Hesabım
    Kayıp Kız
    Ortalama puan
    4,1
    470 Puanlama
    Kayıp Kız hakkında görüşlerin ?

    69 Kullanıcı yorumları

    5
    6 Eleştiri
    4
    40 Eleştiri
    3
    13 Eleştiri
    2
    5 Eleştiri
    1
    3 Eleştiri
    0
    2 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    cemertem
    cemertem

    Takipçi 55 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    19 Ekim 2014 tarihinde eklendi
    Kitaptan uyarlanan filmde Fincher'ın keskin zekası, yönetmenlik kalibresi ve polisiye, gizem ve gerilim gibi türlerdeki hakim gücü ortaya karışık bir şekilde birleşince güçlü bir uyarlama ve seyir zevki yüksek bir kurgu çıkıyor. Filmin odak noktasında yönetmenin parmak bastığı akıl oyunlarıyla süslediği, evliliğe ve ilişkilere dain ince dokunuşlar, toplumsal psikolojinin zirve yaptığı sahneler, etkileyici bir evlilik ve medya eleştirisi var. Film her Fincher filminde olduğu gibi atmosferinden baya güç alıyor. Öyle ki bir çok sahnede filmin içine dalıp gidilebiliyor. Yine sanat yönetiminde döktürülmüş ama akademide ödül almaya yetecek mi o tartışılır. Yine de ışık tasarımının hakkı verilmiş, harika dokunuşlar var pek çok sahnede. Oyunculuklarda Ben Affleck iyiydi ama Rosamund Pike‘ın oyunculuğunun bahsini etmezsek büyük haksızlık olur. İzlenmesi gereken bir karakter tiplemesi mevcut kesinlikle. Filmin soğuk ve tedirgin atmosferinin oluşmasında Rosamund Pike’ın gösterdiği etkileyici karakter oyunculuğu onu Akademi ödüllerine kavuşturabilir. Yönetmenlik anlamında ek olarak söylemek isterim ki Fincher oldukça cesur yaklaşımlarda bulunmuş bu sefer. Film, gerilim müzikleri (müzikleri pek beğenemedim zayıf kalmış) ve karamsar ışıklarla dedektif hikayesine, polisiye etkisine ve psikolojik dramdan toplumsal psikolojiye evrilerek seyirciyle bütünleşiyor. Fakat filmin ilk yarısı ikinci yarısına oranla daha sönük kalıyor. Filmin kurgusunda Amy'nin (Rosamund Pike'ın canlandırdığı karakter) günlüklerinden, cümlelerinden yararlanılıyor, hikaye anlatımına daha akıcı bir hava katıyor. Senaryonun artılarından biri mükemmel bir monolog olan "cool girl" monoloğunda saklıydı. Fincher'in kesinlikle en iyi yönetmenlik performansı değil bana göre bu film. Çok daha iyilerini gördük. Yönetmenlik anlamında Seven ve Fight Clup da özellikle biçimci bir yönetmen olara kabul görüldü. Zodiac ise Fincher'ın yönetmenlik bakışının, üslubunun değiştiği ilk filmdir. Biçimcilikten, hikaye anlatıcılığına geçiş yapmıştır. Ama tabi bu komple bir vazgeçiş de değil altını çizelim. Çünkü her filminde bu biçimci üslubu hissettirir yönetmen. Fincher'ın sinema için bilhassa ana akım sinema için favori yönetmenlerden biri olduğunu ve ciddi hayran kitlesine sahip olduğuna dahası filmografisinin tamamının da iyi filmlerden oluştuğunu savunan çok insan var. Buna rağmen şahsen ben de Fincher'ı çok sevsem de sıralamaya bu filmini aldığım da en iyi 3 listesine koyamayacağımı düşünüyorum. Bunun sebebi de aslında çok açık. Kuşkusuz Fincher seferinde bambaşka senaristlerle çalışıyor. Üstelik bu filminde daha önce senaryosu olmayan, sadece kitabın yazarı ünvanını elinde bulunduran birine teslim edilmiş, kötü mü olmuş kuşkusuz hayır ama daha iyi dokunabilecek senaristler de yok değildi. Dolayısıyla Aaron Sorkin, Andrew Kevin Walker, James Vanderbilt ve Uhls gibi senaristler Fincher’ın filmlerini bambaşka diyarlara güçlü bir şekilde savururken, Eric Roth, David Koepp, David Giler ve Steven Zaillan gibi senaristlerde daha geleneksel senaryolarla hollywoodvari işlerle Fincher'ın yerinde sabit durmasına neden oldular. Zodiac ile unutulmaz bir polisiye ve bilmece başyapıtına imza atmasına rağmen Fight Club ve Seven kadar hak ettiği değeri görememişti. Umarım bu filmi de en az Social Network kadar ilgi görür yönetmenin. İzleyin ve izlettirin diyorum. 8/10
    zafer D.
    zafer D.

