Arınma Gecesi: Anarşi eleştirileri

İlki 3 milyon gibi Amerikan sinemasına göre oldukça sınırlı bir bütçeyle çekilen Arınma Gecesi, seyirci ve eleştirmen gözünde aradığını tam olarak yakalayamasa da, ilk filmden tam bir sene sonra serinin ikinci bir öyküsüyle karşımızda. Aynı olay kalıbını kullanmakla birlikte ilk filmden çok daha iyi olduğu da aşikar.

Arınma Gecesi: Anarşi, esasen bir devam filmi değil; ama hikayenin bel kemiği aynı. Amerika’nın Yeni Kurucuları, suç ve suçlu oranını en aza indirmek ve sözüm ona halka yüksek bir refah seviyesi sağlamak için yılda 1 günü “Arınma Gecesi” olarak ilan ederler....

İlk filminin atmosferi sizi daha fazla geriyor. Evet bu filmde mekan olarak aşmışlar, sokak sokak ev ev yapılan av operasyonlarını ve devletin de teknolojisini kullanarak bu işe bulaştığını görüyoruz. Ancak ilkteki havayı pek alamadım. Ama yinede iyi bir aksiyondu. Konusu barbar Amerikan yöneticilerinin fikirlerine cuk diye oturmuş. Şu an ortadoğu müslümanlarına da aşikar bir şekilde yapılan tıpkı bu. Purge!

ilk filme göre biraz daha başarılı en azından film sokaklarda geçiyor.aksiyon gerilim yerinde.yinede izlenmesede birşey kaybedilmez.10/6

(...) İnsanların daha huzurlu bir şekilde yaşayabilmesi için her yıl bir geceliğine tüm suçların yasal olduğu karamsar bir gelecekte geçen Arınma Gecesi'nin devam filmi Arınma Gecesi: Anarşi ilkinin yapamadığı birçok şeyi yapıyor ve anlatmak istediğini açıkça anlatarak bizzat James DeMonaco'nun ürettiği fikri hak ettiği yere kavuşturuyor. Bilhassa çarpıcı toplumsal mesajları ve iğneleyici sosyopolitik göndermeleriyle dikkat çeken film, gerilimi ve aksiyonu da hayli iyi dengeleyerek ilkinden daha güçlü bir devam filmi olmayı başarıyor. Öte yandan oyunculukların kimi zaman yetersiz kalması veya bazı teknik detayların fazla aceleye getirilmiş hissi uyandırması gibi bir takım eksileri de kalıcılığına zarar veriyor maalesef.

Purge serisinin ilk filminin üstünden bir geçelim önce. İlk film oldukça klişe ve yaratıcı konusuna rağmen sadece sıkıcı bir ev istilası filmi olmaktan ileri gidemiyordu. Oyunculuklar da kötüydü. Yani ne korku ne de aksiyon hayranlarını tatmin etti. Ama devam filmi ise ilk filminden daha iddialı geliyor.

Purge 2'nin konusu bu sefer tüm bu olayların gerçekleştiği yere, sokakları hedef alıyor. Bu sırada da işleri talihsiz giden ikişer ayrı insanı görüyoruz. Bir anne ve onun kızı ile Arınma Gecesi başlamadan önce arabaları bozulan bir çifti görüyoruz. Bu dördünün yolu Seregant'ın (Frank Grillo) önünde kesişir. Seregant bir araba karşılığında bunlara yardım etmeyi kabul eder. Fakat Arınma Gecesinde bu beşini bulmaya çalışan kötüler de vardır.

Öncelikle ben şunu belirteyim, ben korku filmi sevmem. Aslında bir düşünürsek bu da bir korku filmi değil. Daha çok aksiyon-gerilim türüne giriyor sayılır. Bu yüzden daha çok aksiyon sevenleri tatmin edecek şekilde.

Bu arada bu film aksiyon, oyunculuk, (özelllikle Frank Grillo'nun) senaryo yani kısaca her konudan ilk filme göre kat be kat daha iyi. Yani seriye başlamak isterseniz ilk filmi değil de bu filmi izleyebilirsiniz.

Şimdi filmin iyi olduğu kısımları karşılaştırarak söyleyeyim:

Aksiyon: Serinin ilk filminde sadece eve giren yabancıları vurmak vardı. Bu da anca 5 dakika sürüyor. Ama bu filmde ise sokaklarda geçen neredeyse her an aksiyonlu. Bu da 1 saate tekamül ediyor.

Oyunculuk: İlk filmdeki tüm oyunculuklar berbattı zaten fazla bir şey yazmaya gerek yok. Bu filmde ise oyunculuklar daha gerçekçi. Özellikle de az önce belirttiğim gibi Frank Grillo, ortama tam oturmuş. Filme can katmış sanki.

Senaryo: İlk film değişik senaryoya rağmen sadece bir evi konu alıyordu. Başarısız anlatıldığı için bu bambaşka bir eksi oldu zaten. Bu filmde ise elbette bolca klişeler var ama bunu iyi satmasını biliyorlar.

Diğerleri: Bu film ilkinden daha sağlam bir temele sahip. Ayrıca bir kara mizahı da var. Bir de insanların içindeki kötülükleri, zenginlerin fakirleri para karşılığında öldürüşü, insanların hep "yeni koruyucu babalar bunu buldu, Arınma bizim en temel hakkımız" gibi saçma şeyler söyleyip bir yandan da tehlikedeki insanları göze alması, bazı insanların bu sisteme karşı çıkıp bir şeyler yapmaya çalışması da dikkate değer bence.

