Filmin yönetmeni Semir Aslanyürek filmde 70'lerde yaşanan gerçek olaylardan esinlenildiğini ve bu dönemi iki çocuğun gözünden komik ve gerçekçi bir üslupla yansıtmaya çalıştıklarını dile getirmiştir.
Filmin yönetmeni Semir Aslanyürek hikayeyi “Çocuk Odiseus” olarak nitelendiriyor ve filmin hikayenin geçtiği yörenin mitolojisine de göndermelerde bulunduğunu belirtiyor.
Filmde Erkan Can'ı Komiser Yavuz rolünde izliyoruz. Yavuz, ülkede yaşanan sağ-sol bölünmesinin avcuna aldığı kişilerden biri. Bu ayrımda net bir şekilde taraf tutmakta ve kendisiyle aynı fikri paylaşmayanları temizlenmesi gereken birer vatan haini olarak görmekte.
Gürkan Uygun, işsizlik nedeniyle kaçakçılık yaparak geçimini sağlamak zorunda kalan ve her an öldürülme tehlikesiyle yaşayan insanlardan birini, Cafer karakterine hayat veriyor. Cafer babasından lanetli bir miras olarak aldığı kaçakçılık mesleği nedeniyle ölümü adım adım ensesinde hissediyor.
Müzik sektörünün yanı sıra sinemada ve televizyon projelerinde de yer alan Emre Altuğ, Adanalı bir faytoncu olan Cabbar rolünde izliyoruz. Cabbar, maddi sıkıntılar yaşıyor ve yoksulluğunu giderecek bir mucizenin hayalini kuruyor.
Feride Çetin, St. Simon manastırının bulunduğu dağda sürüsünü otlatan bir çoban rolünde karşımıza çıkıyor.
Filmin başkarakterlerinden Süleyman'a genç oyuncu Erdal Sarı hayat veriyor. Süleyman'ın babası gurbete gideli yıllar olmuştur ve köyündeki çocukların bu durumla alay etmesi nedeniyle dili tutulmuştur. En yakın arkadaşı Cemal onu her daim savunurken, birlikte hem dilinin çözülmesi hem de Yılmaz Güney'i bulma umuduyla yollara düşerler.
Filmin diğer başkarakteri Cemal rolünde ise Ata Murat Kalkan'ı görüyoruz. Kendinden yaşça büyük Safiye ilk aşkıdır ve ona göre Yılmaz Güney'e giden yol, Safiye'ye büyüdüğünü kanıtlaması açısından da önemli bir sınavdır.