    Takipçi 11 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    18 Ekim 2014 tarihinde eklendi
    Basyapit olmamakla beraber psikolojik gerilimin en iyilerinden diyebilirim. Her saniyesinde ilginizi tepe noktada tutan ve sonunu tahmin edebildiginiz halde acaba ne olacak dediginiz ender filmlerden. Acikcasi 2 saat daha surse gozumu kirpmadan izlerdim. Yonetmen, oyunculuklar falan zaten muazzam. IMDB notunu biraz abarti bulsam da kacirilmamasini tavsiye ederim.
    rudeonerudeone
    rudeonerudeone

    Takipçi 1.698 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    16 Ekim 2014 tarihinde eklendi
    Sezonun en beklenen filmlerinden biriydi. Önemli dallarda Akademi Ödülleri için ismi geçiyor. Fincher'ın muhteşem sinematografisinin şimdiden en nadide parçalarından biri haline geldi. Uzun süredir sağlam bir film gelsin de sinema salonunda izlesek diye bekleyen sinemaseverleri tatmin edecek "Gone Girl", artık perdede.

    Kendisi de Missouri doğumlu olan yazar Gillian Flynn'in aynı adlı 2012 tarihli romanından uyarlandı film. Kitap haftalarca bestseller kaldı. Yaşadığımız zaman ile ilgili yerinde tespitleri, unutulmayacak ve çok güçlü karakterleri var. Bunlardan birini, Amy'yi, kariyerinde bu rol ile birlikte büyük bir sıçrama yapan Rosamund Pike, diğerini ise her zaman aktörlüğü tartışma konusu olmuş, son yıllarda daha çok kaliteli yönetmenliği ile gündeme gelen, popüler isim Ben Affleck canlandırıyor. Yan karakterlerde de üst düzey oyuncuların üst düzey performansları var ve belki onlar da detaylı olarak ele alınmayı hak ediyor. Ancak bu film tartışmasız olarak Nick ve Amy ile alakalı.

    Kitapta muhakkak daha detaylı, ince ince yaratılıyor bu karakterler. Fakat Fincher ve ekibi de oldukça başarılı. Nick aslen bir "Missouri delikanlısı", annesinin rahatsızlığı nedeniyle New York'tan yeni evlendiği eşi ile birlikte "mahallesine" dönüyor. Çok sempatik bir karakter değil aslında. Ancak tamamen antipatik olduğunu da söylemek zor. Film boyunca yaşananlar, Nick ile ilgili düşüncelerinizi bir o yana bir bu yana savuruyor. Yakınlık duyuyor, ardından nefret ediyorsunuz, daha sonra acıyorsunuz vs. Zaten bu durumu filmin sonlarına doğru kendi ağzından da aynen bu şekilde duyabiliyoruz. Amy ise, Pike'ın efsanevi oyunculuğunun da etkisi ile kuşkusuz, tek başına birkaç filme konu olabilecek bir insan. "Amazing Amy" isimli çocuk kitapları serisinin baş kahramanı. Standartları çok yüksek biri. Muhteşem bir eğitim kariyeri var, akıllı, kültürlü, zevk sahibi. Tam bir "elit". Bir şekilde bu iki insan birbirine aşık oluyor, çok güzel bir birlikteliğe başlıyor. Ancak devamında bazı sorunlar baş gösteriyor. Global ekonomik kriz giriyor araya önce. Evlilik-para-ilişki konuları gündeme geliyor. Sonrasında bebek isteme-istememe, Nick'in farklı arayışları tercih etmesi gibi, aslında günümüzde pek çok evlilikte yaşanan sorunlardan bazılarını onlar da yaşamaya başlıyor. Zaten asıl orjinallik bu noktadan sonra ortaya çıkıyor. Amy'nin bu durumlara "tepkisi", filmin merkezini bambaşka bir noktaya çekiyor. Filmin başında tanıdığımızı sandığımız kadın, belki de sinema tarihinin en keskin geçişlerinden birini yaşıyor ve sonrasında bambaşka bir kadına dönüşüyor.

    Çok belirgin hatlarla birkaç bölüme ayırabiliriz filmi. Öncelikle bir gizemi çözmeye çalışıyorsunuz. Bu kadına ne oldu? Kim, ne yaptı? Bu soruların cevabını almanızla birlikte film yaklaşık iki dakika içinde bambaşka bir kimliğe bürünüyor. Sırlar açığa çıkmaya başlıyor. Bu bölümün ardından yine bambaşka frekansta, bir diğer aşamaya geçiliyor. İzlerken çok iyi anlayacaksınız. Bu aşamaların toplamı, aslında uzun sayabileceğimiz bir film oluşturuyor. Finale doğru özellikle dikkatinizi dağıtmamak ve odaklanabilmek adına biraz ekstra çaba sarf etmeniz gerekli.

