En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
Ahmet A.
1 değerlendirme
Takip Et!
5,0
5 Ekim 2015 tarihinde eklendi
filmi izledim gerçekten uyarlama olduğu için güzel film olmuş sahneleri ve oyuncuların gerçekte o olayları yaşamış insanların karakterlerini çok iyi yansıtmışlar hatta gerçekte yaşamış insanlara benzeyen oyuncular tercih edilmiş gerçekçilik açısından mükemmel oyuncularda mükemmel tavsiye ederim. gerçekten alıntı yapılan filmi izlemek isteyenler için güzel film filmde hiçbir saçmalama yok şimdiden iyi seyirler
Sinema koltuğuna oturduğumda ödediğim paranın yarısı , fragmanları izlediğimde de tamamını helal edip başlarım film izlemeye .Bir tutkudur benim için sinema.. Gelelim everest e bir felaketle karşılacağınızı biliyorsunuz filme gitmeye karar verdiğinizde. Beklenti belli düzeyde sonuçta bir kaç kişinin öleceği bir dağcılık filmi. Bu nedenlerle beklentim çok yüksek değildi.
Filmin ilk yarısı oldukça durağan ve sıkıcı ikinci yarısı ise oldukça keyif verici. izlemeye değer.
her film bize bir şeyler anlatır. bu filmde de öleceğini bile bile karda hareketsiz kalmayı tercih etmek çok ibret vericiydi.
Filmin son saniyelerinde yufka yürekliler göz yaşı dökebilir.
Olmamış. Boş bir senaryo. Sıkıntıdan patlama noktasına geldim. Son yarım saat biraz hareket vardı, onun dışında diyaloglar kopuk, anlamsızdı. Felaket göz göre göre geldi. O kadar tecrübeli dağcılar pisi pisine öldüler. Hiç beğenmedim.
Aslında filmin ilk part ı sıkıcıydı bir heyecan yoktu zaten 2. Partında film koptu Doug yüzünden çoğu insanın hayatı bitti en çok Rob ın ölmesine çok üzüldüm ama açıkçası tırmanıcılığa sıcak bakmıyorum film de geçtiği gibi 65 bin dolar verilip ölüme gidiyorsun. Insanlar çok sıkıldı diyen arkadaşa söylüyorum gerçek bir hikaye olduğundan dolayı içini mucize yada aksiyon katamazsın filmin bence efektleri kalitesi herşeyi harikaydı. Beck hala yaşıyormuş 2 elsiz ve burunsuz yaşamak ne kadar zordur allah bilir.
Bu filme girmeden önce mission impossible aksiyonları bekleyen arkadaşlar vardı sanırım.. beğenmemişler, aksiyonları zayıfmış.. Adından belli bir dağ filminde farklı ne aksiyonlar bekliyorlardı acaba... önemli olan bildiğimiz aksiyonların ne kadar gerçek ve ne kadar etkileyici yansıtıldığı.. bu filmin gerçek bir yaşantıdan alındığını ve o dağda hala bu adamların cesetlerinin olduğunu bilip de izlemek gerek.. ışın kılıçları, patlayan arabalar elbette yok sırf bu yüzden düşük not verenleri anlamıyorum
Bu film nasıl 4 yıldız almış çok şaşırdım,çok sıradan,hele ilk bölümü tamamen gereksiz,konuşmalarla dolu,sinema salonunda bazı insanlar sıkıntıdan telefonlarıyla oynamaya başladı,zaman ayrılacak bir film değil.Zaten bu konulu filmler artık sıkmaya başladı.
Filmi izlemeden önce 1996'da yaşanmış bu trajik olayla ilgili detaylı bir bilgiye sahip değildim ve film vizyona girdiğinden beri birbirinden çok farklı görüşlerde yazılmış bir kaç eleştiri okudum. Dün merak içerisinde salona girerken acaba çıkışta hangi eleştiriye yakın olacağım diye geçirdim aklımdan.
