Hesabım
    Buz, Kar ve İntikam
    Ortalama puan
    3,1
    9 Puanlama
    Buz, Kar ve İntikam hakkında görüşlerin ?

    3 Kullanıcı yorumları

    5
    0 Eleştiri
    4
    0 Eleştiri
    3
    2 Eleştiri
    2
    1 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.068 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    15 Ekim 2021 tarihinde eklendi
    Senaryosu, Finn Gjerdrum’un bir hikâyesinden uyarlanarak Kim Fupz Aakeson tarafından yazılan “Kraftidioten / In Order Of Disappearance”, Hans Petter Moland’ın yönetmen koltuğunda oturduğu bir drama…

    Prömiyeri, 10 Şubat 2014’de Berlin Uluslararası Film Festivalinde yapılan ve 21 Şubat 2014 tarihinde Norveç’te vizyona giren filmin, 7.2/10 (22.836 oy) ve 3.7/5 (2.482 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 6.9/10 (64 yorum) ve 74/100 (20 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, her ne kadar oylamaya katılan (özellikle izleyici) sayıları yeterince yüksek olmasa da, iyi bir filmle karşı karşıya olduğumuzu söylüyor gibi…

    Ama biz yine de, daha sonra (neredeyse 18 katı büyüklükte olan) 60 milyon dolarlık bir bütçe ile yine Hans Petter Moland tarafından “Cold Pursuit” (2019) adında bir Hollywood versiyonu da çekilen bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız…

    Bunun için de, "Wingman" lakaplı ağabeyi Egil Dickman (Peter Andersson) tarafından “Dirty Harry” e benzetilen Nils Dickman’in (Stellan Skarsgård), oğlunu öldürenlerin peşinde koştuğu bu aksiyon filmine ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…

    Bu bağlamda da işe; “Cold Pursuit” (2019) filmindeki yorumumuzun büyükçe bir kısmını tekrarlamış olmak pahasına bu filmi, “dark comedy / kara mizah” tarzında çekilmiş bir aksiyon olarak değil de, intikam peşinde koşan (Bruno Ganz’ın dâhil olduğu) “içi yanmış babaların”, elde silah terör estirdiği sert bir aksiyon olacağı beklentisiyle izleyenlerin (veya izlemeyi düşünenlerin) büyük bir hayal kırıklığına uğrayacakları ve hatta “garip” bulacakları kimi sahneleri, kolaylıkla anlamlandıramayacakları bir film olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…

    Zira izleyenlerin hemen fark edecekleri gibi ironi ve hiciv şeklindeki kara mizah ögelerinin öne geçtiği bu filmdeki komedi, kendini özellikle de karakterlerin takma isimleri ile ölüm sahnelerinin sonrasında ölenlerin din ve mezheplerine uygun bir biçimde zekice kurgulanarak aralara serpiştirilmiş ince esprilerde de göstermektedir…

    Elbette destekleyici ek örnekler olmaları nedeniyle, (homofobik nefret içermeyen) eş cinsel ve kartopu oynayarak şakalaşan gangster karakterleri, ömre ömür katsın diye ellerden düşmeyen taze sıkılmış “organik” havuç suyu, politikacılara benzeyen takım elbiseli kılık kıyafetleri nedeniyle verilen siyasi mesajlar ile “Stockholm sendromu” söylemi ve masal niyetine kar küreme aracı prospektüsü okuma esprilerini de atlamamak lazım…

    Çünkü bunların hiçbiri senaryoya,116 dakikalık süreyi tamamlamak amacıyla öylesine ilave edilmiş şeyler değiller…

    Nihayetinde, bütün bu sıraladıklarımız aslında, “Kraftidioten / In Order Of Disappearance” ın, kesinlikle insanların birbirlerinin kafalarını yarıp gözlerini çıkarttıkları basit aksiyon filmlerinden biri olarak düşünülmemesi ve izleme programına da bu türden yanlış bir yaklaşımla alınmaması gereken farklı seyirliklerden biri olduğu anlamına da geliyor…

    Bitirmeden bir iki laf da filmin oyuncu kadrosu için etmek gerekirse, başta artık neredeyse Hans Petter Moland’ın kadrolu oyuncularından biri halini almış olan Stellan Skarsgård ile İsviçreli karakter oyuncusu Bruno Ganz (1941–2019) olmak üzere buz tutmuş karlı zeminde dans eden herkesin çok iyi iş çıkarttığını söylemeliyiz…

    Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden”, farklı bir bakış açısı ile yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun…

    İlk önerimize gelince:

    O hakkımızı da bu kez; nitelikli film izlemeyi tarz edinmiş sinemasever dostlara, “Hans Petter Moland gibi İskandinav sinemasının seçkin diğer yönetmenlerinin filmlerini de izleme listelerinize eklemeyi unutmayın” diye seslenerek kullanmak isteriz…

    Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3,5 verdiğimiz bu film için önerimiz de, eğer bugüne kadar halen izlemediyseniz, olumsuz puan ve yorumlarda söylenilenlere aldırmadan “muhakkak bir şans da siz verin” şeklinde olacak…

    Keyifli seyirler,

    Son bir not:
    Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 20 Ocak 2020 günü saat 02.41’de yazılarak paylaşılmıştır...
    cemertem
    cemertem

    Takipçi 55 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    1 Kasım 2014 tarihinde eklendi
    Bağımsız sinema içerisinde yükselen grafiğiyle dikkat çeken İskandinav sinemasından fazlasıyla orijinal bir kara komedi örneği karşımızda. Film Ekimi sayesinde izlediğim filmde kar küreyicisi mesleğine sahip ve yılın vatandaşı ödülünü kazanan bir adamın seri katile dönüştüğü sıradışı bir hikaye konu edinilmiş. Yalnız bu dönüşümün çok da başarılı bir şekilde aktarıldığını söylemek doğru olmaz. Senaryo için söylenebilecek film içinde cevap aranılan en anlamlı sorular sanırım Norveç'i betimledikleri sahneler olsa gerek diye düşünüyorum. Evet bir refah ülkesi ama her şey olması gerektiği gibi mi? Herkes mutlu ve huzurlu mu? Neden hiç sıcak ülkelerde refah yoktur ve neden hep buz ve karla kaplı diyarlarda huzur vardır? Yönetmen bu senaryoyu oldukça radikal bir şekilde işliyor. Göçmenler üzerinden oldukça farklı diyaloglar geliştirilmiş. Ve bilhassa filmin kurgusu özellikle ilk yarıda izlenebilirliği önemli ölçüde artırıyor. Her bir ölümün üzerine döşenen dini semboller filmin kara komedi unsurunu ön plana çıkarıyor. Stellan Skarsgard çok baba bir rol çıkarıyor ortaya. Müzikleri ile ve görüntü yönetimi ile de başarılı bir işe imza atılıyor. Filmin bağımsız film olarak belirginleştiği son sahnesi hakikaten izlenmeye değerdi. 8/10
    mai_yunus
    mai_yunus

    Takipçi 17 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    23 Ocak 2017 tarihinde eklendi
    Aksiyon için fazla beklentiniz olmasın yinede seyredilebiliyor. Norveç film sektörüne pek yakışmayan türden olmuş açıkcası.
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top