“Greta”, senaryosunu da Ray Wright ile birlikte yazan 1 Academy ve 2 BAFTA ödüllü sinemacı Neil Jordan’ın yönetmen koltuğunda oturduğu bir drama…
Prömiyeri, 6 Eylül 2018’de Toronto Uluslararası Film Festivalinde yapılan ve 1 Mart 2019 tarihinde Amerika’da vizyona giren filmin, 6.0/10 (29.658 oy) ve 2.9/5 (500 üzeri oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 5.7/10 (276 yorum) ve 54/100 (42 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, her ne kadar oylamaya katılan sayıları çok yüksek olmasa da, film hakkında hiç de olumlu sinyaller vermiyor…
Yine de isterseniz bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle birde biz inceleyerek yorumlayalım, ardından da puanlamaya çalışalım…
Ancak, artık neredeyse yorumlarımızda geleneksel bir özellik halini aldığı üzere ayrıntılı incelemeye geçmeden önce filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…
Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, işinin ustası olan bir yönetmenin, şahane performans sergileyen oyuncularla birlikte ortaya çıkardıkları harika bir gerilim şovu olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…
Her ne kadar, Neil Jordan’ın “The Crying Game” (1992), “Interview with the Vampire: The Vampire Chronicles” (1994), “Michael Collins” (1996) ve “Breakfast on Pluto” (2005) gibi filmlerine takılıp kalmış olanlar bu filmden pek hoşnut kalmamışlarsa da, doğrusunu söylemek gerekirse biz yeterince beğendik…
Başlangıçtaki ilk 10 – 15 dakika içinde, filmin geriye kalan süresi boyunca da duygusal bir drama ile baş başa kalacakmışsınız gibi bir hisse kapılsanız da, “Pulse” (2006), “Case 39” (2009) ve “The Crazies” (2010) gibi filmlerin de senaryo ve hikâyelerinde imzası bulunan Ray Wright, Neil Jordan ile birlikte filme hâkim olan gizem ve gerilimin tansiyonu oldukça iyi ayarlamışlar…
Öyle ki, Stephen King uyarlamalarındaki lezzeti de aratmayan bu filmi, bir süre sonra koltuğunuza yapışıp öyle izlemeye başlıyorsunuz…
Tabii işin birde Isabelle Huppert, Chloë Grace Moretz, Maika Monroe, Colm Feore, Zawe Ashton ve Stephen Rea’lı oyuncu kadrosu kısmı var ki, bize göre Isabelle Huppert ile Chloë Grace Moretz’in karşılıklı performansları tam anlamıyla birinci sınıf bir işçilik…
Aksanlı İngilizcesi ile Isabelle Huppert bu filmde de “kötüyü”, Golden Globes ve BAFTA ödüllerini de kazandığı “Elle” (2016) deki kadar kusursuz oynarken, genç yıldız Moretz’de “Suspiria” (2018) da yakaladığı ivmeyi aynen devam ettirmiş…
İşi şansa bırakmak istemeyen Neil Jordan, görüntü yönetmenliği koltuğuna “Atonement” (2007), “Anna Karenina” (2012) ve “Nocturnal Animals” (2016) gibi filmlerden de tanıdığımız Seamus McGarvey’i oturturken, müzik işini de Beethoven, Chopin, Lizst, Mozart ve Vivaldi ile kulaklarımızın pasını silen Javier Navarrete’ye teslim etmiş…
Bütün bu artılar bir araya gelince de, başkasını bilemeyiz ama yukarıda da vurgulamış olduğumuz gibi bizi oldukça memnun eden bu film çıkmış ortaya…
Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda da olduğu gibi yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun…
İlk önerimize gelince:
O hakkımızı da bu kez; iyi film izlemeyi kendine tarz edinmiş sinemasever dostlara, “Benzerlerine çok kolay rastlanamayacak olan bu türden filmleri kaçırmamak için arada sırada da olsa Neil Jordan gibi eski toprak sinemacıların filmografilerini kontrol etmekte yarar var” diye seslenerek kullanmış olalım…
Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3 verdiğimiz bu film için önerimiz de, olumsuz puan ve yorumlara aldırmadan “bir şans da siz verin” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler,