona destek olan genç doktor ve kendisi gibi hamile olan Said sayesinde bir parça da olsa toparlanan kadın aslında her şeyin asla tahmin edilemez bir sürpriz etrafında şekillendiğinden habersizdir.

    Oyunculuklar açısından Evely’i canlandıran ve Arrested Development gibi epik-komik dizilerde de rol almış Isla Fisher ortalama bir performans sunarken, kocası David olarak karşımıza çıkan isim Anson Mount senaryonun sunabildiğince çabalıyor. Geçmişin Laneti filminin sürprizli ismi ise Big Bang Theory adlı TV serisiyle epey ünlenen Jim Parsons. Kendisi kısa ancak etkili oyunculuğu ile doktorumuz olarak bizleri selamlamış. Son olarak kadronun parlayan ismi, yetenekli olduğunu rahatlıkla ispatlayan Said karakterine can veren Gillian Jacobs!

    Geçmişin Laneti filmi açık konuşmak gerekirse oldukça virajlı bir patikada yol alıyor. Olabildiğine şık ve bir o kadar ilgi uyandırıcı bir intro ile merhaba diyen film, ilk yarım saatinde vitesi düşürüyor, ufak tefek (ama bazıları gerçekten çok etkili) şok seansı ile yola devam ediyor. Yapımın asıl gücü ise köklerinde, ortalamanın biraz üstündeki senaryonun sürprizli kısmında.

    Sıradan bir hayalet ya da kötü ruh teması beklerken, özellikle de son 25 dakikalık son kısımda bolca şaşırıyor, bu ilginç fikre saygı duyuyoruz. Her şeyin çözüme ulaştığı, gerilimin had safhaya yükseldiği bu anlar gerçekten de değerli! Sırf bu sebepten bile hikayeyi takip etmek isteyebilirsiniz.

    Geçmişin Laneti aslında farklı bir ekiple gerçek bir korku klasiği olabilecek, denenmemiş diyebileceğimiz şık bir fikre köklerini salmış farklı bir yapım. Türün meraklılarını tatmin edeceği kesin olan proje şayet daha ciddi şekilde ele alınsa ve üzerinde bir parça daha çalışılsaymış, kesinlikle bambaşka bir forma bürünebilirmiş.

    Her türlü eksik ve hatasına rağmen Geçmişin Laneti filmi seyri keyifli, şaşırtıcı hikayesiyle ilgiyi üstünde tutmayı başaran bir çalışma.

    burcinaygun@gmail.com

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top