Kral Amphitryon (Scott Adkins), son derece güçlü bir kraldır ve kraliçe onun bu gücünden ve zalimliğinden bıkmıştır. Kocasından kurtulmak için dua ettiği bir gece, duası kabul olur ve Zeus tarafından hamile bırakılır. Kraliçenin bir süre sonra bir oğlu olur ama; kral bu çocuğun kendinden olmadığını bildiği için onu hor görür. Kral, ilk oğlunu Girit Prensesi Hebe ile evlendirmek istemektedir ama; yarı tanrı oğlu prensese aşıktır. Kral Amphitryon, üvey oğlunu ölümcül bir göre göndererek ondan kurtulma planları yapar fakat; oğlu ülkeye Herkül (Kellan Lutz), olarak geri dönecektir.
Herkül Hikayesini bilmeyenimiz yoktur. Tabi ki bunda Herkül ve Zeyna olarak uzun süre televizyonda izlediğimiz iki dizinin payı büyük. Herkül: Efsane Başlıyor, bildiğimiz hikayeden biraz farklı olarak başlıyor ve devam ediyor. Mitolojinin en önemli özelliği olan tanrıları burada hiç görmüyoruz. Özellikle de Herkül'e düşman olan Hera'yı. Onun yerine bol kaslı ayı bozması erkekleri ve onların kötü oyunculuklarının üzerine serpilmiş, bir o kadar kötü olan efektleri (efektleri görmesek daha iyiydi) görüyoruz.
Kullanılan efektleri ile Herkül maalesef ki benim için tam bir fiyasko oldu. Herkül'ün şelaleye tırmanmasından başlayarak, aslanla boğuşma, prensesin kaçışındaki atlı kovalama, derin suların birden suyunun çekilmesi, zincirlerin bağlı olduğu duvar parçaları, gece yapılan baskın görüntüleri ve filmin sonundaki o kapı tüm bunlar bir efektin nasıl olmaması gerektiği ile ilgili müthiş birer örnektir. Aslında Herkül'ün konusunu da oyuncusunu da beğenmedim. Beğendiğim şeylerden biri kralın oyunculuğu ve çölün ortasında sıkışıp kalan askerlerin her türlü saldırı şekline karşı geliştirdikleri korunma pozisyonları. Yoksa ne arena görüntüleri ne de Herkül'ün kim olduğunu kavradığı andaki güç gösterileri beni etkilemedi. Hele ki konunun akışı ve tüm bu akışın bir film süresine sıkıştırılmaya çalışılması, yapımın en başarısız noktasıydı.
Filmin yönetmen koltuğuna Renny Harlin gibi bir isim oturunca insan umutlanıyor. Beyin Avcıları, Zor Ölüm-2, Mavi Korku, İyi Geceler Öpücüğü (favorimdir), Dağcı (başka bir favorim), Elm Sokağı Kabusu-4 ve tabi arada başarısızlığa uğramış filmleri de olan bir isim var karşımızda. Bu kadar başaralı ve de deneyimli bir yönetmenden ilerleyen teknolojik imkanlarından yardımı ile oldukça iyi bir şeyler bekliyorsunuz. Senaryosunu yazdığı ilk film için biraz daha mitolojik araştırmaya ya da teknik donanıma sahip olsaymış bu kadar kötü bir film çıkarmazdı herhalde diye de kendimi avutuyorum. Velhasıl kötü kral dışında bu filmde iyi olan hiçbir şey yoktu. Bir hikaye, bir efsane, ancak bu kadar rezil edilebilirdi.