Hesabım
    Herkül : Efsane Başlıyor
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,0
    Yetersiz
    Herkül : Efsane Başlıyor

    Herakles'in kölelikle imtihanı!

    Yazar: Misafir Koltuğu

    Herakles, yani Roma mitolojisinde bilinen adıyla Herkül, başarmış olduğu 12 efsanevi iş sayesinde; insanüstü gücün sembolü haline gelmiştir. Bugün, göstermiş olduğu kahramanlıklarla ve dahil edildiği öykülerle pek çok sanat eserine konu olan Herkül; yönetmen Renny Harlin’in ellerinde, insani zaaflara sahip olan ve mitolojik çıkıntıları neredeyse tamamen törpülenmiş bir şekilde yeniden hayat buluyor! Özellikle Nolan’ın Batman’e,  Martin Campbell’ın da James Bond serisine yaptığı dokunuşlar sonrasında; sinema dünyasının yükselen trendlerinden biri haline gelen karakter revizasyonlarından bir başkasıyla karşı karşıyayız. Elbette Harlin’in, bir mitolojik karakteri bu şekilde ehlileştirme hamlesinin, öncül örnekleri kadar başarılı olup olmadığı da tartışmaya açık! Yönetmen Harlin ve Conan’ın Jason Momoa suretinde yeniden beyazperdeye taşındığı remake ile birlikte epik senaryo karalama konusunda idmanlı sayılan senarist Sean Hood’un başı çektiği ekip; Herkül’ün efsanevi başarılarının ayak izlerini birebir takip etmek yerine, merkeze bir aşk üçgeninin yerleştirildiği epik bir yolculuk öyküsüyle izleyicinin karşısına çıkıyor.

    Kalabalık bir ekip tarafından yeniden makyajlanan öykü, Atina topraklarında zaferden zafere koşan Kral Amphitryon’un karısı Alcmene’ye bir geceliğine sahip olarak, ona krallığın yıkımını bahşeden çocuğu doğurtan Zeus’un oğlu Herkül’ün, yıllar sonra Hebe’e aşık olması ve üvey kardeşi Iphikles ile, bu aşk uğruna giriştiği çetin mücadeleyle harekete başlıyor. Hemen hemen bütün mitolojik karakterleri yeniden revize eden yapım ekibi, Yine Zeus ve Hera’nın kızı olan Yunan mitolojisinde gençlik tanrıçası olarak adı geçen Hebe’yi, Girit Prensesi olarak karşımıza dikiyor.

    Frank Miller’ın grafik romanından beyazperdeye uyarlanan 300 Spartalı’nın ardından, hızlı bir biçimde furyaya dönüşmeye başlayan ‘kılıç ve sandalet’ konseptinin bugünkü durumu en kestirme biçimde özetleyen bir epik film denemesi Herkül Efsanesi! Kahramanın yolculuğu, fedakarlığı, köleliği ve nihayetinde adının geçtiği kehaneti gerçekleştirmesi gibisinden anahtar notalara kronolojik bir nizamla basan film, türün rotasını adım adım takip ederken; perdede yeni bir deneyim yaşamak isteyen izleyicileriyse tamamen ıskalıyor!

    Harlin, son yıllarda popüler sinema arenasında karşımıza çıkan epik tandanslı maceraların açtığı izlere uyum göstermeye çalışırken, sıklıkla ters basarak tökezlemiş gibi gözüküyor. Dolayısıyla kahramanın yolculuğunun yol ayrımları arasında, ezberine güvenerek düze çıkmayı başaran seyircinin; 3D müessesesinin bilindik numaralarına teslim edildiği bir görsellik dışında çok da iddialı bir teknik şölenle ödüllendirilmediğinin de altını çizmek lazım.

    Daha önce beyazperdeye Arnold Schwarzenegger, Reg Park, Des Mangan ile arz-ı endam buyuran ve Sam Raimi’nin alametifarikası televizyon dizisinde Kevin Sorbo suretinde karşımıza dikilen Herkül; bu sefer Kellan Lutz’un bedeninde hayat buluyor! Lutz her ne kadar fiziken işi kotarmış gibi görünse de, kolektif hafızalarımızda uzun süre yer etmekten oldukça uzak bir Herkül portresi çiziyor. Son yıllarda ağırlıklı olarak aksiyon projelerinde görmeye alıştığımız Scott Adkins’in Kral Amphitryon çeşitlemesiyse, her ne kadar altı fazla doldurulmamış olsa da, aktörün fiziki becerilerinden nasiplenmeyi ihmal etmeyecek şekilde makyajlanmış.

    Elbette, popüler sinemanın mitolojiyle imtihanı uzunca bir müddet sona ermeyecek, bu konuda muhtemelen hemfikiriz. Brett Ratner’ın yönetmenliğini üstlendiği bir başka Hercules projesinin de kapımızda beklediği düşünülürse; beyazperde yakın tarihte nice mitolojik boğuşmaya gebe kalacak diyebiliriz. Yaz aylarında izleyiciyle buluşması planlanan bir diğer Hercules projesinde, mitolojik kahramanın suretinde göreceğimiz isim ise Dwayne Johnson olacak! Yeni Hercules çeşitlemesinin perdeyi ne kadar dolduracağı şimdiden merak konusu olsa da, popüler sinemadaki bazı eğilimlerin çeşni değişimine ihtiyacı olduğu kesin! Yoksa fabrikasyonun, fabrikasyonunun fabrikasyonu arasında eşelenirken gereğinden fazla yorulmaya devam edeceğiz.

    Fatih Yürür

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top