Bu yıl Blade Runner 2049 ve Star Wars: The Last Jedi'den sonra en çok beklediğim film Thor: Ragnarok'du. Çünkü filmin yönetmeni Taika Waititi'nin tarzına ve espri anlayışına bayıldığım için, bu etkileyici karaktere nihayet renkli bir film kazandırabileceğini düşünüyordum. Fakat şu ana kadar gelen eleştiriler son derece karışık olduğu için beklentilerimi biraz düşürmeye karar verdim ve sadece eğlenceli bir film izlemek istedim. Thor: Ragnarok'u izledikten sonra bundan çok daha fazlasını buldum.
Pekala, bu seferki konumuz ne? Thor serisinin üçüncü filminde Ölüm Tanrıçası Hela, Asgard'ı işgal etmeye geliyor ve Thor'u Sakaar adında hiç bilmediği bir gezegene sürgün ediyor. Jeff Goldblum'un canlandırdığı ve buranın yöneticisi olan Grandmaster karakteri, Thor'u bir kafes dövüşçüsü olarak esir tutuyor. Bundan sonra Thor, Valkyrie ve Hulk ile karşılaşıyor ve birlikte bir takım oluşturarak Hela'yı Asgard'ı işgalinden durdurmaya çalışıyorlar.
MCU'da bulunan, en az ilgi çekici süper kahraman benim için Thor sayılır. Çünkü ilk iki Thor filminde Chris Hemsworth'un karakteri son derece havalı, kaslı ve normal bir süper kahraman gibiydi, karakterinde pek yeni bir şey yoktu. Bu yüzden onu görmek eğlenceli olsa da, karakterini hiç doğru düzgün umursayamadım.
Fakat Thor: Ragnarok filminde ise bambaşka bir Thor ile karşılaşıyoruz. Bu filmindeki Thor, son derecede komik ve hiç olmadığı kadar samimi birisi. Eğer Thor'un diğer Marvel filmlerindeki karakterine bayıldıysanız, onun bu filmindeki haline pek alışamayabilirsiniz. Ben ise Thor'un bu filmdeki haline bayıldım. Çünkü diğer Marvel süper kahramanların aksine Thor, başlı başına bir Tanrı olduğundan en özgün ve en sürükleyici filmlere sahip olması gereken şahıs aslında. Ve yönetmen Taika Waititi de Thor'un hak ettiği filmi yapmayı başarmış.
Taika Waititi'nin yönetmenliği tek kelimeyle harikaydı. Her ne kadar onun What We Do In The Shadows filmine pek ısınamamış olsam da Hunt For The Wilderpeople'ın samimi stiline bayılmıştım ve Thor: Ragnarok'da da buna benzer bir hava görüyoruz (hatta Hunt For The Wilderpeople filminden Sam Neill ve Rachel House bile var bu filmde!). Ve bu samimi hava, son zamanlarda çıkan süper kahraman film furyasının içerisinde seyirciye eşsiz bir şeyler sunmayı başarmış.
Neredeyse bütün MCU filmlerinin aksine, Thor: Ragnarok, kendisini "gökyüzüne çıkan ışın", "karakterin geçmişini görme", "çok fazla açıklama içeren konuşmalar" ve "sırtını sürekli aksiyona yaslama" gibi şeylerle kendisini kısıtlamamış. Bu film, bu yıl çıkan Logan, Galaksinin Koruyucuları 2, Wonder Woman ve Spider-Man: Homecoming gibi filmlere benzemek yerine ve "hikayesini diğer süper kahraman filmlerine bağlamaya çalışma" olaylarından uzak, kendi kafasında bir iş olmaya çalışmış ve sırtını bu sefer komediye yaslamış. Doğru, günün sonunda bu yıl çıkan diğer süper kahraman filmleri belki bu filmden daha akılda kalıcı olacak ama Thor: Ragnarok'un bu yıl izlerken en çok eğlendiğim filmlerden birisi olduğunu da inkar edemem. Hatta süper kahraman olayı bir yana, Thor: Ragnarok şu an vizyonda oynayan en komik film olabilir.
Öncelikle oyunculuklar harikaydı. Az önce dediğim gibi, Chris Hemsworth nihayet komik yanıyla bu filmde parlama fırsatı bulmuş. Onu izlemesi çok keyifliydi. Ayrıca Tom Hiddleston'ın filmdeki rolü daha büyük olabilirdi ama yine de bir sürü şey içeren bu hikaye, onu filmde gayet iyi bir şekilde kullanmış. Cate Blanchett ise Hela rolünde etkileyiciydi, hatta Marvel'ın en iyi kötü adamlarından birisi olabilir. Çünkü karakterinin amacı netti ve son derece etkiliydi.
