“Midnight Special”, senaryosunu da yazan Jeff Nichols’ın yönetmen koltuğunda oturduğu bir bilim – kurgu filmi…
Prömiyeri, 12 Şubat 2016’da büyük ödül “Altın Ayı” için yarıştığı Berlin Uluslararası Film Festivalinde yapılan ve 18 Mart 2016 tarihinde Amerika’da vizyona giren filmin, 6.6/10 (76.441 oy) ve 3.5/5 (10.000 üzeri oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 7.3/10 (235 yorum) ve 76/100 (44 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, iyi bir filmle karşı karşıya olduğumuzu söylüyor gibi…
Ama biz yine de 18 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen ve 6,7 milyon dolarlık bir hasılat rakamı ile de gişeye çakılmış olan bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak inceleyecek ardından da puanlamaya çalışacağız…
Bunun için de Jeff Nichols’ın başrollerdeki Michael Shannon ile Joel Edgerton’ın bırakın eti ile sütünü, kılı ile derisinden bile etkili bir biçimde yararlandığı filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…
Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, izleyenine Steven Spielberg’in “Close Encounters of the Third Kind” (1977) isimli sıra dışı filminin tadına yakın kıvamdaki bir lezzetin sunulduğu sağlam bir seyirlik olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…
“Midnight Special”, hepsi bir diğerinden değerli olan “Shotgun Stories” (2007), “Take Shelter” (2011), “Mud” (2012) ve “Loving” (2016) sonrasında yorumladığımız beşinci Jeff Nichols filmi olacak…
Bütün bu filmler arasındaki tek ortak nokta, Michael Shannon’ın bu filmlerin tamamında, Joel Edgerton’ın da “Loving” (2016) dâhil iki tanesinde rol almış olmaları…
(Kaliteleri hariç) bunun dışında, Jeff Nichols’ın filmlerinde, kendini tekrarlayan yahut da tek bir sahnesi ile dahi anımsatan herhangi bir şeye rastlamak neredeyse imkânsız gibi…
Yani bu filmi (ve diğer Jeff Nichols filmlerini) yorumlarken, incelenmekte olunan eserin, Amerikan sinemasının yükselen değerlerinden birinin elinden çıktığını biliyor olmak ve öyle de davranmak gerekiyor…
Bu kısa girizgâhın ardından, şimdi yeniden filmimize dönecek olursak...
Her şeyden önce, yukarıda da vurguladığımız gibi Michael Shannon ile Joel Edgerton, performansları ile filme damgalarını vururlarken, Kirsten Dunst, Adam Driver ve Jaeden Martell’de bu ikiliye ellerinden geldiğince ayak uydurmaya çalışmışlar…
Evet, bu bir bilim – kurgu filmi…
Ama bize göre, baş roldeki kahramanlar ile FBI ve askerler arasındaki takip ve kovalamaca sahnelerindeki aksiyon da son derece tatminkâr…
Fakat muhtemelen, ortamın iyice gerilerek ısındığı ve hatta kan da aktığı bu sahnelerde, akıl dışı mantıksızlıklara başvurulmadığı için film, aksiyon meraklılarının nezdinde de izlenmeye değer bulunmamış…
Nichols’ın teknik kadrosundaki kemikleşmiş isimler haline gelen “görüntü yönetmeni” Adam Stone ile “editör” Julie Monroe, son derece doğru bir kararla bu filmde de koltuklarındaki yerlerini korumuşlar…
Filmin dikkate değer bir diğer özelliği de Jeff Nichols’ın, 18 milyon dolarlık bütçenin hakkını veren görsel efektler kullanmış olması…
Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun…
İlk önerimize gelince:
O hakkımızı da bu kez; “Light of My Life” (2019) filminin yorumunda yazdıklarımızın bir kısmını (bir kez daha) tekrarlamış olmak pahasına, nitelikli film izlemeyi alışkanlık haline getirmiş sinemasever dostlara, “Amerikan sinemasının Jeff Nichols, Casey Affleck, Joel Edgerton, Paul Dano, Olivia Wilde ve benzerleri gibi iyi işler yapmaya çalışan yeni nesil yönetmenlerinin filmlerini de izleme listelerinize eklemeyi unutmayın” diye seslenerek kullanmak istiyoruz…
Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3,5 verdiğimiz bu film için önerimiz de aradan geçen bunca zamana rağmen halen izlemediyseniz olumsuz puan ve yorumlara aldırmadan “bir şans da siz verin” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler…