Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
Hurriyet
Yazar: Uğur Vardan
‘Arabalar 3’, yaşlılık, zirveden uzaklaşma, kabuk değiştirme, teknolojik yenilik gibi sularda geziniyor ama asıl olarak ‘usta-çırak’ ilişkisine ve geleneksel yapının önemine vurgu yapıyor. Bu yanıyla film, hem miniklere hem de yetişkinlere öyküsü üzerinden önemli mesajlar yolluyor.
Eleştirinin tamamı için: Hurriyet
Sabah
Yazar: Olkan Özyurt
Genel olarak kazanma, en iyi olma ahlakını filmlerde inşa etmeyi seven Hollywood'a yine Hollywood içinden iyi bir itiraz filmi Arabalar 3. Özellikle çocuklara hitap eden bir seri olarak bu itirazını yükseltmesi, değerlerin ve geleneğin önemini vurgulaması önemli. Ama Arabalar 3'ün büyüklere de sözü var. Değişim ve dönüşüm karşısında bocalayan, bulunduğu konumu bırakmama konusunda ısrarcı olan ve gençlerin önünü kapatanlara da birkaç kelam ediyor. "Değişime direnmek yerine el vermenin, yeni nesle tecrübe aktarmanın yollarını bulun" diyor Şimşek McQueen. Araba haklı beyler!
Eleştirinin tamamı için: Sabah
Habertürk
Yazar: Mehmet Açar
“Arabalar 3” başarı ve rekabet üzerine doğru, anlamlı şeyler söyleyen bir film. Ama öykünün sürükleyici ve eğlenceli bir şekilde geliştirildiğini öne sürmek zor. Serinin mizah açısından galiba en zayıf filmlerinden biri. Buna karşılık, animasyonun mutfağından gelen Brian Fee’nin yönettiği filmin teknik kalitesine söylenecek hiçbir şey yok.
Eleştirinin tamamı için: Habertürk
Sözcü
Yazar: Burak Göral
Nitekim 7+ yaş sınırlandırması alan film, bu yaşın altındaki çocukların sıkılabileceği de bir film olmuş. Gel gelelim Pixar'ın teknolojik anlamda karizması tavan yapmış durumda. Gördüğümüz bütün imajlar dolu dolu ve ihtişamlı bir detaycılıkla dolu. Her Pixar filminin öncesinde olduğu gibi kısa ve tatlı bir hikayecik de bulunmakta. Hatta "Lou" adlı bu hikaye esas filmden daha da iyi diyebilirim.
Eleştirinin tamamı için: Sözcü
T24
Yazar: Atilla Dorsay
Yine de arabalara tam birer kimlik yakıştıran, zaten ortada ne şoför, ne seyirci, ne de ufukta herhangi bir insan göstermeden, karşımıza sadece bir makineler dünyası getiren bu filmi biraz övmek gerekir. Her şeyin merkezine kendimizi, yani insanoğlunu koyarak hayatı ve doğayı alabildiğine egoistçe yorumlayan bir ortam yerine, böylesine bir arabalar egemenliği hiç fena olmuyor!....
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
Hurriyet
‘Arabalar 3’, yaşlılık, zirveden uzaklaşma, kabuk değiştirme, teknolojik yenilik gibi sularda geziniyor ama asıl olarak ‘usta-çırak’ ilişkisine ve geleneksel yapının önemine vurgu yapıyor. Bu yanıyla film, hem miniklere hem de yetişkinlere öyküsü üzerinden önemli mesajlar yolluyor.
Sabah
Genel olarak kazanma, en iyi olma ahlakını filmlerde inşa etmeyi seven Hollywood'a yine Hollywood içinden iyi bir itiraz filmi Arabalar 3. Özellikle çocuklara hitap eden bir seri olarak bu itirazını yükseltmesi, değerlerin ve geleneğin önemini vurgulaması önemli. Ama Arabalar 3'ün büyüklere de sözü var. Değişim ve dönüşüm karşısında bocalayan, bulunduğu konumu bırakmama konusunda ısrarcı olan ve gençlerin önünü kapatanlara da birkaç kelam ediyor. "Değişime direnmek yerine el vermenin, yeni nesle tecrübe aktarmanın yollarını bulun" diyor Şimşek McQueen. Araba haklı beyler!
Habertürk
“Arabalar 3” başarı ve rekabet üzerine doğru, anlamlı şeyler söyleyen bir film. Ama öykünün sürükleyici ve eğlenceli bir şekilde geliştirildiğini öne sürmek zor. Serinin mizah açısından galiba en zayıf filmlerinden biri. Buna karşılık, animasyonun mutfağından gelen Brian Fee’nin yönettiği filmin teknik kalitesine söylenecek hiçbir şey yok.
Sözcü
Nitekim 7+ yaş sınırlandırması alan film, bu yaşın altındaki çocukların sıkılabileceği de bir film olmuş. Gel gelelim Pixar'ın teknolojik anlamda karizması tavan yapmış durumda. Gördüğümüz bütün imajlar dolu dolu ve ihtişamlı bir detaycılıkla dolu. Her Pixar filminin öncesinde olduğu gibi kısa ve tatlı bir hikayecik de bulunmakta. Hatta "Lou" adlı bu hikaye esas filmden daha da iyi diyebilirim.
T24
Yine de arabalara tam birer kimlik yakıştıran, zaten ortada ne şoför, ne seyirci, ne de ufukta herhangi bir insan göstermeden, karşımıza sadece bir makineler dünyası getiren bu filmi biraz övmek gerekir. Her şeyin merkezine kendimizi, yani insanoğlunu koyarak hayatı ve doğayı alabildiğine egoistçe yorumlayan bir ortam yerine, böylesine bir arabalar egemenliği hiç fena olmuyor!....