Trajik bir aşk hikayesini odağına alan film, Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla hayatı altüst olan ve her şeye sil baştan başlayan Olga'nın öyküsünü beyazperdeye yansıtıyor. Olga esasında 1900'lü yılların başında taş ustası olarak çalışan ve Yalta'ya gidip burada işine devam eden Mustafa Usta'nın torunudur. Sovyetler'in dağılmasının ardından Sarp Sınır kapısı açılır; Olga çalışmak ve yeni bir düzen kurmak için Trabzon'a gelir. Ne var ki kısa zaman içerisinde Trabzon'a o bölgeden gelen her kadının nataşa olarak adlandırılması sorunuyla o da tanışır. Bu esnada Cemal ile karşılaşması işleri iyiden iyiye karıştırır.
Toplumsal önyargılar, zorunlu göç ve parçalanmış aileler temalarını biraraya getiren filmin başrolünde Türkiye televizyon izleyicisinin yakından tanıdığı Alma Terzic ve Oktay Gürsoy yer alıyor. Filmin yönetmen koltuğu ise ilk sinema deneyimine imza atan Orhan Tekeoğlu'na ait...
Bu kadar emek ve parmak bastığı konuların değeri, daha özenli bir yapımla ortaya çıkabilirdi...
Yazar: Funda SularözBu filmi sevdiyseniz, şunlar da ilginizi çekebilir: : Yılın en iyi filmleri 2013, En iyi film: Dram, {Genre} türündeki en iyi filmler : 2013.