GERÇEKTEN GÜZEL BİR FİLM. Araştırmaya dayanıyor, gerçekçi, etkileyici, acıtıyor. Ama herkese göre değil. Başa gelmediyse anlaması zor bir olayı ele alıyor.
Engelli çocuklarına 40 yaşına kadar bakan bir ailenin depresyonunu anlatan bir film sizin ne kadar ilginizi çeker? Daha doğrusu şöyle sorayım: Bu engelli kişi bizzat sizin yakınınız olsaydı, onunla siz ne kadar ilgilenirdiniz?
Eleştiriler kötü gelse de en azından çöp diyemem bu ıca beklediğim kadar da kötü senaryo boşlukları ve kopukluklar iz yere durgun olan sahneler film kendi çapında ''Ben festival filmiyim'' diye bas bas bağırıel engelli temalı filmlerden farklı bir yönüyle ayrılsa da tam işlenemiyor anlatılmak dışında başta Güven Kıraç ve Sema Poyraz göz dolduran ve yaşartan performanslar sergilemiş kalanı burada:
Güven Kıraç'ın extra bir performans ile otistik bir insanı oynaması takdire şayan. Bu bana "Kadın Kokusu" filminin ünlü oyuncusu Al Pacino'yu hatırlattı. O da filminde görme engelli birini oynamış hatta filmden sonra gözleri bozulduğu için tedavi görmüş. Tabii Selim karakterini o filmdeki emekli Albay "Frank Slade" ile kıyaslamak Al Pacino'ya haksızlık olur ama gerçekten Güven Kıraç usta oyuncu kelimelerini sonuna kadar hadediyor. Film insanların birbirine olan tahammülsüzlüğünü gözler önüne seriyor. Selim'in araba içinde su içişine bile arabaya dökme endişesi ile bakışları bile bunun en iyi göstergesi. Sema Poyraz'da çileli anne rolünü iyi oynamış. Seyretmenizi tavsiye ederim.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.