Aşk, bir kuyruklu yıldızın peşine takılır mı?
Yazar: Duygu KocabaylıoğluBir şehri merkezine, başrolüne alarak bütünlüklü bir film çıkartmak zor zanaat. Bunu en iyi yapan sinemacılardan biri ise şüphesiz ki Woody Allen (Manhattan, New York Stories, Barselona, Barselona, Paris'te Gece Yarısı…), yeni kuşaktan Richard Linklater (Gün Doğmadan Önce, Gün Batmadan… ) gibi isimler ve Paris, Seni Seviyorum, Seni Seviyorum New York gibi ortak çekim projeler. Yerli yapımlardan aklımıza düşen ilk örnek ise İstanbul’u bir fon alıp kesişmeli hikayeleri önümüze seren Anlat İstanbul… Bu hafta vizyona giren romantik komedi türüne daha yakın duran Barselona'da Bir Yaz Gecesi de fonda Barselona’nın atmosferini kullanarak tek bir gecede yaşanan ve ortak noktası aşk olan farklı öyküleri önümüze sunan bir yapım.
18 Ağustos 2013 tarihinde Barcelona semalarından geçen kuyruklu yıldızın çevresinde cereyan eden 6 farklı ilişki hikâyesi, aşkın karşısında nasıl da bocaladığımızı anlatma derdinde aslında. Biraz daha derine inecek olursak, hoşlandığı bir kıza açıklamamaktan mustarip ergen bir gençten, futbol kariyeri ile sevgilisi arasında seçim yapmaya zorlanan başarılı bir futbolcuya kadar geniş bir yelpaze var elimizde… Bir yanda uzun yıllar boyu yakın arkadaşı olan sevdiği kadını başka bir adama kaptırmanın acısı, diğer yanda beklenmedik bir bebek haberiyle sarsılan ve sıkı bir sınavdan geçen hafif şapşal bir çift... Eski sevgilisi ile şehri terk etmeden önce son kez karşılaşan genç bir kadın ve aynı yabancı kıza asılan iki ev arkadaşı. Her birinde bir ilişki çıkmazı, aşılması gereken bir sorun var. Tıpkı hayatın kendisi gibi.
Filmin yönetmenliğini üstlenen Dani de la Orden daha önce kısa film ve belgesellere imza atmış bir isim. Bu filmse, ilk uzun metrajlı kurgusal işi olmanın yer yer handikaplarını yaşıyor. Zira bazı ilk filmler vardır, usta elinden çıkmış sanırsınız; yönetmenin biyografisi sizde şok etkisi yaratır. Ama maalesef bu örnekte durum biraz tersine ve olumsuz yönde işlemiş. Çünkü birbirinden bu kadar farklı ve aslında geçen kuyruklu yıldız dışında kesişmesi olmayan hikayeleri, seyircinin dinamizmini ayakta tutarak vermek oldukça güç ve meşakkatli bir iş. Yönetmen bunun altından tam olarak kalkamıyor; zira, bazı hikayelerin temposu yüksekken (örneğin ‘futbolcu çiftin’), bazı hikayelerde (örneğin bebek sahibi olacak çift), ne olacağını pek de umursamıyorsunuz. Bu tutum biraz da senaryo akışından kaynaklanıyor zannımca. Hikayeler arasında paslaşmaların olmaması, buna karşılık uzun bir sahneden bir diğerine kopuk geçişler yukarıda bahsettiğimiz dikkat dağılmalarına sebep oluyor.
Öte yandan yönetmen basın bültenlerine düşen bir röportajında “Bu filmi Barcelona’nın sokaklarında çektim; çünkü herkesin bu güzellikleri görmesini istiyordum. Posta kartlarındaki Barcelona’yı, gece hayatını resmetmek istedim.” diyorken hikâye akışından çok da ümitli olmamız gerekiyor belki de. Àlex Monner (Jordi), Marc García Coté (Hector), Joan Dausà (Joan) ve küçük yaşına rağmen Francesc Colomer’in (Guillem) başarılı oyunculuklarının yanı sıra diğer oyuncuların yer yer aksadığını ve kimi zaman inandırıcılıktan uzaklaştığını hissedince, filmi oluruna bırakıyorsunuz. Zira kuyruklu yıldız aslında gece değil sabah 7 civarı geçiyor ve siz tüm gece aşkın dikenli tellerine maruz kalıyorsunuz. Ki bu her zaman kötü de değildir hani…
Barselona'da Bir Yaz Gecesi, yaz sıcaklarının bastırdığı şu günlerde serin sinema salonlarında ufak da olsa bir şansı hak ediyor gibi; çift olarak sinemaya gidiyorsanız da haftanın bu türdeki alternatifi…
limonluk.net
twitter.com/duygukocabayli