Hüzünle karışık, keyifli...
Yazar: Banu BozdemirBu sene Antalya Altın Portakal’ın yarışma dışı kategorisinde gösterilen Arkadaşlar Arasında dört erkeğin bir rakı masası etrafında muhabbetle derinleşen ve gittikçe depresyona bağlayan kafalarının filmi. Festivaldeki yarışma fillerini teker teker hatmettikten sonra pekala Arkadaşlar Arasında da yarışma filmleri arasında yer alabilirdi diye düşünmüştük. Şöyle ki, film neredeyse tek ve ıssız bir mekanda geçiyor, yemek sahneleri bir hayli uzun tutulmuş, dört oyuncu arasında geçen ve gittikçe dibe vuran filmin duygusu da atmosferi de ‘festival filmi’ tanımına bir hayli uygundu aslında!
Arkadaşlar Arasında erkek dünyasının dehlizlerine sızıyor, üçlü yaşların getirdiği değişik hal; Ayhan, Deniz, Cenk ve Barış arasındaki akışa bırakıyor kendisini… Bu sene erkek filmlerinin ağırlık kazandığı bir yıl yerli sinemamızda. Antalya’da yarışan Kutsal Bir Gün’den tutun, Testosteron ve Erkekler’e kadar arka arkaya yüceltilen, sorgulayan ve bazen eleştirilen erkeklik hallerini bu kadar yoğun görmek ilginç geldi bünyemize. Ama bu filmler arasında en elle tutulur olanın Arkadaşlar Arasında olduğunu söylemek de fayda var. En azından erkeklik hallerinin genel hayat sorgulamasına uzanan yanları var.
Film dört kafadarın çocukluklarından başlıyor hikayeye. Aslında filmi izledikçe dört arkadaşın çok da büyümediğini, hatta büyümekten korktuklarını ve çocukluktan kalan bir algıyla otuzlu yaşlara geldiklerinde ölecekleri hissine kapıldıklarını anlıyoruz. O yüzden bir kutlama haliyle birlikte kaygı da eşlik ediyor filmin duygusuna. Karakterleri kısaca tanırsak; Deniz yakında baba olacak ama kendini baba olmaya hazır hissetmiyor. Deniz babası tarafından sevmediği bir kızla evlendirilmek üzere. Babanın otoriter yanını gördükten sonra hikayenin sakil duran yanı da az çok oturuyor kafamızda. Barış nişanlı ve askere gitmek üzere. Anne ve kız kardeşinin tek umudu bir anlamda! Masanın en dertli adamlarından biri de Ayhan. Hem yalnız hem de işsiz. Yani filmin bir nevi idare edilmesi gereken adamı o!
Bir İstanbul Masalı, Kavak Yelleri ve Güneşi Beklerken dizilerinde senarist olarak çalışan Gökhan Horzum ilk uzun metrajını daha önce Rakı Masası ismiyle çektiği kısa filminden uyarladı ama filmin ismi alkol yasasına takılınca Arkadaşlar Arasında olarak değiştirildi. 2000 yılında buna benzer bir doğumgünü yaşadığını söyleyen Horzum, bu filmin bir dizi senaristinin isyanı olduğunu belirtmeden geçememişti filmin söyleşisinde. Kesinlikle özgür ve rahat bir kafanın ürünü. Ortam filmi olan Erkekler Arasında kısa geri dönüşlerle karakterlerin hayatlarından kesitler sunuyor, çocuklukları, öğrencilik yılları ve aile ilişkileri rakı masasında tek atımlık masayı donatıyor. Telefonlar kapanıyor ve muhabbet sabaha uzanıyor. Muhabbeti yolundan döndürecek hiçbir yan unsur yok, ıpıssız bir koyda çekmiş o yüzden Horzum. Etki eden şey sadece alkol. Herkes kendi iç dünyasının açmazları peşinde ve samimi. O yüzden film seyirciye etki ediyor.
Horzum, güzel bir atmosfer kurmuş ve oradan, oradaki muhabbetten herkesin özeline başarılı bir şekilde ulaşmayı başarmış. Herkes ‘tüm çıplaklığıyla’ adeta dökülüyor ortaya. Hüzünle karışık keyifli bir film çıkmış.
twitter.com/BanuBozdemir