Kerametin alameti!
Yazar: Banu BozdemirFilistin İsrail ilişkileri politik areneda ve devletler bazında gayet sert seyrederken sivil dünyada daha barışçıl ve neşeli çığlıklar atmaya devam ediyor. En azından bazı filmler iki devlet arasında yıllara yayılan savaşı aşkla yıkmaya çalışıyor. Geçen yılın Filistin filmi Omar da iki ülkenin yasaklı aşk ilişkisine ve bu uğurda verilen emeklere odaklanmıştı. Wedding in Galilee / Düğün El İle Harman Yel İle filmi de politik algının dışında gayet insani ilişkilerin devrede olduğu bir Filistin -İsrail sunuyordu. Peace After Marriage / Nikahta Keramet Var mı ise ağırlıklı komedi algısıyla meseleye yaklaşıyor. Hatta romantik komedi kıvamına da giriyor ama pırıltılı esprileriyle vaat ettiğinden fazlasını yaşatıyor izlerken. Ve insanları ortamlarından alarak, yani Filistin ve İsrail topraklarının geriliminden uzaklaştırarak kendince daha uzak, orta ve barışçıl bir noktaya çekiyor diyelim. Amerika’ya!
<Bandar Albuliwi ve Ghazi Albuliwi ikilisinin çektiği, Ghazi Albuliwi’nin aynı zamanda oyuncu olarak komedi yeteneğini konuşturduğu film meseleye inanılmaz pozitif yaklaşmaya çalışmış. Amerika’da anne ve babasıyla yaşayan Filistinli Arafat’ın duygusal olarak hayata tutunma çabasını anlatan film, karakterin dünya algısıyla tam bir komedi rayına oturuyor. Tabii film biraz da ‘hayatının kadını’ fikrine çabuk geçişlerle seyirciyi hazırlıyor. Yani Arafat’ın seks bağımlılığı hızlı ve komik bir biçimde önümüzde akarken bir anda durulup toslayacağını ve aşık olacağını anlıyoruz. Ama film aile tarafından yapılan ufak engellemelerle biraz da meseleyi açma derdinde. İsrailli Micaela ise yeşil kart almak için evlenmeyi kabul eden İsrailli bir genç kadın. İkilinin birbirlerine mesafeli başlayan ilişkileri tam rayına otururken bu kez de aileler devreye giriyor, kavuşma hikayesi uzadıkça uzuyor.
Nikahta Keramet Var iki tarafa mesafeli yaklaşımıyla ve siyaset dışı üslubuyla dikkat çekici. İki tarafın da yaşadığı gerilimi yumuşatmak ve belki de orta yol bulmak adına yapılmış komik ve anlamlı bir adım olarak bile anabiliriz filmi. Filistin’in Woody Allen’ı olarak bilinen Ghazi Albuliwi ünlü yönetmenden bir miras devralmaya çalışıyor gibi. Tabii daha (çok yolun başında) çok naif bir biçimde ama çabası takdire değer gerçekten de.
Yoksa filmde bazı amatörlükler, bazı senaryo boşlukları yok değil. Karakterin bize sunduğu komedi algısı da bazı yerlerde fazla abartı ama yine de filmin kendisiyle dalga geçen yanı, karakterin orijinalliği filmi dikkate değer kılıyor. Hatta Arafat’ın kendi ülkesinden bir kadınla apar topar evlenmekten vazgeçtiği sahnenin (onun da bir hayli komik olmasına özen gösterilmiş) aşkın sınır tanımayan yanına dikkat çekmesi de takdire şayan. Yani bir anlamda cesur da.
Ghazi Albuliwi bu filmle yerini sağlamlaştıracak gibi görünüyor. Hem oynayıp hem yazıp yönetecek kıvamda olması da buna işaret zaten. Nikahta Keramet Var mı, kendisiyle geçtiği dalgayla, ironisi ve kimi yerlerde patlattığı esprileriyle haftanın es geçilmemesi gereken filmlerinden biri olmayı hak ediyor. Tabii bir de anlayışlı anne rolüyle karşımıza çıkan Hiam Abbass’ı unutmamak gerek.
twitter.com/BanuBozdemir