En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
Şamil Ö.
Takipçi
171 değerlendirmeler
Takip Et!
3,5
30 Aralık 2015 tarihinde eklendi
İnsanın kızdığında, kıskandığında, hırslandığında ve nefret ettiğinde ne denli bir canavara dönüşebilieceğini anlatan, 6 kısa filmden oluşan bir kısa filmcikler ziyafeti. Değişik duyguları bir arada yaşatabildiği için insana ilginç anlar yaşatıyor. İzlemeye değer bir film.
İspanyol korku sinemasından sonra komedi sinemasını bu kadar seveceğimi düşünmemiştim. Son zamanlarda seyrettiğim en iyi film olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Birbirinden değerli arjantinli oyuncular ile yönetmen Damian Szifron (daha önce duymadığım bir isim) mükemmel bir iş çıkarmışlar. Sıradan insanların nasılda bir anda kendileri kaybettikleri bu kadar anlatılabilinirdi.
Filmin müziği ile trajikomik hikayesi arasındaki uyum filme ayrı bir güzellik katmış. Kolay kolay komedi filmi seven biri değilim; ancak bu filme bayıldım.
Altı farklı yaşam hikayesiyle , herkesin belkide kendinden bi' şeyler bulabileceği , yerine koyabileceği farklı bir hikaye.. Koymayan insan varsa filmi izlemesinin bir manası yoktur bence. Su gibi akıp gidiyor film su , ilk kısa filmde kullanılan efekt nasıl bir teknolojidir bilmiyorum ama harika ötesi.. Saatlerce devam etse izlenir.. Bir dakika içinde gerilim ve dehşet halinden çıkarıp kahkaha attırabilen bir film , harika , muhteşem!
Her zaman filmler tek bir olayı anlatacak diye bir şey yok. İşte bunun gibi farklı yapımlarda olması lazım. İzlediğim en renkli ve farklı filmlerden birisiydi. 6 tane birbirinden bağımsız hikayeleri biraraya getirip film yapmış yönetmen Damián Szifron. Bence çokta keyifli olmuş. Başkaları olsa her birinden farklı filmler çıkarabilecekken o hepsini kısa film şeklinde tek bir film içine toplamış. Çok bambaşka hikayelerin olduğu 6 farklı olay. Bakıldığı zaman kopuk bir film olabilir düşüncesi geliyor akla ama buradaki birleştirici unsur hepsinin Vahşi hikayeler olması. Bunun dışında hiçbir bağları yok hikayelerin. Bazı hikayeler tabi ki diğerlerine göre daha akıcı ve zevkliydi. Bazıları daha komik, trajikomik hikayeler vardı. Ama benim en çok hoşuma giden arabalar arasında geçen iki kişinin çekişmesini anlatan hikayeydi. Hem gerilimli, hem aksiyonlu hemde komik bir durum. Diğer favorim ise filmin girişinde geçen uçak hikayesi. Baya bir kısa sürse de hem filmin girişi anlamında hemde etkileyicilik anlamında çok başarılıydı. Bir de diğerlerinden ayrı bir köşeye koyabileceğim daha çok sistem eleştirisi yapılan bölüm. Mühendisin arabasının çekilmesinden sonraki insan psikolojisi ve kokuşmuş sistemin insanı ne hale getirebileceğini gösteren bence dramatik olarakta en etkili olanı bu. Başlı başına