Senaryosunu da, Jeanne Marie Laskas'ın GQ dergisinde yayınlanan "Game Brain" (2009) isimli makalesinden uyarlayarak yazan Peter Landesman'ın yönetmen koltuğunda oturduğu “Concussion”; Amerikan futbolunda yaşanan tıbbi sorunların masaya yatırıldığı, biyografik bir drama olarak geliyor karşımıza...
Gelin isterseniz, 35 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen ve 48.6 milyon dolarlık bir hasılat rakamıyla da gişeye çakılan bu filme biraz daha yakından bakalım...
***
Pittsburgh Steelers'daki 52 numaralı formasıyla Mike "Demir" Webster (David Morse), "Ulusal Futbol Ligi (National Football League - NFL)" tarihine geçen efsanevi oyunculardan biridir...
Kendisi için düzenlen veda töreninde, bir konuşmaya yapan Webster'a göre futbol oynamak meşakkatli bir iştir...
Zira yazın kavurucu sıcağında, günde çift antrenman yapıp kafa kafaya çarpışmak; hem eğlenceli hem de normal bir durum değildir...
Yine de yapılması gereken tek şey, oyunu tamamlamaktır...
***
- Pittsburgh, PA - Eylül 2002 -
Pek çok uzmanlığının yanı sıra asıl mesleği "Ölüm Bilimi" olan Nijerya kökenli Amerikalı patolog Dr. Bennet Omalu (Will Smith), yardımcısı Gracie (Sara Lindsey) ile beraber adli tıpta görev yapmaktadır...
Bunu icra ederken de, cesetlerle konuşmayı işinin bir parçası olarak benimseyen ve bir cesedin otopsisinde kullandığı bıçakları bir başka ceset de kullanmayarak çöpe atan Omalu'nun bu tarzı; çalışma arkadaşlarından Daniel "Danny" Sullivan'ın (Mike O'Malley), canını fena halde sıkmakta ve hatta kendisini doğrudan, Amerikan Adli Bilimler Akademisinin başkanlarından Dr. Cyril Wecht'e (Albert Brooks) şikayet etmektedir...
Doğrusunu belirtmek gerekirse, biraz ırkçı da davranan Danny; gerçekte, Nijeryalı mülteci Omalu'dan asla hazzetmemektedir...
Neyse ki Wecht, dürüstlüğünden emin olduğu Omalu'yu sevmektedir...
***
Bu arada...
Evini terk ederek kayıplara karışması nedeniyle endişeye kapılan Justin Strzelczyk'in (Matthew Willig) arayarak bulduğu, oldukça hırpani vaziyetteki Mike Webster'ın; sokaklardaki beş parasız evsizleri andırırcasına, bir camı kırık kamyonetinin içine sığışarak hayata tutunmaya çalıştığını görüyoruz...
Ki, kendisi de eski bir Pittsburgh Steelers futbolcusu olan bu Strzelczyk, takım arkadaşı Webster'a; sıklıkla kafası karışarak, karısı Keana'ya (Elizabeth Tulloch) kötü davranırken çocukları (Dino Rende - Samara Lee) için de, "Bu veletler, benim mi?" diyebildiğini itiraf etmektedir...
***
Çok geçmez...
Pazar ayinlerine katıldığı kilisenin papazı Peder D'Amico (Larry John Meyers) ile o kilisenin cemaatinden Bayan Scott (Joni Bovill); birkaç hafta önce Kenya'dan ABD'ye gelmiş olan Nairobili Bayan Prema Mutiso'yu (Gugu Mbatha-Raw), dürüstlüğüne fazlasıyla güvendikleri Omalu'nun himayesine teslim etmek istemektedirler...
Onları kıramayan Omalu; hemşirelik eğitimi almış olan Prema'ya, evindeki odalardan birini tahsis etmeyi kabul eder...
***
Derken...
Bir polis (David Dale McCue) tarafından, Pittsburgh'daki büyük bir hastanenin otoparkındaki kamyonetinin içinde sabahladığı fark edilen Mike Webster; futbol oynadığı günlerde, Pittsburgh Steelers'ın takım doktoru olan Dr. Julian Bailes'in (Alec Baldwin), ofisine götürülür...
