Bekleneni veremeyen bir animasyon...
Yazar: Misafir KoltuğuBu kaçıncı ejderhalı filmdir derseniz haklısınız ancak bu kez Hollywood’dan değil, Alman yapımı ve matematiği gayet bilindik Çirkin Ördek Yavrusu öykülü yeni teknoloji ürünü, evrensel doğrular ve iyilikler dolu, temiz ve sıradan bir film var karşınızda. En baştan ebeveynlere yanlış mesaj içermediği ancak yeni bir şey söylemediği bilgisiyle korkmadan tavsiye edilebilir yani. Özellikle vejetaryen olma ve ekolojik dengelerle ilgili çocuklarına hassasiyet kazandırmak isteyenlere daha fazla önerilebilir.
Hedef kitlesi en fazla sekiz dokuz yaşlarındaki çocuklara kadar olan Sevimli Ejderha: Kokonat her ne kadar macera- animasyon olarak tanıtılsa da en fazla romantik bir macera olarak değerlendirilebilir. Filmin 3D özelliği ise görsel keyif olarak fazladan bir şey sunamıyor, yani genel anlatı ortalama bir heyecanla tek boyutu zar zor yakalıyor. Pastel tonlu stabil çocuk kitabı tadında naif ve durağan bir filmin neden 3D çekildiğinin cevabı ise pazarlama stratejisi olabilir en fazla. Yaş periyodu 3-8 yaş aralığı çocukları ürkütmeden, korkutmadan mesafeli bir hareketlilik sağlayan 3D gözlükler pek dinamizm getirmese de dengeli ve eğlencelik bir atmosfere epeyce yaklaşıyor.
Mekan; bir ejderha adası, karakterler; sevimli ejderhalar, kuşlar ve yalnız bir kirpi, olay ise adadan çalınan değerli otun peşinde verilen kahramanlıklar olunca ağzına kadar ders, gözdağı ve farkındalık yaratmayı amaçlayan mesajlar ister istemez sıralanıyor. Uçamayan ejderha Kokonat, vejetaryen Oscar ve adanın tek kirpisi Matilda aileleri, öğretmenleri ve ada halkı tarafından beceriksiz, yetersiz, uyumsuz kısacası başarısız görülürler. Oysa bu üç arkadaş tüm adanın hayatını kurtaracak ateş otunun peşinde yürekli, zeki ve eğlenceli bir mücadele vereceklerdir. Kaldı ki cesaret aşısı niteliğindeki iletiler hoşgörü, dayanışma ve saygıyla taçlandırılıyor.
Film ‘her şeyi dene, büyük düşün, her şeyi yapabilirsin’ sözlü Amerikanvari bireyselci bir şarkıyla açılıyor. Kahramanların kendilerinde aradıkları güveni tazeleyen sözlerden sonra kapanış dünyanın çok güzel olduğunu haykıran zafer şarkılarıyla yapılıyor. Uçamayan Kokonat, öğretmeninin metnin başında öğrettiği ‘sıcak hava yükselir’ bilgisini hayata uygulayarak kendini gerçekleştiriyor ve dağların, tepelerin, denizlerin üzerinde süzülerek uçuyor. Vejetaryen Oscar ise yemek istemediği kuzusu konusunda ailesi tarafından finalde anlaşılıp ve onaylanıyor. Tüm farklı düşüncelere ve zıtlıklara karşın arkadaşlığın ve gerçek dayanışmanın örneğini veren üç arkadaş büyüklere de örnek oluyorlar. Büyüklerden sıkılmış, bıkmış ve yorulmuş küçük kahramanlar haklı çıkartılıp ebeveynler anlayışsızlık ve dayatmacılıkla suçlanıyorlar. Büyükler ve çocuklar çatışmasında iki tarafın birbirine yakınlaşması çocukların haklılığının ispatıyla sağlanıyor. Yetişkinler çok daha anlayışsız, sığ ve kavgacı olarak etiketlendiriliyor ancak tüm bunlar aile kurumuna uzak, soğuk ve ince ayarlı bir eleştiri adına değil küçük kahramanları biraz daha iyi, güçlü ve haklı hissettirmek amaçlı yapılıyor duygu ve düşüncesi hakim kılınıyor. Cesaret temalı metin cesur bir şeyler söylemeyi böylece ıskalıyor. Popüler ve egemen olana alkış tutuyor.
Ekolojik kaygılı mesajlar ise yerel bilgilere saygı duymayanların toprak tarafından kendilerini yutmasıyla sembolize ediliyor. Aslında oldukça farklı ve değerli bir söylem sanki es geçiliyor ve yeterince vurgulanmadığı için ziyan ediliyor gibi yazık ki. Birincisi ‘yerel bilgilere saygı duymalıyız’, ve ikincisi ‘eğer toprağın kendi yerlisini dinlemezseniz toprağın tabiatı bozulur ve sizi yutar’ mesajları altı çizilmeyi hak ediyor aslında.
Ne var ki tek düze ve monokrom atmosfer olay akışını tam anlamıyla sürükleyemediği için film ortalamayı zar zor yakalıyor. Son olarak bazen dublajla mahvına sebep olunan çocuk filmlerinin aksine Sevimli Ejderha ve Kokonat’a ruh üfleyen seslendirmelerden dolayı Oya Küçümen kocaman bir alkışı hak ediyor.
Şenay Tanrıvermiş