İzmir’ in ‘varoş’ diye tabir edebileceğimiz bir bölgesinde geçen konuda, ‘obsesif kompulsif’ düzeyinde temizlik hastası bir annenin üç çocuğuyla beraber yaşam mücadelesi anlatılmış. Gerçi filmdeki anlatıma bakarak konuyu hayatla verilen kavga olarak adlandırmamak gerek. Deniz Akçay Katıksız senaryosunu kaleme alırken, toplumsal rolleri değişen bireyler üzerinden psikolojik değerlendirmeler sunmaya gayret göstermiş. Ölen –ki filmde bu nokta çok anlaşılmıyor, babanın evi terk edip gittiği izlenimi hakim- bir babanın yarattığı travmanın gölgesinde, bulundukları noktadan kaçışa yönelen aile bireyleri, mutluluğu dışarıda bulmak için çabalıyor. Tabi arayış içinde evdeki roller iç içe geçmiş durumda. Nurcan geçmişinden nefret edercesine evdeki her noktayı tekrar tekrar temizleyip, içinde biriktirdiği nefreti çocuklarının üzerine kusmaktan çekinmezken; 32 yaşındaki Feride evin büyük kızı rolünü ‘anne’ rolüyle değiştirmiş. Para kazanan, evin sorunlarıyla uğraşan Feride, 17 yaşındaki erkek kardeşi İlker’in ‘baba’ sevgisinden yoksun hayatına da çeki düzen vermenin telaşında. Evin küçük kızı Özge ise tüm bunların dışında kalarak, hayatını okuldaki başarılarına odaklamış.