En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
tersköşeli
Takipçi
65 değerlendirmeler
Takip Et!
4,5
15 Haziran 2024 tarihinde eklendi
Film yalnızca bir çocuk filminden öte, içinde günümüz dünyasından epey göndermeler bulabileceğiniz bir film. Bu tip animasyonların en hoşuma giden yanlarından biri yaratıcı detaylar oluyor; tavşanın telefonunun arkasında ısırılmış havuç logosuyla apple benzetmesi buna bir örnek :D . Bunun dışında ırkçılık teması farklı hayvanlara doğalarından dolayı farklı muamele edilmesi ile işlenmiş. Ülkenin sanatçısı rolündeki ghazzel isimli geyik toplumla olan diyaloglarıyla sanatçılık kimliğinin önemini vurguluyor. spoiler: Sonra fetöcü koyunlar çok iyiydi :D . Yırtıcıların üstünlüğünden bıkan koyunlar (özellikle polis koyunlar) bir plan ile darbeye yelteniyorlar, bu ve buna benzer durumlar günümüzdeki birçok ülkede rastlayabileceğimiz politik durumlardan... Devlet memurlarının tembel hayvanlardan seçilmesi detayı da sistemin eleştirilerinden biri olsa gerek ve son olarak bahsi geçen ülkede herkesin istediği her şey olabileceği sloganı aslında masumane ve motive edici dursa da özünde özgürlük kavramının yanlış anlaşılmasıyla alakalıydı diye düşünüyorum; aşırılığın önünü açan bir zemin yaratıyor olabilir. Herkesin her istediğini olabilmesi gerçekten istenilen bir durum mudur? Animasyonların böyle anlamlı, düşündüren cinsten olması bence güzel bir yaklaşım.spoiler:
Bu filim hayvanları anlatan ve çocuk animasyonundan çıkan bir filim Amarikayı dost gibi düşündüren ama daha dün Amerika da yaşananlara baktımızda Amerika .... Güzel bir animasyon herşeyi sanki Amarika çok güzel bir ülkeymiş gibi göstermişler.bu çocuk animasyon filmi çocukluktan çıkmış farklı bir mesaj veriliyormuş gibi............................................................................ sevdim ama kısacısı Amerikayı dost gibi gösteren bir çocuk animasyonu ama gerçek ..................................................................................................................................... spoiler: spoiler: spoiler: spoiler: spoiler: spoiler: spoiler: spoiler: spoiler: spoiler: spoiler: spoiler: spoiler: spoiler: spoiler:
Gerçekten kusursuz bir animasyon. Bütün animasyonlar çocukları içindir ön yargılarınızı silin ve bu animasyonu izleyin, hangi yaşta olursanız olun gerçekten hayatınıza bir şeyler katabilir.
BİR ANİMASYON FİLMİNDEN ÇOK DAHA FAZLASIÇOLUK ÇOÇUK BÜYÜK KÜÇÜK DEMEYİN GİDİN İZLEYİN 10 ÜZERİNDEN 10
Disney’in son yıllarda yakaladığı çıkış yadsınamayacak derecede fazla. Özellikle 2013 yılında “Frozen / Karlar Ülkesi”yle yeni bir fenomen yaratması, 2014 yılındaki “Big Hero 6 / 6 Süper Kahraman” filmiyle yılın favorisi “The Lego Movie / Lego Filmi” ve “How To Train Your Dragon 2 / Ejderhanı Nasıl Eğitirsin 2”i geçerek Oscar’ı kucaklaması ve 2015 yılında Pixar ortak yapımı “Inside Out / Ters Yüz” ile yeni bir başyapıta imza atmasıyla kısaca animasyon alanına damga vurmuş durumda Disney. Aynı başarıyı “Zootopia / Zootropolis: Hayvanlar Şehri” ile de devam ettiriyor.
Hayvanların birbirleriyle uyum içinde yaşamayı öğrendiği bir dünyada geçen film, mükemmel bir şekilde tasarlanmış karakterleriyle sadece genç yaştaki izleyecelere değil aynı zamanda ırkçılık, homofobi ve statü ayrımına dikkat çeken alt metniyle yetişkin izleyicileri de hedef alıyor.
