İntikam - Beyazperde.com eleştirisi : Amerikan rüyası kabusa dönüşünce…

Bir dönem Amerikan ticari sinemasının lokomotifi olan Western filmleri yerini başka türlere kaptırıp butik örnekler vererek yoluna devam etti. Birkaç yılda bir salonlar yine kovboyların atlarını mahmuzlamasıyla yükselen kargaşaya şahitlik ediyor, İntikam da bu filmlerden biri, ben İstanbul Film Festivali’nde izleme şansına kavuşmuştum ve filmden sonra sohbet ettiğimiz meslektaşlarımla aynı düşüncede birleşmiştik; “bu gerçekten iyi bir vahşi batı macerası”!

Amerikan rüyasına inanıp ailesini de alıp gelmiş olan Hollandalı göçmen Jon Jensen’in daha yolda başı belaya giriyor ve büyük bir trajedi yaşıyor ama sinip kalmak yerine intikamını alıyor ve kötü adamlardan birini daha filmin başında öldürüyor! Hikaye bitmiş gibi görünürken aslında şimdi başlıyor çünkü kötü adamların da ailesi vardır!

Konusu Amerika’nın ortasında geçmesine rağmen İntikam Danimarka, İngiltere ve Güney Afrika yapımı bir film ve bu Avrupalılık filmin duygusallığına etki ediyor. Filmin başkahramanı bir göçmen, yönetmen Kristian Levring güçlü katarsisler içeren bu öç alma hikayesini anlatırken Danimarkalı bir sinemacıdan beklediğim kadar minimal yaklaşmıyor filmine, etkisinde kaldığı İtalyan Spagetti westernlerinin anlatım tarzını benimsiyor ve usta işi bir görüntü yönetmenliğinin, birazcık da abartılmış bir renk düzenleme (color correction) işçiliğinin yardımıyla bunu başarıyor. Salvation’un hikayesi tam bir klişeler dağı ancak yönetmeninin amacı sahte bir devrim yaratmak değil klişeleri doğru kullanarak türe onurlu bir örnek kazandırmak.

Bir grup hevesli İtalyan sinemacının Amerikan kovboy filmleri çekme arzusuyla ürettiği ve seyirci tarafından coşkuyla tüketilmesine karşın sinema çevreleri tarafından hakir görülerek “spagetti westerni” ismiyle tanımlanan bu Avrupalı kovboyların olgunlaştıktan sonra türe asıl saygıyı kazandıran örnekleri vermiş olması manidardır. İntikam filmi de benzer bir şekilde oldukça basit ve sömürücü hikayesine karşılık bunu işleme yöntemiyle değer kazanıyor. Sinemada, DVD’de ya da başka yerde izlediğinizde kolaylıkla içine gireceğiniz ve kahramanın hüzünlü yolculuğuna eşlik edeceğiniz bir film var ortada…

İntikam, sadece hikaye ve yönetmenlik değil başarılı oyuncu seçimleriyle de öne çıkıyor. “Öç alan” rolünde görmeye alıştığımız Mads Mikkelsen, güzeller güzeli Eva Green ve filmin karizmatik kötü adamı Henry Delarue’yi canlandıran Jeffrey Dean Morgan filmi sürüklüyor. Kayıplarının peşinden birbirinin Azrail’i olmaya yemin etmiş adamların arasında kalmış Madalaine’nin yüzü de film bittikten sonra bile aklınızı meşgul etmeye devam ediyor.

İntikam hem seyircinin hem de eleştirmenin kalbini çalan filmlerden ve bana göre biraz geç vizyona girmesine rağmen haftanın en önemli seyirliği… Western türünü yeniden diriltmek gibi bir amaç taşımayan ama türün geleneğini revize eden bir anlayışa sahip butik bir “kovboy filmi”, şiddetle tavsiye ederim.

murattolga@gmail.com