Küçük Şövalye Trenk - Beyazperde.com eleştirisi : Nicedir görmediğimiz kadar eğlenceli, samimi

Yaşı en azından 30 ya da üstü olan sinemaseverlerin çok iyi hatırlayacağı üzere, günümüz 3D animasyon film ve çizgi filmler kralığının aksine, geçmişte hepimizin yüzünü güldüren, klasik çalışmalar vardı. İster çizgi seri olsun, ister çizgi sinema örnekleri, hepsi olmamakla beraber nice serüvene katılmıştık bu eski usul çalışmalarla. Belki günümüzün o epik atmosferi, sivri espiri ve şakaları ya da devamını delicesine bekleyeceğimiz hikayeler yoktu ama küçüklerin beğenisine sunulan bolca sıcak, samimi hikaye vardı.

Gerek Disney'in klasikleşmiş (ve aslına göre epeyce yumuşatılmış) masaldan çizgi uyarlamaları, gerekse düşük ya da orta bütçeli projeler birbiri ardına minik hikaye dinleyicileri için piyasadaki yerini aldı. Pek tabii hepsi muazzam işler değildi ancak (yaşımızın getirisi midir, bilmiyorum) bambaşka bir tat taşıyorlardı. Son 15 - 20 yıllık süreçte ise teknoloji, vizyon ve dünya kültürünün değişimiyle birlikte çizgi yapımlar da evrildi, bambaşka bir hale büründü.

İşin nostalji tarafını bir yana bırakacak olursak, sıkça karşılaştığımız modern animasyonlar genellikle mutlu etti bizleri, biz de bu gerçeği kabul ettik. Peki ya geçmişimizin o leziz mi leziz serüvenleri, her biri elle çizilmiş müthiş çizgi filmleri? Artık benzerlerine neredeyse hiç rastlamadığımız bu çizgi hikayeler unutulmaya yüz tutmuşken, bazı cesur sinemacılar ellerinden geleni yaparak, sağlam işlerle yeni neslin karşısına dikiliyor.

Bu hafta vizyona giren Alman yapımı Küçük Şövalye Trenk, tam da böyle bir çizgi sinema projesi işte!

Kirsten Boies tarafından 7 kitap olarak piyasaya sunulan, yazarın harikulade bir macerayı küçük okuyucular ile paylaştığı bu seri daha sonra TV'lere çizgi film serisi olarak da misafir oldu. Sadece ülke genelinde değil, dünya çapında da yavaş yavaş adı duyulan ve sevgili Trenk'in yolculuğunu anlatan marka, beyazperdedeki varlığıyla da mutlu etmeyi başarıyor.

Her şeyden önce sıradan bir bilgisayar yapımı, 3D CGI ürünü değil, baştan sona elle çizilmiş bir çizgi sinema filmi sözkonusu. Yani ortada çok ciddi bir emek var. Bir yandan da bazıları için eski moda olan bu tür ile sinema salonlarında yarışa girme cesurluğu, inancı!

Biliyorum, Küçük Şövalye Trenk'i anlatmaktan çok geçmişi yad ettim, o zamandan çıkıp gelmiş gibi olan çizgi filmi dolaylı olarak bu şekilde övdüm. Açıkçası Küçük Şövalye Trenk çizgi filmi, bu övgülerin tamamını, sadece bu yönüyle bile almayı hak ediyor. Kitap serisinin ilk üyesinden uyarlanan çizgi sinema serüveni, yönetmen Anthony Power'ın elinde yükselmiş. Daha çok 10 - 12 yaşa kadar olan minikleri gözüne kestiren senaryo, orijinal markanın yaratıcısı Boies'in desteğiyle daha tatlı hale gelmiş. Hem yıllardır bu hikayeyi takip eden küçükler, hem de Trek'i ilk kez sinemada görecek olanlar için.

Babası küçük bir şövalye birliği tarafından haksız yere hapse atılan Trek, sunulan "kötü ejderhayı öldür, istediğin dileğini yerine getirelim" fırsatıyla harika bir maceraya dahil oluyor. Hem bir şövalye olmaya çabalıyor, hem de görevi yerine getirmek için uğraşıyor. Tabii işler beklediği gibi gitmiyor, ejderin hiç de beklediği gibi çıkmamasıyla işin rengi değişiveriyor. Yapılması gereken tercihler, sıkı dostluk bağları, günümüzde bile yadsınmayacak espiriler ve başarılı bir Türkçe dublaj. Baştan sona keyifle izlenecek, hem küçükler hem de aklı geçmişte kalmış büyükler için "eee, sıradaki film ne zaman?" dedirtecek hoş bir çizgi sinema filmi Küçük Şövalye Trenk.

Gidin, izleyin, izletin ve salondan yüzünüz gülerek çıkın.

Hem, orta çağı merkezine alan, böylesi sıcak bir hikaye paylaşan kaç örnek kaldı ki?

burcinaygun@gmail.com