Polis memuru tavşan Judy’nin yırtıcı hayvanların gizemli bir nedenden ötürü tekrar yırtıcı hale gelmesini araştırdığı filmde Judy’nin küçükken yırtıcı hayvan statüsündeki bir tilkiden zorbalık gördüğüne tanıklık ediyoruz. Bu örnekle sadece okula yaşanan zorbalıkları seyirciye sunmakla kalmayan film, aynı zamanda yaşam piramitinde insanların birbirleriyle olan ilişkilerine de dikkat çekmekte. Daha sonra polis olmaya karar verdiği için başta ailesi olmak üzere tüm çevresi tarafından tavşan olduğu için küçümsenen Judy, polis akademisindeki kendi cüssesini aşan tüm zorluklara rağmen birinci olmayı başarıyor. Buna rağmen gergedan, aslan gibi daha cüsseli meslektaş hayvanları tarafından küçümsenmeye devam eden Judy, günün birinde hırsız tilki Nick’le karşılaşınca sadece geçmişiyle yüzleşmekle kalmıyor ayrıca kendisinin yaptığı ayrımcalığın (bir nevi ırkçılık) farkına varıyor. Zaten bir yerden sonra farklı düşüncelere ve etnik kökenlere sahip olan insanları ötekileştirerek tek tip insan türü isteyen yönetim şekillerine ciddi bir eleştiri niteliği kazanıyor film. Aslan-Kuzu metaforuyla ülkelerin yanlış kişiler tarafından yönetildiğinde ne hale geldiğini gösteren animasyonda hayvanlar insanlaştırarak bir nevi insanoğlunun ne kadar gaddar ve kötü bir yapıya sahip olduğunu tekrardan izleme şansı buluyoruz.
“Zootropolis”in son yıllarda çekilmiş en iyi dedektif filmlerinden biri olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Özellikle yırtıcı hayvan olarak nitelendirilen türlerin neden tekrardan yırtıcı olduğu araştırıldığı sahneler resmen 70’li yıllarda çekilen dedektiflik filmlerini andırıyor. Şehrin bir nevi Los Angeles’ı hatırlattığı filmde zaman zaman “Chinatown / Çin Mahallesi”ni (1974) hatırlamamak mümkün değil. Bu arada, filmin sanat yönetimi de tek kelimeyle harikulade. Şehrin her bir yanının detayına kadar planlandığını rahatlıkla görüyoruz ki özellikle orman sahnelerinde yaratılan atmosfer çok başarılı.
Sonuç olarak klasik dedektiflik filmlerinden hiçbir eksik yanı bulunmayan “Zootopia / Zootropolis: Hayvanlar Şehri”, ırkçılık, cinsiyetçilik, homofobi vb. gibi ayrımcılıkları odak noktasına alarak son zamanların en önemli animasyonlarından biri olma özelliği taşıyor. Harikulade tasarımlarıyla sadece yetişkin izleyicileri değil aynı zamanda genç yaştan izleyicileri de hedef alan filmde tek tip yönetimlere de ciddi eleştiriler bulunmakta.10/10
Açıkçası eskisi kadar çok fazla animasyon izleyen biri değilim ve uzun bir zaman sonra izlediğim bir animasyon olarak bana diğerlerinden farklıymış gibi gelmedi.. Kişisel olarak en son izlediğim Big Hero 6'dan sonra pek eğlendiğim ve beğendiğim bir animasyona rastlamadım daha. Belki artık animasyonlar eğlendirmiyor ya da animasyonlar için belkide fazlaca yaşlanmışımdır kim bilir. Ama yorumları, imdb puanı ve gene olarak hakkındaki olumlu bir çok şeyi hak ediyor belki ama bence biraz abartı gibi hepsi. Asla kötü bir film değil ama abartıldığı kadarda değil. Ailecek izlenecek güzel bir eğlencelik ve küçük çocuklar için biçilmiş kaftan.
Zootropolis hayvanlar şehri sanırım bu yıl en iyi animasyon dalında oscarı yine disney pixara kazandıracak orası belli . Film gayet güzel hazırlanmış sımsıcak bir animasyon. Alt metinlerini dikkatle izlerseniz bişeylerle bağdaştırabilirsiniz gayet güzel göndermeler var . Filmde cok ters köşe ar özellikle sonlara yakın zamanlarda eski pixar animasyonlarının tadını almaya başlıyorum gün geçtikçe . Disney pixar hiç kendini bozmuyor ve daima iyi bir film yapmaya çalışıyor . Birbirinden iki karaktere sahip Nick Walde ve Judy adlı tavşanın yollarının kesişme hikauyesi Zootropolis. O kadar güzel bir dünya ve atmosfer var ki filmde aksiyona doyarken bazı yerlerdede cidden görsel şölen yaşıyorsunuz ( Balon sahnesi ) gibi Zootropolis yetişkinerin bile keyifle izleyebilceği bir yapım . Umarım 2. Cisi gelir . 8.8
Disney'den yine çok sempatik, hayata dair mesajları eksik olmayan, yine anlatmak istenenlerin çeşitli simgeler ve metaforlar ile aktarıldığı bir animasyon. Son yılların mutlaka görülmesi gereken animasyonlarından. Açıkçası Disney'in, Pixar'ın neredeyse tüm yapımları oldukça üstün bir kalitede. Zootropolis de kendine has bir yer edinmeyi başaracak.
