Adam Sandler ile Steve Buscemi'nin birlikte rol aldığı onuncu film olma özelliğini taşıyor. Daha önceki filmleri: Grown Ups 2, Hotel Transylvania, Grown Ups , I Now Pronounce You Chuck and Larry, Mr. Deeds, Big Daddy, The Wedding Singer, Billy Madison, Airheads. İkili ayrıca 2015 bir diğer proje Hotel Transylvania 2'de de birlikte yer alacak.
Filmin yönetmeni Thomas McCarthy projenin çıkış noktasının "bir başkasının ayakkabısını giymek" deyimine dayandığını ve bu deyimi düşünmesiyle başladığını belirtti. Sonrasında deyimin nereden geldiğini araştıran yönetmen kendini bir anda hikayeyi yazarken bulmuş.
Filmin oyuncu kadrosunda ilk olarak kesinleşen isim Adam Sandler'dı. Yönetmenin aklında hikayeyi yazarken Sandler vardı. İkili daha önce tanışmıyormuş ve rol için bir araya gelip konuşup anlaşmışlar. Senaryonun yazımı birkaç yıl sürerken çekimler kısa sürede halledilmiş.
"Şans Ayağıma Geldi diğer filmlerim gibi başlıyor ancak ilerledikçe onlardan ayrılıyor. Sihirli ve aksiyonlu sahneler var ve farklı dünyalara girip çıkıyoruz. Üzerinde oynayabileceğim bir dokusu vardı filmin. Çeşitli film türlerini bir araya getirdim. Masal ve süper kahramanlar bir araya geldi ve onları kendi tarzım içinde keşfetme imkânı buldum. Bu durum hem zorlayıcı, hem de keyifliydi."
Yönetmen usta oyuncu Dustin Hoffman'la birlikte çalışmanın nasıl bir his olduğunu şu sözlerle anlatıyor: "Dustin harika bir aktör. İmzayı atmadan, filme dâhil olmadan önce her şeyin kafasında netleşmesini istiyor. Dustin Hoffman’la telefonda saatlerce senaryon hakkında konuşmak harika bir duygu. Ondan çok şey öğrendim."
Filmin çekimleri New York’ta gerçekleştirildi. Yönetmen çekimlerin bu anlamda bir hayli zor geçtiğini anlatıyor ve ekliyor: "New York'ta film çekmek her zaman zorlayıcıdır. New York dışında çekim mekânlarımız da oldu ve sürekli hareket halindeydik. Kısıtlı sürede bütçemize uygun olarak hızlı hareket ettik. Bu zorlayıcı bir süreçti. Bu zorluk New York’ta daha da artıyor tabii."
Yönetmen hikayedeki en önemli unsurlardan birinin New York olduğunu dile getiriyor. Şehrin önemini şu sözlerle belirtiyor: "Aşağı Doğu Bölgesi filmin önemli bir parçası. Filmin büyük bir kısmı, Max’in gençliği ve yetişkinliğinin bir kısmı o bölgede geçiyor. New York’un heterojen yapısı ve Aşağı Doğu Bölgesi’nin tarihi hikâyenin ağırlığını oluşturuyor. Film, 1903’te bir ev sahnesiyle açılıyor, o muhitin tarihine ayrı bir önem atfediyor. Filmde son sahneye kadar bölgenin tarihçesine göndermeler var. Tam bir tarih düşkünüyümdür. Ben de o bölgede oturuyorum; ama bölgeyi tanımam ve anlamam bu keyifli araştırmalar sonucunda ortaya çıktı."