Senaryosunu da, Thomas Bezucha ile birlikte yazan Maya Forbes ve Wallace Wolodarsky'nin yönetmen koltuğunda oturdukları "The Good House"; başroldeki Hildy Good ve Frank Getchell karakterlerini canlandıran usta oyuncular Sigourney Weaver ile Kevin Kline'ın performanslarına yaslanılan, sevimli bir komedi drama olarak geliyor karşımıza...
Gelin isterseniz, mütevazı bir bütçeyle Kanada'da çekilerek; dünya prömiyeri de, 15 Eylül 2021 tarihindeki Toronto Uluslararası Film Festivali'nde yapılmış olan bu filme biraz daha yakından bakalım...
***
"Ailem neredeyse üç yüz yıldır Wendover'da yaşıyor... Kasabaya bir balıkçı köyü olarak yerleşilmiş... Bunu istiridyecilik ve gemi yapımı izlemiş... Tabii ki bu endüstriler çoktan yok oldu... Ama hala sahillerimiz, esintilerimiz ve tuzlu havamız var... Wendover cazibesini hiç kaybetmedi... Çünkü Boston North Shore'daki en iyi manzaralar bizde..." diyerek pazarlıyor portföyündeki emlaklardan birini Hildy Good (Sigourney Weaver), müşterileri Lisa (Holly Chou) ve Robert Sanderson (Anthony Estrella) çiftine...
İlk gösterdiği evi satın almaya, Sanderson'larının ekonomik güçlerinin yetmediğini öğrenen Hildy; Dwight ailesine ait, kasaba merkezindeki daha uygun fiyatlı evi de uzaktan gösterir...
Dönüş yolunda, Hildy'nin bir yıl önce yirmi dönümlük bir arazinin içindeki evi sattığı; Boston'daki bir yatırım fonunu yönetmekte olan Brian McAllister'ın (Kelly AuCoin) Brezilya asıllı karısı Rebecca McAllister'a (Morena Baccarin) rastladığında; kısaca bir laflarlar da...
***
Ofisine vardığında Hildy; sırf kıramadığı annesinin hatırı için işe almış olduğu beceriksiz asistanı Kendall'dan (Otis Forbes Wolodarsky), kızlarından birisinin kendisini telefonla aradığını öğrenir...
Zira New York Brooklyn'deki, sanatçı olma hayalleri kuran işsiz kızı Emily'nin (Molly Brown) ev sahibi; kirayı yükseltmiş ve o yüzden de, aynen ev arkadaşlarının da yaptıkları gibi, annesinden gönderdiği parayı artırmasını istemektedir...
Yani Hildy'nin, daha çok çalışarak daha fazla para kazanması gerekecektir...
***
Ertesi gün...
Giyinip kuşanıp, aracıyla Wendy Heatherton'ın (Kathryn Erbe) partisine gitmekte olan Hildy'i bu kez de diğer kızı Tess (Rebecca Henderson) arayarak; kendi küçük kızı Lottie'nin (Aleeya Matheson - Aria Matheson) hastalandığını bildirir...
Neyse...
Yoluna devam eden Hildy, akaryakıt istasyonun da kamyonetine yakıt ikmali yapmakta olan Frank Getchell'a (Kevin Kline) rastlayarak durur...
Çünkü açmaması sebebiyle, günlerdir kendisine telefonla ulaşamadığı Frank'in sahildeki arazisine; Bostonlı bir avukat, müşteri olarak talip olmuştur...
***
Eski asistanı Wendy'nin görkemli malikanesinin önüne geldiğinde Hildy; "Eskiden partilere gitmeyi severdim... Fakat bu tuzağa düşmeden önceydi..." diyerek bir flashback aracılığıyla şöyle bir geçmişe uzanır ve büyük kızı Tess'in; alımında kendisinin ön ayak olduğu, Beverly'deki lüks evinde sıralanarak oturmuş olanlar ile tanışırız...
Kimler midir onlar?
Tess'in kocası Michael (Sebastien Labelle), sık sık bakıcılığını da yaptığı afacan torunu Lottie, zahmet edip araç kullanarak New York'tan gelmiş olan küçük kızı Emily, yirmi iki yıllık evlilikten sonra kendisini bir erkek için terk etmesine rağmen nafaka da ödediği eski kocası Scott (David Rasche) ile on sekiz ay önce, kendisi için çalışırken bütün iletişim numaralarını gizlice alarak müşterilerinin tamamını çalmış olan Wendy Heatherton ve kimliğinden bihaber olduğu Joyce'tur (Chris Everett)...
Peki toplantının konusu?
Elbette ki, Hildy'nin alkole olan düşkünlüğüdür...
Her ne kadar Hildy, bunu pek sorun etmese de; Joyce'un nezaretindeki alkol tedavisini kabul etmemesi durumunda, bir daha torunu kendisine tek başınayken teslim edilmeyecektir...
Üstelik Wendy'e göre, müşteriler de Hildy'nin alkol bağımlılığından şikayetçidirler...
Bu durumda da Hildy'e düşen; ellerini kaldırmak suretiyle, kuzu kuzu teslim olarak rehabilitasyon sürecine katılmak olur...
***
Yeniden günümüze döndüğümüzde...
Kapıda karşılaştığı Peter (Rob Delaney) ve Elise Newbold (Laurie Hanley) çifti ile beraber Hildy, Wendy'nin partisine dahil olur...
Tüm konukların yemek için masaya oturdukları bir esnada, Mamie Lang'ın (Beverly D'Angelo) sayesinde sohbet dönüp dolaşıp; sekiz kuşan öncesinden Hildy'nin büyükannesi olup, cadı olmakla suçlanan Salemli Sarah Good'a gelir dayanır...
Buna inanmakta zorlanan konuklar için Hildy; hepsinin şaşkın bakışları arasında, Brian McAllister'ın düşüncelerini okur...
***
Parti bitip de evine döndüğünde, o ana kadar ağzına damla alkol koymamış olan Hildy; şaraplarını depoladığı araç gereç ardiyesindeki kutudan aldığı bir şişe Merlot'u, afiyetle yudumlamaya başlar...
Farkında değildir ama...
Kafayı iyice bulması nedeniyle ardından da, gecenin bir yarısı olmasına da aldırmaksızın; balık tutmakta olan Frank'in tanıklık edeceği bir biçimde, denize dalarak yüzmeye başlar...
***
Sabahın erken saatinde de...
Gerekli tadilatları, Frank ve ekibine yaptırdıktan sonra ayarlayabileceği bir müşteriye satmayı planladığı; zapt edilmesi pek de kolay görünmeyen otistik çocukları Jack (Silas Pereira-Olson) ile ilgilenmekte olan, ekonomik olarak ciddi zorluklar yaşar vaziyetteki Patch (Jimmy LeBlanc) ve Cassie Dwight'ın (Georgia Lyman) evlerine uğrar...
Dakika 22...
Kolay anlaşılır hafif bir eğlencelik olan hikayesi ile ilginizi çekeceğini umduğumuz bu filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; beklenmedik sürprizleri de bünyesinde barındıran, 82 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
Keyifli seyirler,