Ama şaşırtıcı derecede benim için ön plana çıkan karakterler; Tessa Thompson'un izlemesi çok eğlenceli olan Valkyrie karakteri, Jeff Goldblum'un döktürdüğü Grandmaster'ı ve Mark Ruffalo'nun Hulk'ıydı. Thor: Ragnarok, bu filmde Hulk ile Bruce Banner'ın kişiliklerini daha fazla ön plana çıkarmayı başarmış. Bu arada unutmadan, filmin en komik karakteri yönetmen Taika Waititi'nin canlandırdığı Korg'du. Korg ne zaman sahnede olsa salon gülmekten yerlere yattı.
Bu arada Thor: Ragnarok, içinde çok fazla aksiyon sahnesi barındırmayan bir film olsa da, aksiyon olduğu zaman son derece tatmin ediciydi. Özellikle de son 25 dakikası. Üstelik bu sahnelerle iç içe geçmiş olan 80'li yılların şarkıları filmi daha da iyi bir hale getirmiş. İlk fragmanda geçen "Immigrant Song" şarkısının çalmaya başladığı sahnelerde ise salondan tezahüratlar geldi.
Filmle ilgili sadece bir tek büyük sorunum var, o da dramın ağırlığıydı. Thor: Ragnarok, çok şükür "epik bir sahnenin ortasında bir şaka söyleme" gibi bir sorundan muzdarip değil ama yine de filmin o kadar büyük bir kısmı komediye ayrılmış ki, bu yüzden ortada olan tehlikenin boyutu küçülmüş. Mesela Hela, Asgard'ı işgal ediyor ve bir sürü asker öldükten sonra içinden diyorsun ki; "Vay be, Hela amma da güçlüymüş. Eğer film böyle giderse Marvel'ın en iyi kötüsü olabilir bence". Peki film bundan sonra ne yapıyor? Asgard'da bir sürü kişinin acı ölümünden, Hela'nın şehri ele geçirmesinden, Ragnarok'un ortaya çıkma tehlikesinden ve Dokuz Krallığın yok olabilme ihtimalinden sonra bunlara odaklanmak yerine filmin büyük kısmını Thor'a ve komik şakalara adıyor. Beni yanlış anlamayın, filmde Thor'un olduğu sahneler ve şakalar harikaydı fakat ortada bu kadar ciddi bir durum olunca, film bütün bunlara daha fazla vakit ayırmalıydı. Bu yüzden Hela, sadece arada sırada görünen başka bir Marvel kötüsü olarak akıllarda kalıyor ve ortada bulunan tehlikenin ne kadar ölümcül olabileceğini bir türlü göremiyoruz.
Bu yüzden eğer Thor: Ragnarok'un "epik" veya "son yılların en iyi süper kahraman" filmi olmasını bekliyorsanız, filmden ufak bir hayal kırıklığı ile ayrılabilirsiniz. Fakat bu filmin iyi yaptığı bir şey varsa, o da türünün klişeleriyle harika bir şekilde dalga geçebilmesi. Bu filmdeki her sahne son derecede yaratıcı, komik ve genel anlamda gözlerini üzerinden alamadığım bir filmdi. Taika Waititi, bu film ile son zamanlarda çıkan tahmin edilebilir süper kahraman filmlerinin arasında seyirciye ufak bir nefes aldıran, son derece komik bir film sunmayı başarmış. 2 saat boyunca hiçbir şeyi düşünmeden izleyebileceğiniz, harika bir patlamış mısır filmi adeta. Ortaya daha iyi bir film çıkabilir miydi? Elbette. Ama ben şu anki sonuçtan son derece memnunum. Üstelik filmde bu kadar fazla materyalin başarıyla dengelenmiş olduğunu düşünürsek, ortaya gayet etkileyici bir iş çıkmış. Sinemada keyifli vakit geçirmek isteyenlere tavsiye ederim. İyi seyirler.
FİLMİN İYİ YANLARI:
+ Taika Waititi'nin harika espri anlayışı, filmin samimi havası.
+ Hemsworth, Thompson, Goldblum ve Ruffalo'nun oyunculukları.
+ Taika Waititi ve birkaç tane daha ünlünün ufak cameoları.
+ Son 25 dakika.
+ Marvel evrenini genişletmeye çalışmaktan ziyade sadece eğlenceli bir film oluşu.
FİLMİN KÖTÜ YANLARI:
- Bu yıl çıkan diğer süper kahraman filmleri arasında o kadar da akılda kalıcı değil.
- Filmin ciddi tonu daha da ön plana çıkartılabilirdi.
TOPLAM PUAN: 8.5/10