Öncelikle hiç yüksek bir dağa tırmanmadım, ölüm tehlikesi olan ekstrem sporlar yapmadım, Everest şanını bildiğim görkemli bir doğa harikasından ibaretti. Filmi okuduğum negatif eleştirilerde ( özellikle profesyonel bir sinema eleştirmeninin yapmış olduğu bir tanesinde ) değinilen konulara dikkat kesilerek izledim. Bu bile kendimi Everest'te hissetmeme engel olamadı. Başından itibaren bir çok karakteriyle bağ kurduğum, gerçek olan hikayesini ve karakterlerini felaket filmi klişelerinden uzakta yaratmayı seçmiş olan Everest'i sevdim ben. Belgeselvari havası, oyunculukları, yerinde ve gerçekçi görselliği ( ki 3D çok sevmesem dahi o bile rahatsız etmedi ) ile takdiri hak ediyor.
3D den beklentisi gözüne gözüne sokulan ani cisimler, perdeden fışkıran kar, çığ gibi rahatsız edici efektler olanlar, felaket filmi klişelerine tutkun, şiddet dozu yüksek çılgınca ölümlerden haz alan sinema izleyicileri bu filmi beğenmeyecekler ve eleştireceklerdir ki bu normaldir. Benim aklımın almadığı tek şey ise sinematografik açıdan çeşitli eleştiriler yapılabilecek olsa dahi bu filmi doğru okuyamamış, topyekün yerden yere vuran bir eleştiri yazan ve filmi premierini yaptığı Venedik film festivalinde izleme fırsatı bulabilecek kadar önemli görülen bir eleştirmenin filmin hikayesinin ve karakterlerinin tamamiyle gerçek, filmde geçen bir çok diyaloğun dahi 1996 yılında gerçek kişilerin ağızlarından çıkmış olduğunu göz ardı edebilmesi. Filme aktarılan facianın o gün kampta bulunan, tırmanışı gerçekleştirip sağ kurtulabilen kişilerle yapılmış röportajlara ve bunlardan derlenen bir kitaba dayanılarak yapıldığı belirtildiği halde bu eleştirmen tarafından herhangi bir araştırma yapılmadığı aşikar ve bir o kadar üzücü.
Dün filmden çıkıp eve geldiğimde bu hikayenin beni derinden etkilemesi ve eleştirilere bir anlam verebilme iç güdüsüyle tüm gece internette araştırma yapıp 96 Everest faciası ve karakterler hakkında bir çok belge buldum. Bunlardan bir tanesi filmde çok fazla yer almayan fakat gerçek hayatta o tarihlerde çekilen IMAX takımında ve 10 mayıs günü 2. kampta bulunan ve Rob Hall ile daha önce tırmanış yapmış olan Ed Viesturs'un anılarını içeren National Geographic sitesinde bulunabilecek olan yazı. ( ilgilenenlere okumalarını şiddetle tavsiye ederim
Filmi izlerken dramatik kurgu olduğunu düşündüğüm bir çok sekansın ( özellikle finale yakın dokunaklı veda bölümü ) gerçek olduğunu ve olabildiğince realist bir dille aktarıldığını görmek filmin etkisini saatler sonra dahi kat be kat arttırdı.
Sonuç olarak Everest kendisi hakkında biraz araştırma yapılmasını hak eden ( ki sinema eleştirisini profesyonel olarak yapanların kesinlikle yapması gerektiğini düşündüğüm ) ve bu doğrultuda eleştirilmesi gerektiğine inandığım başarılı bir film olmuş.
Aynı fikre sahip olduğum için değil sadece filmin malzemesini bilen ve ortaya çıkan işe doğru yerden bakan eleştirisinden dolayı Oktay Ege Kozak 'a da teşekkür etmek isterim.
Sinemada uyuyan birine hiç rastlamamıştım. Ta ki bu filmi izleyene kadar.. Evet filmin 1.parti ölü.. 2.parti de hareket var güzel ancak Rob'un ölmesi bizleri üzüntüye soktu :) Film gerçek bir hikayeden alıntı.. Yani hem duygusal hem hareketli hem de Everest'in büyüsü var filmde.
