Marwen'a Hoş Geldiniz eleştirileri

“Welcome to Marwen”; senaryosunu da, çizer, tasarımcı ve fotoğraf sanatçısı Mark Hogancamp’ın öyküsünün anlatıldığı “Marwencol” (2010) isimli belgeselden esinlenerek Caroline Thompson ile birlikte yazan usta yönetmen Robert Zemeckis’in yönetmen koltuğunda oturduğu biyografik bir drama…

39 - 50 milyon dolar aralığındaki bir bütçeyle çekildiği tahmin edilen ve 21 Aralık 2018 tarihinde vizyona giren filmin, brüt 13 milyon dolarlık gişe hasılatı, 6.2/10 (21.418 oy) ve 3.1/5 (1.000 üzeri oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 4.9/10 (166 yorum) ve 40/100 (38 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, büyük bir hayal kırıklığı gibi duruyor…

İsterseniz, izleyici tarafından gişeye gömülmesinin yanı sıra, senaryosu nedeniyle ciddi eleştirilere de maruz kalan bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışalım…

Ancak, artık neredeyse yorumlarımızda geleneksel bir özellik halini aldığı üzere ayrıntılı incelemeye geçmeden önce yine bu filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…

Bu bağlamda da işe, karşımızdakinin; Vikram Murthi’nin 21 Aralık 2018 tarihinde TheFilmStage.com’da yayınlanan yorumundan ödünç alacağımız sözcükler ile genel halk kitlelerine hitap etmekten oldukça uzak bir film olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…

Elbette bu “genel halk kitleleri” tanımı, Murthi’nin aynı yorumundan yaptığımız bir diğer (alıntı değil) esinlenme ile sinefillerin ve özgün film meraklılarının Zemeckis sinemasını takipten vazgeçmedikleri ve vazgeçmeyecekleri anlamına da geliyor…

Bize göre, filme ilişkin en iyi haber de bu…

Aslında bu konuda bizimde ilk kez “Green Book” (2018) filmi için yazdığımız yorumda kullandığımız bir tanım var:

“İzleyici dostu / audience-friendly” film…

Ve bu tanımı, yine aynı yorumun içinde:

Şimdi tamda bu noktada, “Ne demek, bu izleyici dostu film?” diye bir soru sorabilirsiniz…

Oxford sözlükteki anlamına da başvurarak, ilk kez 1980’li yıllarda “Adweek” tarafından kullanılan bu kavramı en basit biçimde şu şekilde tanımlayabiliriz:

“Bir grup izleyici tarafından kolayca anlaşılan ve/veya takdir edilen, popüler çekiciliğe de sahip olan bir film…”

Diyerek detaylandırmıştık…

İşte Zemeckis’in bu filmi, tam da bu tanımlamanın dışında kalan bir film…

Yani o, “genel halk kitleleri”ne uygun olmamanın yanı sıra “izleyici dostu / audience-friendly” bir film de değil…

Belki, yine klasik bir laf olacak ama bu söylediklerimizin hepsi, biraz uzun da olsa, filme ilişkin ilk tespitimiz olsun…

İlk önerimize gelince:

O hakkımızı bu kez de, izleyiciden çok ellerindeki farklı hikâye ve senaryolardan özgün konsepte sahip filmler çekmeye korkan yönetmen ve yapımcılara, ”Hayat, herkesin kavrayabileceği kadar basit ve sıradan bir şey olsaydı, 'o herkese' rağmen tadını çıkartarak yaşamak için çokta fazla bir neden kalmazdı” biçiminde seslenerek kullanmış olalım…

Sonuç olarak, izleyene oldukça farklı bir sinema deneyimi tattıran farklı yapıdaki bu Zemeckis filmi için puanımız 3, önerimiz ise gerçek sinema tutkunlarının kesinlikle kaçırmaması gereken bir film olduğu şeklinde olacak…

Keyifli seyirler,