bir film çekilebilecek bir konusu var. O dayatmaların, toplumun insanı nasıl etkilediğini gösteren muazzam bir hikaye olmuş. Filmde İspanyayı biraz bizim ülkeyede benzettim. Bürokrasi ve adalet sistemi olarak bizdeki zayıf konuların onlarla ortak olduğunu gördüm. Filmde bir baş kahraman, başrol oyuncusu yok. Her bir hikayenin farklı kahramanları var. Hepside gayet başarılı oyunculuklar çıkarmış. İspanyol sinemasından çok uzun zamandır çıkmayan kalitede bir film. 2014 yılının en iyi ilk 10 filminden biri. Herkese tavsiye ederim. İyi seyirler... 8.0/10
Kusursuz... Tek kelimeyle emsalsiz... Fevkalade... Harikulade!!! Bu yorumu gerçekten çok isteyerek yazıyorum bu yüzden biraz uzun olacak. Öncelikle izlemeyenler için şunu söylemek istiyorum ki bu tek bir film değil, üst üste başlayan 6 tane kısa film içeriyor. Yani film boyunca olayların birbiriyle bağlanmasını beklemeyin. Alakasız bir şekilde diğer filme geçiyor. İzlerken “Bu ne ya” diye düşündüğünüz anda bir sonraki filme geçmiş demektir. İkinci olarak film imdb de 8.1 almıştı sanırım. Bu rakamla alakası yok. Ben minimum 8.8 veriyorum. Hatta 9.0’a oynayacak bir film silsilesi. Bu kadar yüksek alamamasının nedeni ise olaylar tam olarak sonuçlanmadan ya da sonucu gösterilmeden bitiyor. Yani sonuçlandığı ima ediliyor sadece. Ee tabi haliyle sonuçları gösterse 2 saat değil 6 saatte bitmezdi film. Üçüncü olarak filmin insanı bu kadar içine çekmesinin altında çok önemli psikolojik bir ayrıntı yatıyor: film kelimenin tam anlamıyla gerçek hayattan; hatta birebir daha dün yaşadığınız olaylardan esinleniyor. Son derece gerçek, son derece gündelik ve kesinlikle bilim kurgudan uzak (ilk film hariç). Film bugünü ya da dünü ya da yarın olacak şeyleri olduğu gibi göstererek anlatıyor. Bu yüzden çok kaptırıyorsunuz. Yani benzer şeyleri daha 2 saat önce bile yaşamış olabilirsiniz. İşin olağanüstü tarafı ise aktör ve aktristlerin bu yaşanan olayları şu anda yaşıyormuşçasına olağan üstü bir profesyonellikle oynamaları. Son olarak yorumlarda çoğu kişi hangi bölümleri en çok beğendiklerini yazıyorlar. Beni 5 ve 6 etkiledi. 6.için ise çok özel bir parantez açacağım. Genel olarak 6’yı herkesin beğenmesinin sebebi belki de bu olağan üstü otantikliğin en çok 6.da var olması. 6 gerçekten film olsa 9.5 puan alırdı. O senaryonun içinde o duyguyu o ruhu 6 fazlasıyla ve hakkıyla veriyor. Film tamamen bittikten sonra 6.yı üst üste 3 kere daha izledik (diğerlerine 1 kere bile bakmadan). Şimdi yine bir 3 kere daha izle deseniz izleriz. Filmin o verdiği duygu insana uyuşturucu ya da nikotin etkisi yaratıyor diyebiliriz. O otantiklik defalarca izleseniz bile bozulmuyor. Genel olarak izlenilmesi tavsiye değil “zorunlu” olan bir film. Bunu izlemeden geçmeyin.
