Hesabım
    Midnight Special
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,5
    İyi
    Midnight Special

    Fantastik ve bilim-kurgunun buluşma noktası!

    Yazar: Su Bahadır

    Yönetmen Jeff Nichols'u Sığınak ve Mud gibi kadrosuyla olduğu kadar farklı konularıyla da dikkat çeken başarılı filmleriyle tanıyoruz. Yaptığı her filmde olduğu gibi yönetmenliğiyle birlikte senaryosunu da üstlendiği Midnight Special filmi de yapımlarının arasına katmaktan gurur duyacağı bir film. Biraz tanıdık, ancak kesinlikle başarılı.

    Bilindiği üzere bu ara bilim kurgu türü sinema camiasının en önde gelen kategorilerinden biri. Başarılı örnekleri de zamana bağlı olarak giderek artmakta. David Lynch'in Dune'u gibi eskiden beri görmekte olduğumuz özgün ve enteresan yapımlar da bu kategoriye katkı sağlamaktalar. Son zamanların en başarılı bilim kurgularından olan Yıldızlararası ve gişede umduğunu bulamayan Yarının Dünyası ilginç bir şekilde Midnight Special'da buluşuyor. Konusu itibariyle özgün olmakla birlikte son dönemin popüler temalarından da bir hayli beslenen film "bizden biri olmayan" küçük Alton'u temel alıyor. Henüz küçük yaşına rağmen kendisinin farklı olduğunu bilen Alton adeta büyümüş de küçülmüş bir çocuk. Annesi ve babasıyla kopuk ilişkileri olan küçük çocuk en başından beri onlara ait olmadığını biliyor. Filmin ilk klişelerinden biri bu. Her zaman "bizden olmayanın" bizden üstün olması. Asla kafası bizden daha karışık ya da bizden daha geride kalmış bir farklı toplum görmüyoruz. Gönül istiyor ki bir bilim kurgu yapımı da bizlerin gidip değiştirdiği uzay habitatlarını, geliştirdiğimiz uzay ırklarını konu alsın, ancak Star Trek gibi Hollywood ürünleri haricinde ne yazık ki bunu pek göremiyoruz. En azından Midnight Special'da bize biraz daha yakın bir ırkla karşı karşıyayız. Filmin diğer türdaşlarından ayrıldığı nokta ise bu kez "diğerlerinin" bize düşman olmaması. Hatta bize hemen hemen hiç karışmaması! Midnight Special bilim kurgu türleri arasında en büyük farkını "diğerleri" temasına yeni bir tür kazandırarak yapıyor. Uzaylı deseniz değil, insan deseniz değil, bizim gezegenden deseniz değil, demeseniz değil... 

    Alton farklı güçlere sahip bir çocuk. Ailesi ise normal hatta hasarlı bir aile. Anton için başlatılan insan avına karşı aile çocuklarını korumak için kaçmaya başlarken onlara eyalet şefi de katılıyor ve ekip tamamlanıyor. Ancak şerifin kabullenmesi de bir hayli zor oluyor. Anton'un ölümden döndüğü ve seyirciye mantıksız gelebilecek kimi noktalar mevcut. Ancak çocuğun bilincinin diğer ırkla bağlantıda olduğu gibi küçük hayal gücü ürünü eklemelerle bu açıklar kapatılabilir. Oyunculuklara gelecek olursak Alton'u canlandıran Jaeden Lieberher'in performansı başarılı ancak son dönemin gözde çocuk oyuncularından Jacob Tremblay kadar etkileyici bir yanı da yok. Bu denli sıradışı bir çocuk rolünde boy göstermesi için belki de sevimlilik ile olgunluk arasında gidip gelen bir oyuncu imajı gerekliydi. Lieberher'in imajı da tam olarak bu kategoriye giriyor. Oğlu için her şeyi yapmaya hazır olan baba Roy'u canlandıran Michael Shannon ise performans konusunda adeta yıldızı hak ediyor. Gerek duygusallığı, gerek sertliği, gerekse de bir ebeveynin korkularını çok iyi yansıtabilen ünlü oyuncunun yanına da elbetteki Kirsten Dunst gibi başarılı bir isim gerekiyor. Alton'un annesini canlandıran Dunst bilindiği gibi bu yılın Cannes Film Festivali'nde de jüri görevini üstlenmişti. Oğluna karşı hem sevgi hem de suçluluk besleyen bir anne olarak oldukça başarılı bir performans çizen Dunst'ın polis Lucas ile yaptığı konuşma da yürekleri burkuyor. Sözü açılmışken, aileye yardım eden iyi yürekli polisi de Hollywood camiasının kalifiye ismi Joel Edgerton canlandırıyor. Geçmişten Gelen başta olmak üzere girdiği her rolde başarılı bir performans gösteren oyuncu bu rolünün de hakkını vermiş. Son dönemin öne çıkan genç isimlerinden Adam Driver da filmin baş karakterlerinden biri. Alton'un yerini saptamaya çalışan bir ajanı canlandıran Driver'ın performansı ondan beklenmeyecek kadar donuk. Belki de tüm filmin performans konusunda en zayıf halkası o.

    Filmin efektleri konusunda bariz sıkıntılar mevcut. Görsel efektler şaşaalı olması gereken yerde az, sade olması gereken yerde de fazla fazla kullanılmış. Alton'un güçlerini göstermek için kullanılan efektler de biraz fazla kaçmış. Dramatik etki yaratmak için tasarlanmış pek çok sete de yer veren filmde kadrajlar genellikle geleneksel, alışıldık oranlarla hazırlansa da filmin renk kullanımı ne yazık ki başarısız olmuş. Sahnelerde bir türlü oturmayan renk düzenlemeleri mevcut. Renklerin yanı sıra müzik kullanımları da pek başarılı sayılmaz. Filmin etkisini arttıracak ya da düşürecek bir ses efekti bulunmuyor, aslına bakılırsa filme etki edebilecek neredeyse hiçbir ses mevcut değil. Kısacası teknik detaylara pek de önem verilmemiş. Filmin oyunculuklarına ve senaryosuna ağırlık verilerek açıkların kapatılabileceği düşünülmüş. 

    Olmasını beklediğiniz ya da umduğunuz şeyler olmazken filmin sonu insanların aklında soru işareti bırakır cinsten. Bilim kurgu yapımlarını seviyorsanız mutlaka görmeniz gereken bir film olan Midnight Special olmazsa olmaz çocuk karakteri ve aile sevgisinin sınır tanımazlığı gibi klişeleri barındırsa da tehdit içermeyen "diğerleri", paralel bir dünya ve uzun bir yolculuk aracılığıyla heyecan dozunu her daim yukarıda tutmayı başarıyor. 

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top