Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
Sözcü
Yazar: Burak Göral
Kısacası "Avengers: Sonsuzluk Savaşı" sizi tam iki buçuk saat boyunca dünyanın bütün gerçeklerinden koparıp alıyor. Kendi gerçekliği içinde bi güzel eğlendiriyor. Bazen de bazı filmler varsın sadece bunu yapsın, bize bugün içinde kaldığımız kıskaçları ya da politik ekseni aynalamasın. Fedakarlık, hayatın değeri, sevdiklerini ve kendini korumak gibi erdemleri de içeren eğlenceli bir hikaye anlatsın. Filmin en büyük başarısı böylesi fantastik bir hikayenin iyi kahramanların kabus gibi olaylar yaşamalarına rağmen biz seyircilerin eğlenip sinemasal bir hazla çevrelenmiş bir şekilde salondan ayrılıyor olması.
Eleştirinin tamamı için: Sözcü
Habertürk
Yazar: Mehmet Açar
Marvel bu nedenle “Kaptan Amerika: İç Savaş”ta olduğu gibi yenilikçi çabalardan uzak, klişelere ve formata bağlı bir yaklaşım benimsemiş. Öte yandan, iki buçuk saatlik süresini hissettirmeyen, baştan sona ilgiyle izlenen bir film olduğunu söylemeliyim. Anthony ve Joe Russo’nun yönettiği filmin en şaşırtıcı yanıysa finali... Ama 2019’daki bir sonraki Yenilmezler filmini görmeden önce bu finali yorumlamak anlamlı değil. Bu haliyle, yarıda kalmış bir film aslında...
Eleştirinin tamamı için: Habertürk
Hurriyet
Yazar: Uğur Vardan
‘Süper kahramanlı’ yapımlar belli bir yaş kuşağı için fazla gürültülüdür, ‘Avengers: Sonsuzluk Savaşı’nda desibel düzeyi uzun bir süre alt seviyelerde seyrediyor ve öyküye daha çok hüzün, az biraz felsefe, varoluşculuk gibi meseleler hâkim oluyor ama nihayetinde film, ait olduğu kulvarı hatırlıyor ve “Ama benim de alabildiğine gürültü çıkarmam lazım” diyerek türdaşlarına katılıyor. Öte yandan ‘süper kahraman aksiyonları’nda, işin içine ne kadar fazla espri dahil edilirse, film benzerlerinden o denli farklılaşır; Markus-McFreely ikilisi senaryoda bu türden hamlelere soyunmuş ama ortalamayı pek de aşamamışlar. ‘Sonsuzluk Savaşı’nın en iyi esprisi babasıyla sorun yaşamış Quill, kız kardeşiyle boğaz boğaza gelmiş Gamora ve hem ablası hem de abisiyle meselesi olan Thor’un aileleri üzerinden yaptığı muhabbetti.
Eleştirinin tamamı için: Hurriyet
T24
Yazar: Atilla Dorsay
Ama film yine de tam olarak doyurmuyor. Bu tür çağdaş bilim-kurgusal masallarda ve fantastik denemelerde tüm sınırlar çoktan aşıldı çünkü...Teknolojinin zirvesine çıkıldı, kadrolar büyük bütçeler sayesinde alabildiğine şişirildi. Ama ne yapalım? Eğer Oscar bile almış kimi oyuncular, Gwyneth Paltrow veya Scarlett Johansson gibi figüran olmayı, diğer bazıları fark bile edilmeden adlarının geçmesini kabulleniyorlarsa...Bu onların sorunu. Ama bu ünlüler ve efektler geçidi film, daha önce iki Captain America’yı çekmiş olan Russo kardeşlerce biraz daha özenle, biraz daha incelikle çekilebilseydi... Neler neler olmazdı. Ama bu elbette karakterleri çocukça bir kaprisle alabildiğine çoğaltmakla değil, daha azına daha sağlam biçimde eğilmekle olabilirdi. Örneğin en ilginç kişiliklerden Gamora-Nebula kızkardeşlerin müthiş ikilemi daha iyi işlenmeliydi.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
Sözcü
Kısacası "Avengers: Sonsuzluk Savaşı" sizi tam iki buçuk saat boyunca dünyanın bütün gerçeklerinden koparıp alıyor. Kendi gerçekliği içinde bi güzel eğlendiriyor. Bazen de bazı filmler varsın sadece bunu yapsın, bize bugün içinde kaldığımız kıskaçları ya da politik ekseni aynalamasın. Fedakarlık, hayatın değeri, sevdiklerini ve kendini korumak gibi erdemleri de içeren eğlenceli bir hikaye anlatsın. Filmin en büyük başarısı böylesi fantastik bir hikayenin iyi kahramanların kabus gibi olaylar yaşamalarına rağmen biz seyircilerin eğlenip sinemasal bir hazla çevrelenmiş bir şekilde salondan ayrılıyor olması.
