Yıl 1957.. Sputnik Ruslar tarafından uzaya fırlatılmıştır. Rusya Ay'a 'ilk Rus' u gönderme telaşına düşmüşken, bizim yolumuz parelel evrende Homer Hickam'ın azim dolu yaşam öyküsüne doğru kırılır..
Sen bu filme ne getircen? derseniz,filmi kendimce önemli gördüğüm bir şekilde özetlemek istiyorum.Beni en çok etkileyen sahnesinden bahsedicem ki bence filmin özünün de özüdür.
Homer, babasının geçirdiği kazadan ötürü onun yerine madende çalışmaya başlar. Yapmak zorunda değildir, ama içindeki sese göre bunu yapmalıdır. Malum, eve bir şekilde para girmesi gerekmektedir. Bir akşamüstü madene çalışmaya gider. Büyük bir kalabalıkla asansöre biner, yeraltına inmek için. Asansörün kapısını kapanır ve asansör harekete geçer. Bir an kafasını kaldırma gereği görür. Keşke kaldırmamış olsadır. Gökyüzü tüm güzelliğiyle incilerini boynuna takmış gülümserken bir yandan da gözyaşı döker, fonda çalan solo bir kemanın iç burkan mırıltısı eşliğinde. Zarifce havada süzülen Sputnik onun gözyaşı olmuş, içini akıtmaktadır. Gel der bilinmezlik, bana gel. Sen buraya aitsin. Bir an asansör aşağıya çekilir, senin yerin burasıdır oğlum, unut diğerlerini der gibi adeta.Artık yapılacak hiçbir şey yoktur. Bu bir işaret olmalıdır..
Film, belki benim bu cümlelerimden sonra size tanıdık gelebilir. Fakir ama hiçbir zaman umudunu kaybetmeyen kahramanımız, onun her zaman yanında olan dostları, yaşantısını zorlaştırmak için elinden ne gelirse yapmaya hazır hain şahsiyet falan filan. Bir müddet filmi izlerken bu tarz klişe kavramlar ve klişe olgu, tam beni de eline geçirecekken öyle olmadı. Sanırım olmuyor.(Bu tarz konular elbet işlensin ama yaratıcılıktan zerre kadar nasibini almamış tekrar yönetmenlerin dar kalıp vizyonlarından çıkmış olmasın.Yeni soluk, bakış açıları lazım!)Film zaten bu tarz kavramların üzerine kurulmasına karşın, yine de bir müddet sonra rotasını bu batağa düşmekten nasıl biliyor. (İşlerin biraz daha dramatikleşmesi için öğretmenin hastaneye düşmesi ve kanser olup öleceğini düşündüğüm-ki o Allahtan olmadı- bu tarz en bayat klişe, biraz tadımı kaçırmıştı. Neden sıkışıklığa getirildi ki?Bence iyi malzeme çıkardı.Adeta dirsek atılıp bırakılmıştı yerine.)
Toparlarsam,umutsuz dönemleri atlatmada bir eşik taşı niteliğinde olan,ilaç niyetine izleyebileceğimiz iyi filmlerden biri. İzlenmesi, ders çıkarılması gereken bir film.
(Dipnot: Oyunculuk bir sanatsa, bu sanatı yeniden hakettiği yere getirecek ender oyunculardan, taze kanlardan biri kuşkusuz Gyllenhaal'dur. Seviyorum bu güzel şahsiyeti, politik duruşunu, oyunculuğunu..)