Bir tavşan ve bir tilki nasıl olur da el ele verip bir gizemi açığa çıkarabilir? Zootopia’da her şey mümkün.
Türkçe olarak Zootropolis: Hayvanlar Şehri adıyla vizyona giren film Bolt ve Big Hero 6 filmlerinin de yönetmenliğini yapmış olan Byron Howard’ın elinden çıkan ve Disney’in içinde hiç insan karaktere yer vermeyen üçüncü filmi.
Zootopia, bir zamanlar doğada vahşi bir şekilde yaşamlarını sürdüren fakat zaman içinde evrimleşerek modern bir uygarlık içinde yaşamaya ayak uyduran memeli hayvanlardan oluşan bir dünyayı konu alıyor. Zootopia’daki bu hayvanlar tıpkı insanlar gibi sabah erken kalkıp giysilerini giyip arabaları ile işlerine gidiyorlar. Yine tıpkı insanların dünyasında olduğu gibi ırkçılık, ayrımcılık gibi üstesinden gelmeleri gereken sorunları var.
Av ve avcı her ne kadar birlikte yaşasa da hayatın bazı yönlerinde doğal olarak avcının üstünlüğü önplana çıkıyor. Özellikle olay polis olmaya gelince avın yüzüne kimse bakmıyor. Fakat pes etmek nedir bilmeyen tavşan Judy için bu rahatlıkla üstesinden gelinebilecek bir engel gibi görünüyor. Arkadaşlarının ve yakınlarının itirazları da Judy’i yıldırmayınca Judy polis akademisine kaydoluyor ve akademiyi birincilikle bitiriyor. Zootopia’nın ilk tavşan polis memuru olan Judy, polis şefi Bogo tarafından trafik görevine atanıyor. Tavşan Judy daha ilk günden avın avcı üzerindeki üstünlüğüne ve ayrımcılığına şahit oluyor. Judy bir yolunu bulup avcı konumundaki hayvanların bir anda vahşi hayvanlara dönüştüğü yönünde bir gizemi araştırmaya başlıyor.
Zootopia aslında günümüzde rahatlıkla karşımıza çıkabilecek olan önyargı, ayrımcılık ve ırkçılık gibi konulara değiniyor. Bu yönüyle film çocuklara hitap ettiği kadar yetişkinlere de hitap ederek bu gibi sorunları ve nasıl üstesinden gelineceğini gayet eğlenceli bir şekilde izleyiciye yansıtıyor. Bunu yaparken çeşitli esprilerle bizleri güldürmeyi de es geçmiyor. Özellikle çok konuşulan tembel hayvanların çalıştığı devlet dairesi sanırım filmin en komik sahnelerinden biri. Bunun yanında Breaking Bad ve Godfather filmlerine yapılan göndermeler de harika olmuş.
Film, fazlasıyla sıcak Sahra Meydanı’ndan tutun da buz gibi Tundra Kasabası’na kadar her türden hayvanın kendine ait iklimlerde yaşayabileceği çeşitli habitatların yer aldığı bir dünyaya yer vermesiyle oldukça ilgi çekici bir hal alıyor. Tavşan Judy’nin şehre girmesiyle farklı farklı canlıların kendi boyutlarına göre araçlara binmesi, kendi boyutlarına göre kapılardan girip çıkmaları, yine kendilerinin rahatça oturabileceği mahallelerde yaşamalarıyla oluşmuş muazzam bir şehir karşılıyor bizi. Farklı açılarla çekilen bu şehri izlerken fazlasıyla mükemmel manzaraları seyretme şansı buluyoruz.
Zootopia ailenizle izleyebileceğiniz yılın en iyi animasyon filmi niteliğinde bir film.
büyük küçük herkesin izlemesi gereken bi çizgi filmdi. Günümüz insanın, büyürken çocuğun hakim olması gereken birtakım güzel mesajları içinde barındırıyordu. Bence 5 yıldızı hak ediyor!
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.