Habertürk
Marvel bu nedenle “Kaptan Amerika: İç Savaş”ta olduğu gibi yenilikçi çabalardan uzak, klişelere ve formata bağlı bir yaklaşım benimsemiş. Öte yandan, iki buçuk saatlik süresini hissettirmeyen, baştan sona ilgiyle izlenen bir film olduğunu söylemeliyim. Anthony ve Joe Russo’nun yönettiği filmin en şaşırtıcı yanıysa finali... Ama 2019’daki bir sonraki Yenilmezler filmini görmeden önce bu finali yorumlamak anlamlı değil. Bu haliyle, yarıda kalmış bir film aslında...
Hurriyet
‘Süper kahramanlı’ yapımlar belli bir yaş kuşağı için fazla gürültülüdür, ‘Avengers: Sonsuzluk Savaşı’nda desibel düzeyi uzun bir süre alt seviyelerde seyrediyor ve öyküye daha çok hüzün, az biraz felsefe, varoluşculuk gibi meseleler hâkim oluyor ama nihayetinde film, ait olduğu kulvarı hatırlıyor ve “Ama benim de alabildiğine gürültü çıkarmam lazım” diyerek türdaşlarına katılıyor. Öte yandan ‘süper kahraman aksiyonları’nda, işin içine ne kadar fazla espri dahil edilirse, film benzerlerinden o denli farklılaşır; Markus-McFreely ikilisi senaryoda bu türden hamlelere soyunmuş ama ortalamayı pek de aşamamışlar. ‘Sonsuzluk Savaşı’nın en iyi esprisi babasıyla sorun yaşamış Quill, kız kardeşiyle boğaz boğaza gelmiş Gamora ve hem ablası hem de abisiyle meselesi olan Thor’un aileleri üzerinden yaptığı muhabbetti.
T24
Ama film yine de tam olarak doyurmuyor. Bu tür çağdaş bilim-kurgusal masallarda ve fantastik denemelerde tüm sınırlar çoktan aşıldı çünkü...Teknolojinin zirvesine çıkıldı, kadrolar büyük bütçeler sayesinde alabildiğine şişirildi. Ama ne yapalım? Eğer Oscar bile almış kimi oyuncular, Gwyneth Paltrow veya Scarlett Johansson gibi figüran olmayı, diğer bazıları fark bile edilmeden adlarının geçmesini kabulleniyorlarsa...Bu onların sorunu. Ama bu ünlüler ve efektler geçidi film, daha önce iki Captain America’yı çekmiş olan Russo kardeşlerce biraz daha özenle, biraz daha incelikle çekilebilseydi... Neler neler olmazdı. Ama bu elbette karakterleri çocukça bir kaprisle alabildiğine çoğaltmakla değil, daha azına daha sağlam biçimde eğilmekle olabilirdi. Örneğin en ilginç kişiliklerden Gamora-Nebula kızkardeşlerin müthiş ikilemi daha iyi işlenmeliydi.