Aamir Khan’dan aksiyon dersleri!
Yazar: Misafir KoltuğuÖzellikle son dönem Bollywood sinemasına baktığımızda, artık ülke sinemasının konsept anlamında iki farklı yola saptığını görebiliyoruz pekala. İlk kategoride, geleneksel Bollywood kimyasından vazgeçmeyen fakat bir miktar revizasyonu da sakıncalı görmeyen mahsuller yer alırken; ikinci kategoride hem Avrupalı hem de Amerikalı izleyiciyi yakalama derdine düşerken, ülke izleyicisine de seslenebilecek yapımlar çıkıyor karşımıza. İkinci kategoriye en yakın örnek Lunchbox ve Barfi olurken; Dhoom 3 gibi karma denemeler ilk kategorinin cazip örneklerinden biri olarak karşımıza dikiliyor!
Sanjay Gadhvi’nin yönetmenliğini yaptığı 2004 tarihli ilk Dhoom filmi, bağrından çıktığı coğrafyanın sinemasal niteliklerine saygıda kusur etmeyen, mizahındaki çeşnisiyle yer yer dil yakan bir aksiyon örneğiydi. En kaba tabirle Jai ve Ali ikilisinin, münferit suçluları tepelemesi üzerine kurulu ilk iki film, beylik Hollywood kanka komedilerinden ve ritmi yüksek suç filmlerinden pek çok şey ödünç alan eğlence vaadi yüksek birer seyirlikti. Her ne kadar Jai ve Ali’nin zaman zaman kanka komedisi kalıplarını bile sırılsıklam eden cıvık mizahi paslaşması bazı izleyiciler tarafından itici bulunsa da, kendine has bir takipçi güruhu edinen film, bu gün itibariyle seri üçüncü filmine kavuşmuş oldu!
Dhoom 3, önemli farklarla ve astronomik sayılabilecek bir konsept değişimiyle karşımıza çıkıyor. Bu sefer filmi alıp götürecek en önemli unsur ise Aamir Khan’ın varlığı! Her ne kadar bodur, sevimli, kas yığını Sahir rolünde kendisini ciddiye almakta zorlansak da, Khan’ın bu sefer kelimenin tam anlamıyla aksiyon yıldızlığına soyunma çabasını da takdir etmemek imkânsız!
Dhoom 3 totalde, Bollywood sinemasının Hollywood aksiyonları ile at koşturabileceği iddiasının bir ürünü olarak makyajlanmış. Uzun soluklu ve görsel anlamda fazlasıyla tatmin edici aksiyon sahneleriyle, bu iddiasının büyük bir kısmını yerine getirmiş. Hatta filmi çoğu zaman tam ortasından delip geçen ülke sinemasına özgü dans koreografilerinin her birinin birer sahne şovu haline gelmesi bile filmin besin değerini arttırmış.
Bütün bu curcunanın yanı sıra, dolgun bütçeli Hollywood filmlerini yakalama derdine düşen her Bollywood mahsulü gibi, Dhoom 3 de içerisinde hiçbir orijinal hamle barındırmayan bir film. Bebeto kıvamındaki Sahir’in babasının intiharından sorumlu tuttuğu insanların kökünü kazırken, birer birer kasalarını patlattığı bankalar gibi; albenili bir girizgâhın ardından yaratılan birkaç fiyakalı aksiyon mizansenini geride bırakan film de yavaş yavaş tepetaklak olmaya başlıyor.
Aslında Dhoom 3, sırtını yasladığı beylik klişeleri kotarma konusunda çok büyük sıkıntılara düşmüyor. Serinin ilk iki filminin senaryosuna imza atan yönetmen Vijay Krishna Acharya ve beraberindeki teknik ekip, göze ve kulağa hitap eden bir iş çıkarmışlar ortaya! Fakat bu kısmi başarı filmin, genel anlamda altına girdiği ağır iddiaları taşımakta zorlandığı gerçeğini değiştirmiyor.
Görsel anlamda, daha yüksek bütçeli emsallerine taş çıkardığını inkâr edemesek de, türün takipçilerine yeni bir şeyler vadetme derdi yok! Türün bilindik notalarına basan Singham gibi overdoz eğlence vadettiğini söylemek de zor! Nihayetinde karşımızda 3 saatlik bir Bollywood filmi için makul ama bir aksiyon, gerilim ürünü için oldukça uzun sayılabilecek süresiyle karma bir video klip talimi duruyor. Bu formülün müptelaları elbette ki es geçmeyecektir ama bu suları ilk defa kulaçlamak isteyenlerin bu özellikleri göz önünde bulundurmasında fayda var!
Fatih Yürür