Senaryosunu da kaleme almasının yanı sıra ilk uzun metrajlı (debut) sinema filmini de çeken Kerem Sarı'nın yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "Süper İncir"; hikayesi, Aydın'ın Koçarlı ilçesine bağlı Çakırbeyli Köyü'nde geçen bir komedi olarak geliyor karşımıza...
***
Gelin isterseniz, oldukça düşük bir bütçeyle çekildiği her halinden belli olan bu filme biraz daha yakından bakalım...
***
Nusret (Zafer Kaya) ve gittikleri tatilden memnun kalmadığı gerekçesiyle dırdır edip kafasını yemekte olan karısı (Merve Uçar Cangöz)...
Tatil dönüşünde...
Evlerine doğru yol almaktayken...
Birden otomobillerinin arka sol lastiği patlar...
***
Ve...
Böylece de...
Sağa çekip durmak mecburiyetinde kalırlar...
***
Ancak...
O da nesi...
Nusret'in bagajdan çıkartarak getirdiği kriko da inat edip...
Çalışmamazlık yapmasın mı...
***
Neyse ki...
An itibarıyla imdatlarına...
Biraz önce otostop çekmekte ve Nusret'in karısı istemediği için de araca alınmayan küçük...
Ama...
Cebinden çıkartıp afiyetle yediği "Süper İncir" sayesinde...
Otomobili kucaklayıp kaldırabilecek kadar güçlü olan Hamdi (Hasan Aşıcı) yetişecek...
Ve lastik değiştirilir değiştirilmez de...
Yeniden yola koyulunacaktır...
***
Derken...
Askerlik görevini tamamlayan...
Ve aynen...
Köylüsü Mukadder (Mehmet Emin Şahin) misali bir türlü...
Beklediği karşılığı bulamadığı Hatice'ye (Ece Yentür) meftun olan Mustafa'da (Volkan Baş)...
Doğup büyüdüğü Çakırbeyli Köyü'ne...
Çıkıp da geliverir...
***
Ki...
Bu Mustafa...
Aynı zamanda filmin anlatıcılığını da üstlenmiş olan Hamdi'nin ağabeyi ve kendisinden pek de hazzetmeyen babası Hüseyin (Çoşkun Kemer) ile annesi Ayşe'nin (Hülya Böcekli) biricik oğulları...
***
Üstelik de...
Osmanlıca yazılmış sırrını keşfedeceği...
Ve edebiyat öğretmeni Semih'in (Umut Oğuz) yardımıyla da çözeceği...
Süper güçlere haiz olan Yörük Efe'nin (Hakan Aydınlı) torunudur da...
***
İşte filmin başından bu yana...
Bütün bunlar yaşanırken...
Hacet gidermek amacıyla bir köşeye çekilen bir koyun çobanı (Mustafa Gökpınar)...
Farkında olmadan bir mağaranın içine düşer...
***
Düşer düşmez de...
Eline geçirdiği bir meşaleyi...
Çakmağı ile yakan bu çoban...
Önüne çıkan bir lahit mezarın üzerindeki mermer kapağı kaldırdığında karşısına...
Mumyalanmış bir ceset çıkıverirken...
***
Aslında böylelikle çoban...
Binlerce yıldır mezarında yatmakta olan Seikilos'u da (Zafer Kaya) uyandırmış olur...
***
O günün akşamında...
Katıldığı bir düğünde Hatice'ye...
Kendisini sevdiğini ve o yüzden de buluşmak istediğini belirten bir not gönderen Mustafa'nın alacağı yanıt ise...
Hatice'nin ağabeyi Hasan'dan (Yiğit Dören) yiyeceği okkalı bir tokattan ibaret olacakken...
***
Cemal'in önerisiyle...
Hatice'den vazgeçmeye hiç de niyeti bulunmayan Mustafa...
Bu kez de şansını...
Facebook'da Hatice'ye...
Arkadaşlık isteği göndererek deneyecektir...
***
Hem de...
Ebedi aşkı Euterpe'yi (Emine Yentür) mezarında bulamayan Seikilos...
Onu aramak gayesiyle Çakırbeyli'nin içine dalıp...
Euterpe zannederek...
Peşine düşeceği Hatice'ye rastladığında...
Dakika 33...
***
Mustafa, Mukadder ve Seikilos'un...
Hatice uğruna kozlarını paylaşacakları filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; çok büyük beklentilere girmemeleri halinde, sıkılmadan izleyeceklerini umduğumuz...
60 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
***
Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...
"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...
Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...
25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...
Keyifli seyirler,