Bir Bollywood güzellemesi...
Yazar: Orkan Şancı“Aşk Treni” ülkemizde sinemalarda görmeye alışkın olmadığımız türde yapımlardan. 2013 yapımı filmin baştan sona, “Bollywood filmi nedir” sorusunun karşılığı olduğunu baştan teslim etmemiz lazım.
Sahi, nedir ortalama bir Bollywood filmi? Herşeyden önce saf sevgiyle yapılmıştır. Eğlencelidir. Samimidir. Esas oğlan ve esas kız vardır. Kız büyük ihtimalle istemediği bir evliliğe zorlanıyordur zira filmler Hindistan’daki kadın-erkek eşitsizliğinden mutlaka bir miktar dem vurur. Baş karakterler ve yan karakterler ara sahnelerde şarkı söyler. Bu şarkılar klip havasında görüntülerle desteklenir. Aşk temasının altı özellikle çizilir çünkü aşk, bütün savaşların galibidir. Aşkın dili yoktur. Ortalama bir Bollywood filmi her şeyin dışında sevimlidir. İyi ve kötü ayrımı, belirgin çizgilerle çizilmiştir. vs. Bütün bu özellikleri göz önünde bulundurursak “Aşk Treni” ortalama bir Bollywood filminin üstünde bir yapım. 50 yaşına merdiven dayayan tanınmış aktör Shah Rukh Khan ve Danimarka doğumlu Hint güzeli Deepika Padukone arasındaki uyumun bunda payı büyük.
Filmi, ortalamanın üzerine çıkaran diğer sebeplere gelince. Öncelikle Bollywood sinemasına yenilik getirdiğini söylemek imkansız zira yukarıda saydığımız özelliklerin neredeyse tamamı “Aşk Treni”nde de mevcut. Filmi iyi yapan, klişelerden uzak durması değil onları daha iyi hale getirmesi. Hatta onlara aşık olması. Her biri büyük bir sevgiyle çekilmiş müzikli bölümler, filmin ritmini bozmadığı gibi esas oğlan ve kızın arasındaki aşkın filizlenmesini besleme gibi bir görev de yapıyor. Çoğu filmde karşımıza çıkan, filmden ayrıksı duran sahneler değil bunlar. Olay örgüsü de her defasında filme hizmet ediyor zira karşımızda yazılıp geçiştirilmiş değil, basbayağı “Bollywood güzellemesi” sayılabilecek bir senaryo var.
Esas oğlan Rahul, vefat eden dedesinin küllerini vasiyeti üzerine uzak bir diyara götürmeye çalışan, 40’lı yaşlarında bir “genç”. Esas kız Meenamma ise (filmdeki tam adı, Hindistan’daki bir adresten daha uzun olduğu için espri konusu oluyor!), babası tarafından istemediği bir adamla evlendirilmeye çalışılan başına buyruk zengin kız. İkilinin tanışması Chennai Express denilen trende oluyor ve film, ikilinin kötü adamlardan kaçmaya çalışmasıyla devam ediyor.
Olay örgüsü açısından bir çok Bollywood filmine benzer olsa da özellikle Khan’ın “kendi kendinin farkında olan Bollywood filmi” ölçütünü bile aşan kişisel performansına vurgu yapmak gerek. Bu noktada genç yönetmen Rohit Shetty’nin hakkını da teslim etmeliyiz. Khan ile öyle bir uyum yakalamış ki, “romantik esas oğlan” yaftasını birlikte aşarak yerinde duramayan gayet sevimli bir karakter yaratmışlar. Shetty’nin kurgudaki “hız”lı numaraları, müzikli bölümlerde dış mekanların kullanımındaki özen ve filmin genel olarak renk paleti, üstün özellikler arasına giriveriyor. Hatta ilk kez bir Bollywood filmiyle sinemada karşılaşan birinin, bu filmi izledikten sonra tatil için (hatta belki de yaşamak?) Hindistan’a bilet almayı isteyeceğini bile düşünebiliriz. Yani film bir Bollywood yapımı olarak işini iyi yapıyor. Olağanüstü büyüklükte ve fakirlik içinde yaşayan bir nüfus yerine, bize mutluluk içinde yaşayan sıradan insanları muhteşem doğa görüntüleri eşliğinde sunuyor kir ki, bu da bizi, Bollywood sineması neden sadece sinema değildir, sorusunun yanıtını sorgulamaya getiriyor.
Yılda ortalama bin filmin çekildiği bu endüstrinin, Hindistan’ın tanıtımına büyük katkı sağladığı, hiç değilse iç kamuoyunda, birbirlerinin dilini bile bilmeyen insanlara her defasında mutluluk aşıladığını göz ardı edemeyiz. Bunun yarattığı talep doğrultusunda giderek büyüyen sektörde her yıl çekilen sayısız film arasında, gerçekten iyi diyebileceğimiz bir tanesini gecikmeli de olsa sinemalarımıza getirmesi nedeniyle de dağıtımcılara teşekkür edebiliriz. Gerçi yazımızdaki güzellemeden yola çıkarak karşımızda muhteşem bir sinema örneği olduğu yanılgısına da yol açmayalım. Özellikle Bollywood sinemasına aşina olanlar için “Aşk Treni” çok fazla bir şey ifade etmeye de bilir. Ancak iki saati aşkın süresine rağmen asla sıkmayan “Aşk Treni”nin hiç değilse Bollywood sinemasına giriş için gayet uygun bir yapım olduğunu kabul edebiliriz. Yazımızı filmin mesajına atıfta bulunan şu cümleyle bitirelim: “sakın sıradan bir Bollywood filminin gücünü hafife almayın!”..