    Missouri-New York çatışması. Müzik kullanımı, ve Fincher'ın bilindik usta yönetmenliği. Kültürel referansların bolluğu. Merkezde etraflıca ele alınmış bir "evlilik müessesesi" çıkmazı. Kadın-erkek ilişkileri. Daha pek çok konuya değiniyor film. Herkesi, özellikle de evli olanları sanırım, oturup düşünmeye sevk ediyor adeta. Uzun muhabbetlerin konusu oluyor. Başarılı insanların elinden çıkmış bu başarılı filmi fazla geç kalmadan görmek gerekli.
    Leyla Ö.
    Leyla Ö.

    Takipçi 1 değerlendirme Takip Et!

    4,0
    14 Ekim 2014 tarihinde eklendi
    filmi bugün izledim. Öncelikle söylemeliyim ki film uzun 2,5 saate yakın. ama inanın nasıl geçtiğini anlamadım, film sizi öyle bir içine alıp götürüyor ki, nerede olduğunuzu ve zamanı unutuyorsunuz, filmin senaryosu da oyunculuklar da çok iyi, tek şaşırdığım ve başka türlü olsaydı daha iyi olurdu dediğim yer finali, sanki finali tam oturmamış gibi, sanki önce yönetmen David Fincher başka bir şey düşünmüş, sonra vazgeçmiş gibi geldi. Filmden çıktıktan sonra bayan başrol oyuncusu Rosemand Pike etkisi oyuncuğunun altında kaldığımı rahatlıkla söyleyebilirim.
    Benhur B.
    Benhur B.

    Takipçi 27 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    21 Kasım 2014 tarihinde eklendi
    Bir filmi David Fincher yönetmişse o film mutlaka izlenmelidir tezimde yine haklı çıktığımı düşünüyorum. Bir de bunun üzerine Ben Affleck baş rolde ise kaçırmamak gerekir diye düşünmüştüm. Evet muhteşem bir film demek yanlış olur ama izlenmesi gerekir diyebilirim. Filmde evliliklerde yaşanan süreçleri gördüğünüzde "aynı bizim evliliğimiz" deme ihtimaliniz çok yüksek. Aman ha aynı benim eşim demeyin de... Söyelmezsek ayıp olur, Rosamund Pike gerçekten oscarlık bir performans sergilemiş. Oyunculukta sınıf atladığı yapım bu olacak sanırım. Bu filmi gördükten sonra "bir kadın bir erkeğe istemediği şeyleri de kolayca yaptırabilir" diyeceksiniz. Sıkmayan, ayakta tutan ve şaşırtan bir film. Görmelisiniz...
    Burak H.
    Burak H.

    Takipçi 121 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    10 Ekim 2014 tarihinde eklendi
    The Curious Case of Benjamin Button gibi Oscar’a oynadığı bir film yapmış olsa bile David Fincher deyince seyircinin aklına gerilim alt türünün başarılı işler ortaya koyan yönetmeni geliyor. Kariyerinin başından beri tür filmlerinde çizgisini bozmayan Fincher, en son Avrupa’dan uyarladığı The Girl With the Dragon Tattoo ile başarılı bir aksiyon gerilim örneğine imza atmıştı. Şimdiyse karşımıza yılın en iddialı gerilim filmlerinden biri ile çıkıyor: Kayıp Kız, tam da Fincher’dan bekleyeceğimiz kıvamda, onun Se7en gibi bir filmde yarattığı, o özlem duyduğumuz tüyler ürperten atmosferde bir yapım olmuş.
    Fundalina Jolie
    Fundalina Jolie

    Takipçi 178 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    10 Ekim 2014 tarihinde eklendi
    Öncelikle bir gerilim filmi izlemek üzere hazırlanmışken, hem bolca güldüğüm hem de alt metinleri sebebiyle üzerinde düşündüğüm bir film izledim. Temelinde kara mizah olan Gone Girl, tahmin edilemeyen entrikaları, zaman zaman düşen temposuna rağmen sonuna dek merakımızı ve ilgimizi canlı tutmayı başaran bir anlatıma sahip.
    Deniz O.
    Deniz O.

    Takipçi 170 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    10 Ekim 2014 tarihinde eklendi
    Gillian Flynn’in aynı isimli romanından beyaz perdeye aktarılmış Gone Girl, 2.5 saat boyunca bir çok tema işlenmiş: Beş yıldır evli olan bir çiftin evlilikleri, medyanın sığlığı ve toplumu nasıl etkilediği ve bunun üzerine kurulu sanal hikayeler, kendini bulamamış ve ailesi tarafından kontrol edilen bir kadın...
    Helin K.
    Helin K.

    Takipçi 1 değerlendirme Takip Et!

    4,5
    10 Ekim 2014 tarihinde eklendi
    bu film tam olarak evlilik psikopatolojisinin bilinç altını cesurca ayyuka çıkarmış. cinsiyetçi yaklaştığı iddialarının tam tersine çok gerçekçi kadın cesareti, intikam alma isteği, zekası ve hırsı ile kapitalist sistemi aile olgusu politizasyonu üzerinden kurgulamış bir baş yapıt. kaçırmayın derim. beyaz perdeye sevgiler :)
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top