Aşk Tarifi; köri soslu Fransız yemeği!
Yazar: Atlantisten Gelen AdamThe Hundred-Foot Journey, Yüz Adımlık Yolculuk ya da Türkiye piyasasında tercih edilen ismiyle “Aşk Tarifi”, üzerine Fransız sosu dökülmüş ve Hint usulü köri ile tutsülenmiş Amerikan yemeği kıvamında bir lezzette, hafif bir akşam yemeği ayarında bir yapım.
Prodüktörleri arasında Steven Spielberg gibi ağır topların da fonladığı filmde, orijinal ismi Hint Tanrıçası’ndan gelen Mumbai olan ancak daha sonra İngilizlerin taktığı isimle ve hala çoğu ülkede Bombay olarak anılagelen bir coğrafyadan Avrupa diyarlarına göçeden bir “lokantacı” ailenin komik serüvenlerine şahitlik ediyoruz…
Senaryoda nedenleri sorgulanmayan bir saldırı sonrasında ülkeyi de terk etmek zorunda kalan bu Hintli ailenin komediyle harmanlanmış dramı(?) daha önce kitap formatında yayınlanmış bir eserden bu defa da Beyazperde’deki versiyonuyla, Amerikanvari bir başarı öyküsü hattında ama Avrupai bir imaj ile seyirciye aksettiriliyor; hem de olabildiğince alla-franga imgelerle…
Filmde İngiliz emperyalizmine hizmet eden, işgalci askerleri tımarlayan ve sömürgeciler sayesinde para kazanan büyük bir restaurantı işleten ailenin bu mekanının bağımsızlık yanlısı milislerce tarumar edilmesi “beklenmedik bir trajedi” olarak geçiştiriliyor. Muhtemelen orijinal kitapta, romanın kurgusu dahilinde bu süreçler daha derinlikli işleniyordur ama filmin Amerikanvari bakış açısı, derin sularda yüzmeyi olanaksız kıldığından kahramanlarımızı birden bire Fransa’da romantik bir kasabada, kocaman bahçeli, tıpkı anavatanlarındaki eski restaurantlarını anımsatan bir yuvayı satın alırken bulacağız.
Başkahramanımız Hassan Haji, babası, kardeşleri ve Hint usulü gelenekleriyle kısa sürede uyum sağlayacaklarını düşündükleri bu romantik kasabanın tek sorunu vardır; tam karşıdaki Le Saule Pleureur adlı muazzam Fransız lokantası ve onun radikal Fransız ulusalcısı işletmecisi Madam Mallory!!!
Film boyunca işte bu iki farklı geleneğin, hem üst kültürel ve ulusal anlamlarda hem de mutfak boyutundaki sevimli çarpışmalarını izleyeceğiz. Üstelik bu çatışkılar zincirini oluşturan gayri-nizami harplerin savaş aletleri olarak kullanılan bol baharatlı Hint yemekleri, Fransız şarabı, ruhu olan omletler, hayalet sarımsaklar ve duyarlı soğanlar ve tuz biber olarak da aşk ile nefret arasındaki romantik gidiş-gelişler filme eğlence boyutunu katan sevimli sekanslar olarak izleyiciye iyi vakit geçirtmeyi vaat ediyorlar.
Burnundan kıl aldırmayan asaletli burjuva Madam Mallory’yi canlandıran Helen Mirren, her ne kadar suratına enjekte ettirdiği numuneler hususunda biraz dozajı kaçırmış bir görüntü yaratsa da rolünün hakkını veriyor. Ama ben özellikle oyuncak bebek güzelliğindeki sevimli şef aday-adayı Charlotte Le Bon’un sade ama inandırıcı oyunculuğunu çok beğendiğimi söylemeliyim. Muhafazakar baba rolündeki Om Puri sanki kendini oynuyormuşcasına otantik bir görüntü arzederken genç oyuncu Manish Dayal da vasatın üstünde bir performans gerçekleştiriyor.
Aşk tarifi, haftanın romantik komedilerinden…
Twitter: @atlantisliadam