Şeytan Tepesi - Beyazperde.com eleştirisi : Klişe tepesinde her şey yanlış…

Hakkında yazmanın zor olduğu filmler vardır. Üzerine iki kelam etmek, filmin bütün yapım sürecinden daha meşakkatlidir. Bir de Şeytan Tepesi gibi kolayca klavyeden dökülenler. 'Bütün bunları daha önce de yazmıştım' deseniz de nafile zira film daha önce binlerce defa çekilmiştir. En iyisi ortasını bulmak galiba. Hem okuyucularımızın hem de bizim zihin sağlığımız için...

Kariyerini Return to House on Haunted Hill, Mirrors 2, Hellraiser: Revelations gibi bazılarının orijinallerinin bile başarılı sayılamayacağı filmlerin direk videoya düşen devamlarını çekmekle şekillendiren Victor Garcia'nın ilk orijinal (!) uzun metrajı Şeytan Tepesi. 'O tarafa gitmememizi', ıssızlığın ortasında bozulan arabaları, metruk köşk ya da otelleri ve yaşanan gizemli olayları 'orijinal' olarak nitelendirebildiğimiz müddetçe tabii.

Müstakbel yeni eşiyle evlenmenin arifesindeki dul babanın, Kolombiya'da tatil yapan kızını düğüne çağırma çabası var hikayenin başlangıcında. Baba ile kızın arasının limoni olduğunu anlamamız uzun sürmüyor. Kendine yeni bir hayat kurma peşindeymiş gibi görünen kızın Kolombiya'daki yandaşları ise sevgilisi ve teyzesi. Durum yolunda gitmeyecek bir yolculuğa bağlanmak zorunda olduğundan 'kızın pasaportu başka bir yerde kalmış' önermesini yiyor ve işlerin sarpa sarmasına adım adım yaklaşıyoruz. Sonrası -daha önce girizgahını yaptığım gibi- yoldan çevirmeye çalışan gizemli polis, kaza, metruğa doğru süzülüş ve orada karşılaşılan küçük kızın laneti.

İnsanı yoran seviyelerde klişelerle örülmüş, varoluşunu neye bağlı olduğunu sorgulayarak zaman geçirtebilen Şeytan Tepesi, henüz ergenliğe girmemiş bir çocuğun arkadaşlarıyla boş bir binada çektiği ilk korku filmi ayarında. Annesinin,  'nelerle uğraşıyorsunuz siz bakıyım?' sualine kulak asmadan, eline aldığı küçük bir kağıda 'filmimizde olması gerekenler' başlığı açan bir çocuk bu. Hikayenin ana fikri konusunda zaten sıkıntısı yok. Onun derdi sekanslar. Yanlarına tik koyduğu maddeler arasında aniden uyanılan kabuslar, gözünü yoldan ayırdığı ilk anda kaza yapan şoförler, birbirlerinden ayrılmamaları salık verilmesine rağmen ayrılmayı hobi haline getirmiş 'saf cesurlar', içine kötü varlık girip erkek sesiyle konuşan kadınlar, anlaşılmayı bekleyen antik yazılar ve 'burada yanlış giden bir şeyler' var.

Bir profesyonelle sinema tutkusunu içinde hisseden bir çocuğun farkı ise ilkinin 'yeteri kadar iyi' düsturunu benimsemenin olabildiğine samimiyetsiz göründüğü gerçeği. Bu gerçekle karşı karşıya kaldığınızda da filmin Bogota'da geçmesinin, atmosfer kurmaktan çok ucuza mal etme hedefine ya da karakterlerine yaptırdığı İspanyolca-İngilizce çevirileri sayesinde 87 dakikalık süresini tamamlamasına yardım ettiğine inanmaya başlıyorsunuz. ''Bütün bunları geç, Şeytan Tepesi daha önce izlediğimiz filmlerden en çok hangisine öykünüyor? İçimde 'bu hafta sonu sinemada korku filmi izlemek' gibi önlenemez bir istek var'' diyorsanız da cevabım Evil Dead olacaktır.

firatatac.com