Sonuç: Film elbette bir başyapıt niteliğinde değil. Ya da iyi bir film değil. Tam ortalamayı tutturmuş bence. Bu kadar övülmesine gerek yok. Ama ilk filminden her haliyle daha iyi, ki ben bunu karşılaştırıyordum zaten. Türünün sevenleri rahatlıkla izleyebilir ama mükemmelin ötesinde bir film beklemeyin. Zaman geçiren, fena olmayan bir film. 2.5/5

Dipnot: Filmde bir saçma replik ve gereksiz bir durum gözüme battı. Saçma olan replik filmin en sonunda, iki kız çalışan arabadan inip adama "araban var mı, acele et hemen hastaneye gidelim demesi saçmaydı. Gereksi olan ve daha iyi olabilecek durum ise bazı yerlerde kullanılan CGI kan. Daha başarılı bir kan kullanabilirdiniz (ki en sondaki vurulma sahnesindeki öyle) ama bir ondan bir şundan saçma olmuş.

İlk serisi kadar etkileyici olmasa,yinede güzel,İlk serideki gibi konu içeriği ürkütücü,bu seride de ilave ürkütücü konular da eklenmiş.Fakat filme eklenen yan konular filmin ana konusu olan arınmayı gölgede bırakmış.Bu filmin senaristini çok merak ediyorum,insanın aklına gelmeyecek senaryolarr üretmiş.Yinede izlenir,3. serisi gelirse yine kaçırmam.

Arınma Gecesi: Anarşi için yalnızca ürkütücü bir aklın gerilimi bol çerezlik ürünü demek doğru olmaz. DeMonaco’nun zekası hiç de küçümsenecek gibi değil. Herkesin ilgisini çekebilecek bir distopya yaratan yönetmen esas sınavını, elindeki malzemeyi ne yönde kullanacağıyla verecekti ve bu sınavdan alnının akıyla çıktığını söylemek yalan olmaz. İlk filmin aksine bu sefer ABD’nin büyük bir şehrinde, tüm şehir halkının bu arınma meselesinde nasıl hareket ettiğine göz atma fırsatı buluyoruz. Bir sene önce ölen oğlunun intikamını almaya çalışan bir baba, arabaları bozulduğu için arınma gecesi başladığında sokakta kalan bir çift ve kimliği belirsiz kişiler tarafından öldürülmek istenen bir anne ile kızı, Arınma Gecesi: Anarşi filminin baş kahramanları oluyor. Beş karakter, bu acımasız, bir o kadar da anlamlandırılması güç gecede hayatta kalmaya çalışıyor fakat filmin göze hitap eden kısmı sadece gerilim türünü seven bünyeleri hedef alıyor. Yönetmen DeMonaco, kurguladığı senaryoyu sadece gözlere değil, zihinlere de yansıtabilmek için elinden geleni yapmaya çalışıyor.

İlk filmi izlememiştim ben bu filmle yani ikincisiyle DeMonaco'yla tanışanlardanım. Her iki filmi kıyaslarsak ikincisi daha geniş kapsamlı ve daha başarılı diyebilirim. Fakat ikinci filmi izlediğinizde keşke acele etmeselermiş de daha derli toplu bir film çıksaymış diyosunuz yani ben öyle dedim. Sonuç olarak fikir güzel mesajlar harikulade fakat gelgelelim görüntüde ve hikayede bazı küçük aksaklıklar var. Tekrar söyüyorum biraz daha pişseymiş tadından yenmez olurmuş.

Bayıldım ya, bu zamana kadar ki sinemada izlediğim filmlerin en iyisi diyebilirim. 1. filmden kat kat daha gerilim ve korku, şaşırtıcı sahnelerle doluydu. İzlerken koltuğumda zıpladım resmen. Vizyondan kalkmadan izlemelisiniz. :)

Herkese merhabalar. Filmi izledim ve beğendim. Sürükleyici bir film her şeyden önce, sizi kesinlikle sıkmıyor. Baştan sona heyecan içinde izliyorsunuz. Yalnız şunu söylemek isterim bir film izlerken ''ne kadar da saçma sapan bir konu bu!! böyle şey mi olur canım!!'' diye izlediğiniz filmi eleştirmeyin. Zira izlediğiniz film bir insanın hayal dünyasından çıkmış ve bir esere dönüşmüştür. O kişi öyle bir dünya hayal etmiştir. Evet filme dönecek olursak tekrar, oyunculukları da beğendim belirtmek isterim. Gerilmek istiyor ve heyecan yaşamak istiyorsanız size iyi seyirler diliyorum :)

Önceki film kadar gerilim sahnesi yok. Ama şu sıcak yaz günlerinde bu film iyi gider. Film sonunda ister istemez düşünüyor insan. Bir insan böyle bir sapıklığı ve psikopatlığı yapabilir mi? Karar sizin.

Aksiyon ve gerilim severlere hitap eden bir film. Kendi alanında doyurucu. Ama filmden çok şeyde beklemeyin. Bir sert adamımız herkesi pataklıyor. Boş zaman doldurmak için ideal.