“Little Women”, senaryosunu da Louisa May Alcott’un aynı isimli romanından (1868) uyarlayarak yazan Greta Gerwig’in yönetmen koltuğunda oturduğu bir drama…
Dünya prömiyeri, 7 Aralık 2019’da New York kentinde bulunan Modern Sanatlar Müzesinde yapılan ve 25 Aralık 2019 tarihinde Amerika’da vizyona giren filmin, 7.8 (143.527 oy) ve 4.5/5 (10 bin üzeri oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 8.6/10 (416 yorum) ve 91/100 (57 yorum) olan Rotten Tomatoes ve “Mutlaka İzlenmeli” etiketine de sahip olan Metacritic yorum ortalamaları, fazlasıyla iyi…
Ama biz yine de “Jojo Rabbit”, “Joker”, “Judy”, “Once Upon a Time... in Hollywood” ve “The Irishman” gibi rakiplerini geride bırakarak, “En İyi Kostüm Tasarımı” kategorisindeki Academy ve BAFTA ödüllerini almış olan bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız…
Bunun içinde, 40 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen ve 216,6 milyon dolarlık ciddi bir hasılat rakamına da ulaşmış olan filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…
Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, neredeyse iki asır öteden gelen ve bugüne kadar tam yedi kez de sinemaya uyarlanmış olan (yani çok yakından bilinen) hikâyesine karşın, (biraz uzunca da olan)135 dakikanın tek bir saniyesinde dahi izleyicinin ilgisinin kaybolmasına izin verilmeyen bir film olduğunu söyleyerek başlayabiliriz...
March ailesinin kızları, Josephine "Jo" (Saoirse Ronan), Margaret "Meg" (Emma Watson), Amy (Florence Pugh) ve Elizabeth "Beth" in (Eliza Scanlen) yaşamlarından kesitler sunulan “Küçük Kadınlar” ile bizde ilk kez, 60’lı yıllar ile 70’li yılların başlarındaki popüler radyo programlarından biri olan “Arkası Yarın” aracılığı ile tanışmıştık…
Gerek hafta içi sabah saatlerinde her gün yayınlanan bu program ve gerekse de haftada bir kez akşam yayınlanan “Radyo Tiyatrosu” sayesinde Türk ve dünya edebiyatının pek çok klasiği, henüz “sokak ve kahvehane jargonunun” etkisine girmemiş, (Semih Sergen, Tomris Oğuzalp, Nurşen Girginkoç, Erol Kardeseci, Hepşen Akar, Defne Subaşı ve Atilla Olgaç gibi dönemin önemli tiyatro sanatçılarının hayat verdikleri) düzgün bir Türkçe ile evlerimize kadar gelirdi…
Hâlbuki şimdi öyle mi?
İşte bu filmi izlerken, artık ne oldu, nasıl olduysa, birdenbire, günün kararmaya başladığı saatlerde, devlet memuru (aslen trakyalı) Sefa ve sahibi de olduğu matbaada işçi olarak da çalışan Yahya amcaları karşılamaya hazırlandığımız sokaklarında, (patladığında iç içe geçirerek) futbol oynadığımız naylon toplarıyla anımsadığımız Ankara’nın o güzelim yıllarına gidiverdik…
Doğrusunu isterseniz, öyle uzun uzadıya aralara “ustalıkla yerleştirilmiş” flashback geçişlerine de sahip olan filmin, konusundan ve bir tür yıldızlar geçidine de dönüşen oyuncu kadrosundan bahsetmek gibi bir niyetimiz yok…
Zira Louisa May Alcott’un romanı, içinden neyi çekip anlatmaya kalkışırsanız kalkışın, kurgusu gereği spoiler teşkil edecek bir yapıya sahip…
Oyunculardan (birbirlerini fazlasıyla tamamlayan) Saoirse Ronan ile Timothée Chalamet ise "iki de iki" ile Greta Gerwig’in kadrolu oyuncularına dönüşmüşler gibi…
O nedenle, yorumumuz sonrasında meraka kapılarak filmi izlemeye karar verenlere, “izleyin ve görün” demekle yetineceğiz…
Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun…
İlk önerimize gelince:
O hakkımızı da bu kez; nitelikli film izlemeyi tarz edinmiş sinemasever dostlara, “ ‘Lady Bird’ (2017) sonrasında, tek başına çektiği ikinci film olan ‘Little Women’ ile rüştünü tam anlamıyla kanıtlamış olan Greta Gerwig’in filmlerini de takibe almayı unutmayın” diye seslenerek kullanmak istiyoruz…
Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3,5 verdiğimiz bu film için önerimiz de olumsuz puan ve yorumlarda söylenilenlere aldırmadan “muhakkak bir şans da siz verin” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler…