Dershane bunun neresinde?
Yazar: Banu BozdemirSerinin ortaya çıkış amacı neyse devam filmleri de o minvalde ilerliyor. Çılgın Dersane ismi bir film çekelim de adı ne olursa olsun şeklinde uydurulmuş, milleti bir "amaç" adı altında topluyormuş gibi gösterip sadece içi boş bir eğlence gösteren bir film Çılgın Dersane ve devamı… Tabii seri gelip üçüncü filme dayandıysa kameranın gösterdiklerine, anlattıklarına bakmak lazım. Her şey afişten çok belli ediyor zaten kendisini, "size bol bol çıplaklık sunacağız"! Servet Aksoy’un yapımcı, Kamil Çetin’in yönetmen olduğu filmde dershanelere pek fazla anlam yükleme heveslisi bir durum var. Öyle ki bu kez bütün dershaneler bir ses yarışmasına hazırlanmak için yine sahile akın ediyor. Akın ettikleri anda da anlamsız danslar eşliğinde gözümüze sokulan vücutlarla karşı karşıya kalıyoruz. Film baştan tavrını net koymuştu, burada da devam ettiriyor, ‘bizde anlam yoktur, sadece vücut vardır’ diyor. Zaten filmdekilerin de bunu taktığı yok, herkes gayet güzel rolünü kıvırıyor. Ortada sadece kıvırma olunca konu da yok tabii, sadece varmış gibi yapılan iyilik ve kötülük var. Seksenlerde Amerikan video piyasası için çekilen filmler vardı, Çılgın Dersane için bu filmlerin çakması diyebiliriz çok rahat!
Çılgın Dersane 3, anlatmaya çalıştığı zengin ve fakir ayrımını bile Recep İvedik kadar yapamıyor, çünkü İvedik en azından kimi zaman tekme tokat kimi zaman da kaba esprileriyle beyaz yakalılara haddini bildiriyordu, burada karışmış bir algıyla ortaya konmaya çalışan bir sınıf ayrımı var ama kesinlikle ortaya çıkmıyor. Ortaya çıkan, birbirinin kuyusunu kazmaya çalışan iki farklı dershanenin çatışması. Tabii bir de üvey anne ve üvey kız kardeş zulmü yaşayan Zeynep’in hikayesi var ki o ayrı bir trajedi. Grubun en yakışıklısı Ali, onu görür görmez aşık oluyor ve onun hikayesi ayrı bir kulvarda ilerliyor. Yani otelde ortalık yıkılırken Ali ve Zeynep’in hikayesi kendi başına yol alıyor ıssız sahilde. Bu arada produksiyon gayet cömert davranmış, zengin ve fakir ayrımını kırmak için otel değil tatil beldesi tutmuş adeta. Öyle bir ortamda şuna sevinebiliriz ki, zengin fakir ayrımı ortadan kalkmış, herkes aynı! Film her kesimden karakter yaratmak için bir tane hayvansever koymuş filme ama her şey lafta kaldığı için o da ortada kalıyor ve bir tane tavukla film tamamlanıyor.
Sonuçta karşımızda güldürmek adına her türlü klişeye, her türlü numara ve ucuz espriye sığınan bir film var. Tabii bel altı espriler de cabası. Amacını bu kadar açık koyduğu için bir artısı olabilir ama işin acısı komik de değil. Komik olmaya çalışıp olamayınca da bayağı ıstıraplı bir seyir sunuyor, bir süre sonra iki dershanenin çatışmasından çok kızların atışmasına dönüyor. Ve "dershane bunun neresinde" diye bir kez daha sordurtuyor. Sonuçta biz ne desek boş, izlenen ve üçüncüsü çekilen bir film varsa karşımızda, bize de iyi seyirler demek düşer en sonunda!
twitter.com/BanuBozdemir