Animasyon emek istiyor...
Yazar: Funda SularözAnimasyonun çok büyük emek istediği su götürmez bir gerçek. Karakterler, yaratılan dünya, seslendirme… Tüm bileşenler teker teker, üzerine titreyerek oluşturulur, oluşturulmalıdır ki izleyici filmde bir değer bulsun.
Evliya Çelebi: Ölümsüzlük suyu için de ekip gecesini gündüzüne katmıştır, en iyisi için elinden geleni yapmıştır mutlaka. Ama vizyona hazır olmayan bir film sinemalarda yerini aldı. Atan görüntüler, çizgilerdeki kopukluklar; bir karakterin kirpiğinin zaman zaman kaybolup ortaya çıkması, bir karganın yüzünün ikiye bölünmesi gibi… Türkiye’nin ilk üç boyutlu filmi diye pazarlamasının yapılıp iki boyutlu vizyona girmesi de cabası.
Bununla birlikte, filmin basit TV çizgi dizisi kalitesinden çıkması için bir hayli zaman gerekli olurdu mutlaka. Arka fonun oldukça boş bırakıldığı sahneler, yüzeylerin basit bir bilgisayar oyunundan alınmış gibi duran dokusu gibi durumlar var. Hayvan karakterler filmin en başarılı yönü. Keşke hayvan karakterlerin başrolde olduğu bir hikaye olsaydı. Özellikle Murat Cemcir ve Ahmet Kural’ın seslendiği kargaların diyaloglarını izlemek bir hayli eğlenceliydi.
Evet, Evliya Çelebi’yi kahraman olarak kullanma fikri çok güzel. Bir kere hepimizin bildiği ve sahiplenmek isteyeceği; zamanın en büyük gezginlerinden olan, yerel bir karakter. Evliya Çelebi, Ölümsüzlük Suyu’nu Nil Nehri’nde bulunca Mısır Kraliçesi’ni kendine düşman ediyor ve yüzyıllarca uyuduktan sonra günümüzde tekrar uyanıp Kraliçe ile karşı karşıya geliyor. Temelde çatışma ve hikayeyi besleyecek karakterler de doğru duruyor ama altının çok da başarılı doldurulduğunu söyleyemeyeceğim.
Filmde peşpeşe gelen 7-8 markanın reklamını görmemiz rahatsızlık vericiydi. Gişe amaçlı yapılan ticari bir film elbette, bunda sorun yok. Animasyon da öyle kolay yapılmıyor, elbette bütçe lazım. Ama markaları arka arkaya ve birden fazla bu kadar görmek filmin havasını biraz bozmuş. Bununla birlikte, konu pazarlamaysa THY’nin karakteri Wingo’yu bir filme katmak akıllıca, yalnızca filmin hedef kitlesi olan çocuklar o Wingo’nun THY’nin Wingo’su olduğunu anlar mı? Sanmıyorum.
İstanbul görüntüleri animasyonda sevimli bir şekilde yer almış.Çocuklar için bir noktaya kadar eğlenceli olacağı da kesin. Filmin yapım şirketi Anibera, en geç 10 yıl içerisinde ülkemize Oscar kazandırmak istediklerinden bahsetmiş. Animasyon yapımı zorlu bir süreç, bir sonraki filmde çok daha iyi olacaklardır ama dilerim Oscar’dan önce daha elle tutulur bir film izleme şansımız olur.