Şimdi de spolier içeren kısma geçiyorum: ISRARLA YAZIYORUM SAKIN OKUMAYIN!!!! ISRARLA YAZIYORUM SAKIN OKUMAYIN!!!! ISRARLA YAZIYORUM SAKIN OKUMAYIN!!!! İlk filmde uçağın eve düşmesinin sonunu görmek isterdim. Ne olursa olsun biraz fazla bilim kurguya kaçıyor. Böyle bir şeyin olma ihtimali diğer 5’ine oranla oldukça düşük. 3.filmdeki son sahnedeki gıcık adamın arabadan çıkamadan kendisini de tehlikeye atması çok saçma geldi. Ayrıca lastiği patlayan adamın da o jantı tam takmadan süremeye devam etmesi tam bir saçmalıktı. 4.filmde beğenmediğim kısım ise ana karakterin bilgisizliğiydi. Bu kurallar ülkemizde de var ve bir sarı çizgi yüzünden devleti suçlamaya kadar gidersen sonunda kaybeden sen olursun. Bunu hukuken dava ile kanıtlaman gerekir, ortalığı yıkarak değil. Adamın eşi de aynısını söyledi zaten böyle şeyler hep olacak ama senin değişmen lazım diye ima etti. 5. filmde babanın blöfünü çok beğendim. O adam oğlunu tabi göndermez hapse. Ama avukattan laf aradında o kadar sinir bozucu bir sille yedi ki ben olsam ben de aynı blöfü yapardım. Her sene yatırım alıyor ve hala adamı dolandırmaya kalkıyor. Ayıp ayıp. Diğer yandan savcının sorduğu soru çok ama çok saçma geldi. Dikiz aynasından bir sürücüyü anlamana imkan yok, üstelik sarhoşsa. Ne yani adam arabaya olduğu gibi binmiş olamaz mı? O kafayla bir de trafik kurallarını mı dinleyecek. Yok aynayı düzelt yok koltuğu ileri çek.... açıkçası ben sarhoş olsam bunlarla uğraşmam sürmeye bakarım. Bence bu kısmı da savcının oturma odasında babanın bakışlarını ve öksürüğünü yakaladıktan sonra yaptığı bir blöftü. Hem avukat hem de ev sahibi güzel yedi ama. Son olarak gelelim 6.filme. Bu bölümü anlatmaya gerek yok yaşayan yaşayacak zaten. Ancak kız ile erkek arasındaki gerilimi kritik etmek istiyorum. Bir kere ben bunu eşimle izledim ve bölümün başından sonuna hem aynı şeyi tartışıp durduk: kız mı haklı adam mı? Açıkçası bizce bunun belli bir cevabı yok çünkü bu perspektif meselesi. Niyet önemli diyenler bir tarafı icraat önemli diyenler diğer tarafı seçeceklerdir. Bu yazıyı ben yazdığım için ben kendi fikrimi yazayım sapına kadar kız haksız. Adamı tutmuyorum o ayrı konu, yanlış anlaşılma olmasın :) adam tam bir gerizekalı çünkü yattığın kadın düğüne davet edilmez, bunu ben mi öğreteceğim o adama 😅 düşündükçe gülüyorum. Neyse kızı değerlendireyim. Adam en azından göstermeyerek aldatmış ama kız göz göre göre aldatıyor. İntikamını alıyor. Burada kızı eleştirdiğim taraf “intikam”. İntikam güttüğün biriyle evlenmezsin arkadaşım o evlilikten de hayır gelmez. İntikam ile kız iç huzurunu sağlamış oldu yoksa delirecekti. Bakın tekrar diyorum adam kesinlikle suçlu. Sadece kız ilahi ve niyet olarak adamdan daha suçlu geldi. Kaldı ki adam kızı yakaladığında bile kız bambaşka konulara girdi, adamı küçük düşürdü perişan etti, düğünü mahvetti (kesinlikle haklıydı) ama adam sonunda tekrar elini verdi. Yani adamın baştan sona niyeti hiç kötü olmadı. Ancak kızda intikam vardı. Herkes farklı yorumlar yapacaktır. Benim fikrim bu. Filmin sonu ise birçoğumuz açısından farklı olabilir. Mesela biz çok beğendik ama sonunun kötü bitmesini isteyenler de vardır elbet. Ne de olsa bunca şey yaşandıktan sonra o evlilikten ne kadar hayır gelecek diye düşünen olmayacak mı hiç? Bana kalırsa o akşam iyi geçse de 1 hafta boyunca adam kızın gazabından kurtulamayacaktır. Ben son ana kadar ne zaman polisler devreye girecek de iş hukuka kalacak diye düşünüyordum. Filmin son sahnesi gerçekten şok etti... Hele ki kızın babası pastasını yerken kendi kızının sevişmesini izleyince.... şok oldum cidden şok....
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.