Üstad Yusuf Atılgan,efsane kitabı Aylak Adam’da yaşadığı çağın insanını anlatırken
‘’ Hep tetikte olacaktı. Yasaktı dalgınlık. Daldı mı, büyük şehir insanı kornalar, çanlar, küfürler, gıcırtılar, çarpmalarla kendine geliyordu’’ der.
Sunucu Amy’e ‘Diğer sanatçılar gibi değilsin,onlar sürekli birinci olmak istiyorlar’’ dediğinde,Amy ‘’Evet ben sadece bir sonraki işime konsantre olmak istiyorum,benim için başarı budur.Zorunluluktan stüdyoya girmek istemiyorum’’ diye cevap veriyor.
Sunucu ısrar ediyor ‘’Ama artık bir sorumluluğun var,bununla nasıl başa çıkacaksın?’’
Amy’nin cevabı ise’’ Evet ama ben müzik yapmak istiyorum ve bunun için zaman ihtiyacım var.Bana biraz zaman verin’’ olur.
Fakat Atılgan’ın 1959 İstanbul’undan gördüğünün çok daha fazlasını,Amy 2015 Amerika’sında bizzat yaşayacaktı.
Zaman yoktu,sürekli yeni şarkılar yapmalıı,bir numara olmalı ve konserden konsere koşmalıydı.
Çünkü, o sistem, birini ünlü yapıyorsa kanını emmeden bırakmazdı.
Bu sözler, Amy’nin yeni tanınmaya başladığı dönemlerde yaptığı bir röportajı dinlerken aklıma geldi.
Ve Amy aslında hiç de bunu taşıyabilecek biri değildi.
Annesini 9 yıl boyunca aldatan ve sonunda onları yalnız bırakan bir baba ile başlayan savaşı,kanını ilmek ilmek emen bir erkek arkadaş,onun tükenişini alkışlarla izleyen bir medya ve her yanını saran bağımlılıklarıyla son bulacaktı.
Çünkü Amy’nin bu savaşa girecek techizatı yoktu.
O fazla sevmekle ve tutkuyla zaafa uğramış bir ruha sahipti.
Babasını sevdi,erkek arkadaşını sevdi,müziği sevdi,kötü alışkanlıklarını sevdi hem de kendilerine zarar verdiklerini görmelerine rağmen sevdi.
Belki de o, içindeki mahcup kızın doymayan, belki de hiç gerçekten tatmin edilmeyen, sevilme açlığına esirdi.
Dünya tarihinde eşine çok az rastlanır bir yetenek,başkalarının onda imrendiği herşeyin cezasını çekerek aramızdan ayrıldı.
Senna belgeseliyle 2012 yılında ki Bafta ödüllerinde, en iyi yönetmen ödülünü alan Asif Kapadia, Amy belgeseliyle çıtayı çok daha yükseğe çıkarıyor ve bunun ödülünü de Oscar,Bafta ve Grammy alarak taçlandırıyordu.
Amy’nin amatör videolarının da olduğu,hiç görmediğiniz konser ve ses kayıtlarının da yer aldığı,tanıklarının bizzat dinlendiği bu belgeseli izledikten sonra, günlerce Amy sizinle gezecek.
Ve , Back To Black’i, You Know I’m No Good’u hayran hayran dinlerken.
Amy’nin aslında bize yardım çığlığı gönderdiğini geç de olsa anlayacağız.