Hesabım
    Gizli Sayılar
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    4,0
    Çok İyi
    Gizli Sayılar

    Tek kelimeyle ilham verici !

    Yazar: Ayşegül Kesirli

    Amerikalı yönetmen Theodore Melfi’nin ikinci uzun metraj çalışması Gizli Sayılar (2016), 1960’lı yılların ilk yarısında NASA’da görev yapan üç siyah Amerikalı kadın matematikçinin gerçek hayat hikayesine odaklanıyor. Dönemin Amerika’sında yürürlükte olan, ırk ayrımına yönelik yasalar sebebiyle beyaz iş arkadaşlarından farklı bir binada, hak ettiklerinden aşağı pozisyonlarda çalışan Katherine, Dorothy ve Mary’nin öyküsü, filmin birçok alandaki üstün başarısı sayesinde ustalıkla beyazperdeye taşınıyor.

    Gizli Sayılar konusu itibariyle karşılaştırılabileceği Akıl Oyunları (2001) ve Enigma (2014) gibi filmlerden belirgin bir şekilde ayrılan bir çalışma. Matematik dehalarının hayat hikayelerine odaklanan bu filmlerin aksine, Gizli Sayılar izleyenlere delilik, dahilik ve rekabet temalarını ön plana çıkaran bir hikaye anlatmıyor. Alışıldık ‘dahi’ temsilini tersyüz eden filmin başkarakterleri bir yandan ülkelerinin ve dünyanın kaderini değiştirecek projelerde çalışırlarken bir yandan da kendilerine ve ailelerine iyi bir gelecek kurmak için gündelik mücadeleler veriyorlar.

    Karakterlerin erkek egemen bilim dünyasında siyah Amerikalı kadınlar olarak varolma çabaları bu mücadelelerin başında geliyor. Amerika’nın Rusya’yla amansız bir rekabet içine girdiği bir dönemde, günümüzde bilgisayarların yaptığı matematik hesaplamalarını yapmakla görevli üç kadın da kendi kariyer yolculuklarında rutin olarak ayrımcılığa maruz kalıyorlar. Katherine, yörüngeye oturan ilk Amerikalı astronot John Glenn’i uzaya gönderme amacı güden Merkür Projesi’ne atanır atanmaz bütün bakışlar üzerine çevriliyor. Baskın olarak beyaz erkeklerin görev yaptığı bu projede bir yandan ciddiye alınmak için çaba gösterirken bir yandan da gündelik hayatı kendisine dar eden ayrımcı yasalarla mücadele ediyor. Bir süpervizörün yapması gereken bütün görevleri yerine getirmesine rağmen düşük maaş alan ve bir türlü terfi ettirilmeyen Dorothy ise önüne konan tüm engellere rağmen kendisine ve emrinde çalışan kadınlara bir kariyer alanı açmak için ter döküyor. Okullarda siyah Amerikalılara uygulanan ayrımcılık sebebiyle eğitim hakkı elinden alınan Mary de mühendis olabilmek için başka alanlarda mücadeleye zorlanıyor.

    İş ortamında çoktan hakettikleri çalışma koşullarına ve eşit haklara sahip olabilmek için çabalayan bu kadınların, gündelik hayatlarına yapılan vurgular sayesinde, verdikleri mücadelelerin birer ego ve rekabet savaşı olmaktan öte, ne kadar gündelik ve rutin olduğunun altı özenle çiziliyor. Böylelikle, Melfi’nin filmi, beyazperdede görmeye alıştığımız ‘bilimadamı’ portresini, üç siyah Amerikalı kadının dünyayı ayağa kaldıran projelerde oynadıkları önemli rolleri vurgulayarak alt üst ediyor. Bu kadınların her şeyin yanında, sabah mesaiye giderken bozulan arabalarını tamir etmek gibi gündelik dertlerle ve anne, eş, evlat gibi rollerin getirdiği farklı sorumluluklarla resmedilmeleri ise ters yüz edilen bu temsiliyeti daha da kuvvetlendiriyor.

    Gizli Sayılar, karakterlerin kariyerlerinin farklı aşamalarında karşı karşıya kaldıkları ayrımcılıkları klasik Hollywood anlatısının içine yedirerek hem sürükleyici bir gidişat tutturmayı hem de eleştirel bir yaklaşım sergilemeyi başaran bir çalışma. Taraji P. Henson, Octavia Spencer ve Janelle Monáe’nin muhteşem oyunculuk performanslarının, göz kamaştırıcı kostüm tasarımlarının ve Pharrell Williams imzalı müziklerin de filmin hem eğlenceli bir seyirlik hem de eleştiri dozu yüksek bir yapım olmasında payı büyük. Söylemek istediklerini yumuşak bir tonda, yeni anlatım yöntemleri icat etmeksizin aktaran Gizli Sayılar, bütün bu özellikleri sayesinde tek kelimeyle ilham verici bir çalışma olarak nitelendirilebilir. Benzer konulara değinen farklı yapımları da takip etmek isteyenler içinse Issa Rae’nın başrolde yer aldığı Insecure (2016-) dizisi tavsiye edilir.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top