Muhteşem bir kadro, harika bir konu -ki gerçek bir hikayeye dayanmaktadır- ve umut verici bir fragman neticesinde izlemeye gittiğim ve salon çıkışında sorulara boğulduğum ortalama bir film. Dağ filmi çekiliyor ve gerilim adına hiçbir şey yok. En amatör dağcılar bile bilir ki takımlar arasında rekabet vardır hatta bu bireysel performanslar için de aynı ölçüde geçerlidir. Dağ filmi çekiyorsun Everest gibi muazzam bir tepeyi izleyiciye aktarmaya çalışıyorsun ama bunun için canlarını feda etmeyi göze almış o cesur yüreklerin karakterlerini bile derinleştiremiyorsun. Sırf bu yönetmenin beceriksizliği ve iş bilmezliği yüzünden bu baya pahalıya mâl olan film adeta içi boş bir filme dönüştürülmüş. Bu kadar geniş ve seçkin bir kadron var, teknik açıdan iyi bir arka planı olan görüntü yönetmenin ve kurgu yönetmenin var. Ama sen iki flycam kullanıp geniş açı yaparak filmi kotarmaya çalışıyorsun. Yönetmen Baltasar Kormakur için söylemem gerekirse her ne kadar daha önceki The Deep filmi nedeniyle kendisi doğru bir tercih gibi gözüküyor ise de, kariyerinde böylesi bir kadroyu ve emeği içeren bir film olmadığından bu amatör ruhunu tecrübesizlik olarak algılıyorum. Filme tekrar dönecek olursam el verdikçe karakterleri tanıtmaya çalışıyor gibi gözükse de maalesef pek çok karakteri tanıyamıyoruz. Bayan karakterler sadece bir eş olarak kalmış, Scott Fisher gibi dağcılığın efsane isimlerinden olan ve Jake Gyllenhaal'ın rolünü üstlendiği bu adamı tanıyamadık bile yahu. Her zamanki gibi tek boyutlu karakterler var ve filmin içimize işleyebilmesi için senaryonun başarılı olabilmesi için bunlar elzem şeyler. Bunlar yok. Daha iyi bir örnek verebilmem açısından söylemem gerekirse misal neden dağa çıkmak istiyorsunuz şeklinde karakterlerden biri soru yöneltiyor gruba ve burada da biri hariç doğru düzgün cevap alamıyoruz. Motivasyonları nedir, ne için dağa çıkıyorlar kimse bir şey bilmiyor. Bir dağcı neden dağlara dahası dünyanın en yüksek zirvesine çıkmak istediğini açıklayamaz mı? Sonrası daha vahim elbette. Dağ tırmanışı sahnelerinde gerilim adına neredeyse (merdiven sahnesi hariç) hiçbir şey yok. Teknik yönden çok iyi bir film olabilir ancak ben o soğuk ve karanlık dağın tepesini perdenin gerisinden hissetmek isterdim. Nasıl ki Gravity filmi bunu başarabilmişse -ki orada Cuaron gibi usta yönetmenler vardı- senin de bunu yapabilmen lazımdı. Hayatta kalma çabalarını dramın da iyi işlenememesinden dolayı sıradan sahneler olarak izledim. Dağcılık üzerine tırmanma üzerine en iyi filmlerden biri olabilecekken, dahası bu kadro ve para ile en iyisi olabilmek varken bu kötü senaryo ve vasat yönetmenlik ile olamamış! Filmin iki senaristi de baya iyi senaryoları olan iki büyük isim belki ama nasıl bu kadar yavan bir iş çıkartabilirler hala anlayamadım. Hadi yönetmen kötü anladık adam umut vaat etmeye çalışıyor ama bu senaristler kalibreli adamlar nasıl batırdılar bu işi bu kadar kötü karakter tanımlamaları, diyaloglar çok kötüydü... Yine de teknik yönden ve oyunculuklar yönünden başarılı olarak kabul edilebilir. Daha iyi bir dağcılık filmi izlemek isteyenler North Face filmine göz atabilirler. 6/10
Film gerçekten mükemmel olmuş baştan sonuna kadar nefesimi tutarak izledim. Oyuncuların tamamı rollerine bürünmüşlerdi bu filmi dahada güzel yapıyor. Efektlere gelirsek efektlerde kusursuzdu size tavsiyem LG IMAX teknolojisiyle izlemeniz.Şimdiden iyi seyirler.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.