Çünkü Webster'ın uykusuzluk ve çektiği acılara katlanacak hali, çok da kalmamış gibidir...
Ama Dr. Bailes'ın yapabildiği tek iyilik, her zamanki olduğu şekilde; uyuşturucu iğneler aracılığıyla, Webster'a geçici bir rahatlama sağlamaktan öteye de gidememektedir...
***
Prema'nın hazırlamış olduğu kahvaltıdan sonra işyerine giden Omalu'yu; henüz 50 yaşındayken, kalp krizi geçirerek hayata veda eden Webster'ın cansız bedeni beklemektedir...
Elbette Danny'nin tüm itirazlarına karşın Omalu; Webster'ın gerçek ölüm sebebini öğrenmek amacıyla onu, kesip biçmekten çekinmeyecektir...
***
Ancak kayıtlara göre şiddetli baş ağrıları, çift görme ve gaipten sesler duyma gibi rahatsızlıklardan mustarip olan Webster'ın; bedeninde gerçekleştirdiği otopsi ile altı ay öncesine ait olan beyin tomografisi görüntülerinden kesin bir neticeye ulaşamayan Omalu, Wester'ın kafatasından çıkartacağı beynini incelemeye karar verir...
Tabii yine Danny, Omalu'ya engel çıkartacaktır...
Fakat Omalu bu kez de, patronu Wecht'in onayını almayı başarır...
***
Geç saatlere kadar ofisinde sürdürdüğü araştırmaya evinde de devam eden Omalu:
British Medical Journal'ın 16 Şubat 1957 tarihli nüshasındaki Dünya Nöroloji Federasyonu başkanlarından MacDonald Critchley'in "Medical Aspects of Boxing, Particularly from a Neurobiological Standpoint / Özellikle Nörobiyolojik Bakış Açısından Boks'un Tıbbi Yönleri" adındaki makalesinde yazdıklarını anımsayarak ona tekrar bir göz attığında; sıra, Amerikan futbolunun ne olduğunu anlayabilmesi için TV'de maç izleme aşamasına gelir...
Yetmez...
Futbol takımlarının antrenmanlarına katılarak, bizzat canlı gözlem de yapar...
***
Artık bunun, gerek fiziki ve gerekse de mental sağlık sorunlarına haiz olmalarının kesinlikle mümkün olamayacağının net olarak belli olduğu sporcuların:
Dr. Joseph Maroon (Arliss Howard) imzalı dosyalarında yazıldığı biçimde Alzheimer vs. değil de, ciddi anlamdaki bir beyin sarsıntısı olduğundan hiçbir şüphesi kalmayan Omalu; elindeki bütün belge ile bulgularını, Dr. Ron Hamilton (Stephen Moyer) ve Dr. Steven DeKosky (Eddie Marsan) ile de paylaşır...
Ve...
Üstelik bütün araştırma sonuçlarının hepsi toparlanarak, hakemli bir tıp dergisinde; bilimsel bir makale haline getirilerek yayınlanacaktır da...
***
Kazandığı başarının sarhoşluğu ile evine dönen Omalu'yu, birlikte kutlamaya çıkacakları Prema beklemektedir...
Ama Omalu'nun farkında olmadığı husus; "devasa bir bütçe" ile "fanatik bir taraftar" grubuna sahip olan Ulusal Futbol Ligi ile Pittsburgh Steelers takımını karşısına almış olduğudur...
Yani havai fişek atarak eğlenmeye başlamak için vakit, hali hazırda yeterince erkendir...
Dakika 46...
Geride sizleri, ilgiyle izleyeceğinizi umduğumuz; Amerikan futbolunun, sporcu sağlığı üzerindeki öldürücü etkilerini gözler önüne serme gayreti içindeki Dr. Bennet Omalu karakterini canlandıran Will Smith'in harika bir performans sergilediği, 77 dakikalık inanılmaz meşakkatli bir bölüm daha bekliyor olacak...
Keyifli seyirler,