Hesabım
    Ölümcül Takip
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    1,5
    Kötü
    Ölümcül Takip

    Aynı dakika unutulmaya mahkum bir kopya...

    Yazar: Oktay Ege Kozak

    Ölümcül Takip, tipik gerilim filmi adı gibi (Destiny’s Child şarkısını hatırlatmaktan başka bir işlevi olmayan İngilizce isminin de konuyla pek alakası yok) orjinallikten yoksun, politik gerilim/aksiyon türünün bütün klişelerini peş peşe tekrarlayan, anında unutulması kolay bir yapım. Sinemada izlemeye değmez, ama bir ara televizyonda çıkarsa arka planda evde başka işlerle uğraşırken eğlendirebilir. O tür bir durumda dikkatinizin dağılıp bazı konu elementlerini kaçıracağınıza üzülmeyin. Bu tür filmlerden sadece bir iki tanesini izlemiş olsanız bile beyniniz klişe bilginiz sayesinde konuyu tekrar bir araya getirecektir.

    Bir kere daha ‘Kötü adamların planını fark ettiği için yanlış yere suçlanmış, kanundan kaçarken kötü adamların planını durdurmaya çalışan masum vatandaş’ şablonu var karşımızda. Tabii ki en klişe konu önerisi bile karakter, senaryo, oyunculuk vs. ile gayet ilginç bir filme dönüşebilir. Bunun örneği için sinema tarihinde çok geriye gitmeye bile gerek yok. Geçen haftanın muazzam aksiyon/komedisi Ajan, safi konuya baktığınızda daha alışılagelmiş bir hikaye teklifi sunamazdı: Gizli ajanlar New York’ta bomba patlatmayı planlayan teröristleri durdurmaya çalışır. Fakat o filmde yazar/yönetmen Paul Feig, muazzam komik karakterizasyonlar ve tür içinde mükemmel bir balans yakalıyordu.

    Ölümcül Takip ise akıllı bir politik gerilim ile aptal bir aksiyon bozması arasında bir denge bulamayınca sadece bir zaman kaybı olmaktan ileriye gidemiyor. Filmin kendini iyice ciddiye alan politik gerilim elementleri özellikle üçüncü perdede oluşan gülünesi saçmalıkta bir aksiyon finali yüzünden pek de ciddiye alınamıyor. Diğer yandan bile bile mantık hatalarıyla dolu eğlencelik bir aksiyon olarak izlemek istesek Ölümcül Takip’i, bu sefer de ilk iki perdede Homeland tarzı gayet kuru politik gerilim/drama sahneleriyle başbaşa kalıyoruz.

    Hikaye gayet basit: Amerika’ya girmeye çalışan bir teröristi fark eden vize işçisi (Milla Jovovich,), terörist grubun yaptığı bir saldırı için suçlanır ve grubun peşinden gitmeye karar verince ‘Saatçi’ olarak bilinen bir kiralık katil (Pierce Brosnan) onun peşinden gider. İlk olarak Jovovich’in canlandırdığı Kate karakteri, her ne kadar bir sürü dil bilse ve devlet işçisi sınavlarını mükemmel notlarla geçmiş olsa da, eninde sonunda savaş ve anti-terörizm deneyimi olmayan, gayet mütevazi bir vize işçisi olarak yansıtılıyor senaryonun ilk perdesinde.

    Genelde bu tür filmlerde yanlış yere suçlanan protagonist kanundan ve teröristlerden kaçmaya başladığında birden geçmişinde ne kadar mükemmel bir asker, ajan vs. olduğu ortaya çıkar. Bu sayede ana karakter kötü adamları dövmeye ve öldürmeye başlayınca bu deneyimin nereden geldiğini bilen seyirci boş da olsa aksiyonun tadını çıkarır. Fakat Ölümcül Takip’de böyle bir durum yok ve bu yüzden baştan banal olan dövüş ve kovalamaca sahnelerini izlerken bu konularda bu kadar deneyimsiz bir karakterin nasıl olup da hayatları boyunca savaş için eğitilmiş teröristleri al aşağı ettiğini düşünmekten kendimizi alamıyoruz. Jovovich’in durgun performansı da bu konuda yardımcı olmuyor.

    Kate’in peşinden giden kiralık katil rolünün de neden Pierce Brosnan gibi saygıdeğer ve yetenekli bir yıldıza verildiğini anlamak imkansız. Bu karakter, gayet düz ve ifadesiz, işine bağlı bir kiralık katil karikatürü yaratıyor, yani her hangi karizmatik görünüşlü bir kişilik bu role rahatça otururmuş. Brosnan kalibresinde bir aktör seçilince ise seyirci tabi ki daha derin bir karakter bekleyecektir.

    V for Vendetta ile yönetmenlik kariyerine başlamış olan James McTeigue’nin neden bu denli yaşamsız bir projeyi seçmiş olduğunu ise anlamak zor. McTeigue, geçmişte Ninja’nın İntikamı ve Kuzgun gibi başarısız filmlere imza atmış olsa da, o filmler en azından belli bir vizyon ile yapım hayatlarına başlamışlardı. Ölümcül Takip’te ise çabucak yavan bir tür örneği yaratmaktan başka bir motivasyon göremiyorum.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top