Yeşilçam filmlerini özleyenleri memnun edebilir.
Yazar: Hilal Çetinder‘Sadece Sen’, ‘Nae meorisokui jiwoogae (A Moment to Remember)’ filminden uyarlanan ‘Evim Sensin’ gibi, kapanış jeneriğinde de belirtildiği üzere, Güney Kore yapımı bir filmden (O-jik geu-dae-man - Always) uyarlanmış. Yönetmenliğini Hakan Yonat’ın yaptığı filmde, Belçim Bilgin (Aşk Tesadüfleri Sever, Kelebeğin Rüyası) ve İbrahim Çelikkol (Fetih 1453) yer alıyor.
Orijinalinden farklı olarak, Nymphomaniac’ın Joe’su misali, kanlar içinde yatan Ali’nin görüntüsüyle açılan film, talihsiz bir kaza sonrası görme yetisini kaybeden Hazal ile eski boksör Ali’nin aşkı üzerinden, iki kaybedenin birbirlerine ve hayata tutunma sürecini anlatıyor. Sadece Sen, Fransız yönetmen Jacques Audiard’ın ‘Pas ve Kemik’ini de anımsatıyor (Zihnimizi biraz daha zorlarsak, Muhammed ‘Ali’ye saygılarını sunduklarını da düşünebiliriz). Ancak ‘Pas ve Kemik’teki karakter boyutundan, duygusal geçişlerden ve sinema anlarından söz etmek pek mümkün değil. Hazal ile Ali’nin aşkını inandırıcı bulsak da, filmin kırılma noktalarını oluşturan itici gücün sorunlu olduğunu söyleyebiliriz. Hazal’ın yaşadığı trajedilerin hissettirdiklerini göremiyoruz örneğin. Hazal, hayata öylesine bağlı ki, Ali’ye olan aşkı, bağlanma motivasyonu sıralamasında önemsiz kalıyor neredeyse. Bu nedenle ‘hayata birlikte tutunma’ denkleminin kazananı Ali oluyor görünürde... Film, aşkın taraflarının çatışmasındansa, kaybedenleri ve ‘kaybeden’e dönüştüren nedenleri kesiştirerek derinleşmeye zemin hazırlıyor, ki bağın görünürdeki tetikleyicisi Hazal ile derindeki müsebbibi Ali arasındaki ‘kelebek ektisi’, hikayenin sınırlarını genişletmek adına önemli bir fırsat. Ancak romantizmin altında kaldığından hikayeye derinlik katmaktan çok, Ali’yi yasadışı dövüşe iten yüzeydeki tartışmalı nedeni kazımamıza, ‘kendini cezalandırma’ gibi psikolojik ama daha inandırıcı bir nedene ulaşmamıza yarıyor daha çok.
Hakan Yonat, Uğur Yücel’in ‘Miracle Worker’ uyarlaması ‘Black’ten uyarladığı ‘Benim Dünyam’ örneğinde olduğu gibi , değiştirmeye ve yerel motiflere gerek duymadan, birebir uyarlıyor filmi. Sadece, hayattan istifa eden Ali’nin, ‘ağır abi’ye dönüştürülerek üzerinde daha fazla düşünülmüş bir karakter olduğunu söyleyebiliriz. Yeri gelmişken, İbrahim Çelikkol’un (ve Hakan Yonat’ın) dövüş sahnelerinin hakkını verdiğini de belirtelim...
Akacak aşk/kader damarda durmuyor. İki yaralı ruhun göz yaşartıcı melodram hikayesi ya da klasikleşen dram bileşenleri için Güney Kore’ye uzanmanın çok da gerekli olmadığını bir kez daha hatırlatan Sadece Sen, Yeşilçam filmlerini özleyenleri ve melodrama yatkın olanları memnun edebilir.
Twitter.com/hilalcetinder