Senaryosunu da, Jeff Howard ile birlikte yazmasının yanı sıra editörlüğünü de üstlenen Mike Flanagan'ın yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu “Before I Wake”; doğaüstü güçlerin de devreye sokulduğu, fantastik tarzda kurgulanmış bir korku gerilim olarak geliyor karşımıza...
Gelin isterseniz, ağırlıklı olarak karanlık bir atmosferde, makyaj uygulamaları ile post prodüksiyon aşamasındaki görsel efekt teknolojisine ilaveten; aynen "Oculus" (2013), "Ouija: Origin of Evil" (2016), "Gerald's Game" (2017), "The Haunting of Hill House" (2018), "Doctor Sleep" (2019), "Midnight Mass" (2021), "The Midnight Club" (2022) ve bir Edgar Allan Poe uyarlaması olan "The Fall of the House of Usher"da (Tarihi Henüz Belli Değil) olduğu şekilde Flanagan'ın sıklıkla becerilerine başvurduğu görüntü yönetmeni Michael Fimognari'nin damgalarını vurdukları bu filme biraz daha yakından bakalım...
***
Uyumakta olan küçük Cody Morgan'ın (Jacob Tremblay) odasına giren ve kapıyı da sessizce kapatan eli silahlı Whelan Young (Dash Mihok), öldürmek üzere silahını tam Cody'e doğru yöneltirken; gayrı ihtiyari bir biçimde, sertçe açılarak kendisine çarpan kapının gerisindeki koridor boşluğuna ateş eder...
Ardından da...
Kopan gürültüye kulak kabartarak uyanan Cody; yatağında doğrulur doğrulmaz, ağlayarak silahını yere bırakır çaresizlik içinde kıvranan Whelan...
***
Jessie (Kate Bosworth) ve Mark Hobson (Thomas Jane), sosyal hizmetler uzmanı Natalie Friedman'dan (Annabeth Gish); koruyucu aile olarak evlat edinmeye karar verdikleri, üç yaşındayken annesini kanserden kaybetmiş olan sekiz yaşındaki Cody hakkında bilgi almaktadırlar...
Ki bunlardan belki de en önemlisi, bugüne kadar yanlarına yerleştirildiği iki aile ile de uyum sağlayamadığı; hatta son ailenin kendisine terk etmesi sebebiyle Cody'nin, yaklaşık bir ay süreyle bir apartman dairesinde tek başına yaşadığı bilgisidir...
***
Bu arada...
Beklenmedik bir ev kazası esnasında, banyo küvetinde boğularak ölen kendi çocukları Sean'ın (Antonio Evan Romero) acısını bir türlü atlatamayan ve o yüzden de insomnia problemi ile boğuşmakta olan Jessie'nin, her ne kadar artık kocası Mark bırakmış olsa da; Cody'i evlat edinecekleri müjdesini vereceği, Peter'ın (Jay Karnes) yönettiği bir terapi grubuna katılmakta olduğunu da öğreniyoruz...
***
Sonraki gün...
Bizzat Natalie'nin kendisinin getirerek Hobson çiftine teslim edeceği, bir kelebek koleksiyonu uzmanı da olan Cody'nin yaşamını sürdüreceği evde; ilk dikkatini çeken şey, Jessie, Sean ve Mark'ın oluşturdukları duvardaki büyük boy Hobson ailesi portresi olur...
***
Ertesi sabah...
Mark Cody'i, yazdırdıkları yeni okuluna götürerek bırakacaktır...
Jessie'de evde, Cody'nin yatağı ile kıyafetlerini düzenlerken; ayağına takılan karyolanın altındaki Cody'nin yanında getirdiği özel eşyalarını sıraladığı kutusunda, uyku kaçıran haplar bulunduğunu görür ve el koyarak onları alır...
Akşam olup da, yatma zamanı geldiğinde:
Jessie Cody'e, bu evde güvende olduğunu ve o nedenle de; o hapları kullanmasına gerek kalmadığını söylediğinde, Cody'nin (aşağıya da alıntıladığımız) yanıtı çok ilginç olacaktır...
"Evet var... 'Canker Adam (The Canker Man)' (Topher Bousquet)... Ben uyuyunca ortaya çıkar ve insanları yer... Annemi yediği gibi..."
Bunun üzerine, Cody'nin düşündüklerinin bir çocukluk kuruntusundan ibaret olduğunu anlatmaya çalışan Jessie:
"Ben küçük bir kızken, penceremi tırmalayan bir cadının var olduğunu sanıyordum... Ama altı üstü, dalları biraz fazla uzamış olan bir ağaçtı ve rüzgar esince de; pencereye çarpıyorlardı... Bunu öğrenince, cadı bir daha asla ortaya çıkmadı... Bazen biz onları, birazcık olsun anlayınca; korkutucu şeyler, çekip giderler..." dese de...
Israrını sürdüren Cody'e göre, "Canker Adam gitmez..."
Zira Cody, ne kadar mekan değiştirirse değiştirsin; peşini bırakmayan Canker Adam, her zaman onunla beraberdir...
***
Neyse...
Cody'i odasında yalnız bırakarak aşağıdaki salona, kocasının yanına inen Jessie; koltukta oturmuş birasını yudumlayarak televizyondaki filmi izlemekte olan Mark'ın bacaklarının üzerine uzanarak uyuklamaya başladığında, Mark hafiften silkelediği Jessie'yi uyandıracaktır...
Çünkü an itibarıyla evde, rengarenk kelebekler uçuşmaktadır...
Fakat daha da enteresan olan husus, kısa bir süre sonra; Mark'ın bir bardağın içine hapsettiği dahil, tamamının bir anda yok olup gitmesidir...
***
Olup bitene bir anlam veremeyen ve gözlerine bir türlü uyku girmeyen Jessie, mutfağa inerek uyku haplarından birini yuttuğu esnada; kendisini gizlice süzmekte olan, bir erkek silueti belirir arkasında...
Elbette daha başka garip şeyler de olur...
Yine de gecenin karanlığında, evin içinde koşuşturanın ufaklığın oğulları Sean olduğunu zanneden Jessie; kelebeklerden itibaren deneyimlediklerini, kötüye yormamayı yeğleyecektir...
Dakika 21...
Peki gerçekten de öyle mi?
İşte bu sorunun da cevaplanacağı, korku kategorisinin yeni nesil ustalarından neredeyse tüm filmografisi için bir şeyler karaladığımız Mike Flanagan'ın bu filminin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; şaşkınlık içinde seyretmeye devam edeceklerini tahmin ettiğimiz, 76 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
Emek verilerek yazılmış, bir başka yorumda yeniden bir arada olmak üzere...
Keyifli seyirler,